Artık 'Benlik bir şey yok'tu

Merve Akbaş
16:2115/03/2024, Cuma
Yeni Şafak
Betül Yeşil Çelik
Betül Yeşil Çelik

İlk kitabı Tuhafiye’yi Mecaz Yayınları etiketiyle okurla buluşturan Betül Yeşil Çelik kitabının yayınlandığında hissettiklerini anlatırken, “Nihayetinde kitabım artık muhatabına ulaşmak için yola çıkmıştı ve tabiri caizse artık ‘benlik bir şey yok’tu. Bu hissi çok garipsedim” diyor.

İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?

İnsanın genel olarak hislerine yönelik sorulara cevap vermesi kolay değil. Biri bunu ayaktayken sorsa “hele şöyle soluklanayım” deyip oturmak isterdim sanırım. Ama mademki sordunuz, biraz nefesleneyim, hafızamı ve kalbimi biraz yoklayayım… O gün doğum günümdü. Ama ben beni çok heyecanlandıran başka bir işle meşguldüm. 2024 yılı için bir takvim tasarlıyordum. Kendimi o kadar kaptırmıştım ki, aylardır beklediğim kitabım önemini yitirmiş gibiydi. Nihayetinde kitabım artık muhatabına ulaşmak için yola çıkmıştı ve tabiri caizse artık “benlik bir şey yok”tu. Bu hissi çok garipsedim. Ne kadar sevinçli olsam da sanırım daha coşkulu olmayı bekliyordum, ki zaten fıtraten çok coşkuluyumdur. Ekrem Demirli sıklıkla insanın yapıp ettiklerinden kurtulmasından bahseder. Yani sadece kötü fiillerimiz değil işlediğimiz hayırlar, iyi işler, ürettiklerimiz de bizim üzerimizde bir tahakküm kurabilir. Oraya takılı kalırsak onun esiri olabiliriz. Bu yüzden bir an evvel bundan kurtulup önümüze bakabilmeyi tavsiye eder. Bu, bir denk gelme miydi, yoksa sevgili hocamın bu öğüdünü farkında olmadan içselleştirmiş miyim bilmiyorum. Fakat kitabım çıktığımda ben ondan çoktan uzaklaşmış, başka işlerin peşine düşmüştüm. Yine de muhatabını bulmasına dair sevinçli dualarımın olduğunu saklayamam. Bilirsiniz, Ferhan Şensoy, ilk kitabı Kazancı Yokuşu’nu yazdığında ustası Haldun Taner’e okutur. Arka kapağına düşüncelerini yazmasını rica eder. O da yüreklendirici övgüler yazar. Fakat “İlk kitaplar hep ziyan olur. İlk kitabı yazmamak lazım.” demekten de kendini alamaz. Bu yüzden içimde ziyan olmasın, kalplere dokunsun arzusu vardı.


BU AN BENİ BİRAZ ÇOCUKSULAŞTIRDI

Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız? Önce kapağına baktım. Kitabın kapak tasarımını ve çizimlerini de kendim yaptığım için nasıl göründüğünü çok merak ediyordum. Hızlıca sayfaları çevirip çizimlerin nasıl çıktığını kontrol ettim. Ve sonra kapatıp sırtına baktım. Kitap sırtlarını çok severim. Çünkü bence bir kütüphanenin en estetik yanı, kitaplığın mobilyası, rengi, cinsi değil, onu dolduran kitapların sırtıdır. Bu yüzden hemen oraya baktım ve adımı gördüm. Bu anın beni biraz çocuksulaştırdığını itiraf edeyim.

Kitabınızı ilk kime imzaladınız?

Kızımın arkadaşı Ahmet’e imzaladım. Çünkü yayınevinin gönderdiği kitapları arkadaşlarına hediye etmek için sabırsızlanıyordu. Ben de kızıma daha özel bir şey yazmak için onu sona bıraktım. Çok acemice bir imzaydı. İsmini bile yanlış yazdım çocuğun. Bu suçlulukla soruyu “Kitabı hâlâ kime imzalamadınız?” diye de okuyorum bu yüzden. Zira tüm sınıfa imzaladım, ama en güzel kelimeleri ararken kızıma hâlâ imzalayamadım.

Yazmaya nasıl başladınız?

Çocukluk yıllarımdan beri yazıyorum aslında. Son zamanlarda biraz ihmal etsem de 2007 yılından beri tuttuğum dua defterime, kendi kişisel tarihimi ve ülkenin gündemin şahitliğini yazarak yazma pratiğini hiç bırakmadım. Fakat başkasının beğenisine sunulan ilk yazılarımı Turuncu dergisinde yazdım. 2014 yılıydı, dergi el değiştirmişti ve yeni yazarlara ihtiyacı vardı. Yüksek lisanstan arkadaşım Serdar, benim adımı vermiş. Bana “sen yazsana” dedi. “Ben yazar değilim ki” dedim. “Bence sen yazarsın.” dedi. Bunu nasıl öngördü bilmiyorum, ama yazarlık tecrübemin ilk domino taşını o devirmiştir.

Gece mi yazarsınız, gündüz mü?
Tamamlayamadığım yazılar için geceyi kullanırım, ama en iyi gündüzleri yazarım. Uykuya çok düşkünüm. Gece çizim yapabilirim, ama uykusuzluk zihnimi toplamama engel olur. Keşke gececi olabilseydim.
Defter mi, bilgisayar mı?

İç dökümüm için defter. Sıkıldığım toplantılar, çok çaresiz hissettiğim anlar, bocaladığım ya da çok eğlendiğim anlarda bunu bir yere hemen yazmak isterim. Okunaksız hatta çirkin bir yazıyla bulduğum ilk sayfaya yazarım. Böylece zihnimi ve kalbimi hizaya çekerim. Fakat yayımlanmak için yazdığım yazılar için bilgisayarı kullanırım. E-posta kutumun taslakları yazılacak yazılarla doludur.

#Betül Yeşil Çelik
#aktüel
#kitap eki