Aynı mahallede yaşayan dört afacanın, arkadaşları Gömü’nün evinin kurtarılma hikâyesinin anlatıldığı “Büyük Macera: Hazine Peşinde” filmi vizyonda. Arkadaşlığın en büyük hazine olduğunu belirten filmin yönetmeni Ahmet Toklu, filmle oyun kültürünün devam ettiğini, bireyselliğin dışında toplum olma ve beraber bir şeyleri başarıp mücadele etmeyi anlatmak istediklerini söylüyor.
Ahmet Toklu’nun yönettiği “Büyük Macera: Hazine Peşinde” filmi geçtiğimiz günlerde gösterime girdi. Çocukların eşsiz dünyasında birlik ve beraberliğin anlatıldığı film, aynı mahallede yaşayan dört arkadaşın hikâyesine yer veriyor. Film, Güneşli Mahallesi’nde yaşayan dört yakın arkadaşın Demir “Gömü” Kaya, Eylül «Maviş» Birgül, Can «CanCan” Kantar, Ali “Muhtar” Kaygısız, belalıları olan Osman “Junior” Akbaba ve Yancısı Ali “Ünsüz” Bakan ile mahalledeki tek oyun parkı için amansız bir mücadele içinde oluşunu anlatıyor. Bekir Akbaba, mahallenin en zengini olan rahmetli kayınpederinin vasiyetini ele geçirip sakladığından beri, mahallelilerin dükkân ve arazilerine haksız yere el koyuyor. Sıra babaannesi Nazmiye ile yaşayan Demir’in evlerinin bulunduğu araziye geldiğinde, Akbaba evlerini boşaltmaları için on gün süre tanıyor. Bu durumu öğrenen Gömü, Maviş, CanCan ve Muhtar bir yandan Junior Akbaba ile mücadele ederken bir yandan da Gömü’nün bulduğu eski bir hazine haritası yardımıyla babaannesi ile yaşadıkları evi Akbaba’dan kurtarmak için büyük bir maceraya atılıyor.
Yapımcılığını No23 Prodüksiyon’un yaptığı, yönetmen koltuğuna ise Ahmet Toklu’nun oturduğu filmin senaryosunu Deniz Tuncay kaleme alıyor. “Büyük Macera: Hazine Peşinde” filminde birçok başarılı projeye imza atan çocuk oyuncu Emir Ali Doğrul başrolünü üstlenirken Muherrem Türkseven, Güzin Usta, Kayra Orta, Eymen Mesut Kılıç, Said Ege Yıldırım, Yiğit Toprak Ateş, Damla Cercisoğlu Kaptan, Orçun Kaptan, Mehmet Kaya, Ebru Sarıtaş, Asaf Baydar, Ali Eren Altunkara, Adar Altunkaya, Selinda Nur Keküllüoğlu ve Semin Özge Gül gibi usta isimler yer alıyor. Biz de filmin yönetmeni Ahmet Toklu, senaristi Deniz Tuncay ve filmin başrol oyuncusu Emir Ali Doğrul ile Eymen Mesut Kılıç ile konuştuk.
MAHALLE KÜLTÜRÜ BENİ CEZBETTİ
Filmin yönetmeni Ahmet Toklu, filmin arkadaşlığın en büyük hazine olduğu düşüncesi ve duygusu üzerine yoğunlaşan bir senaryo olduğunu dile getiriyor. Toklu, “Dört arkadaş, filmin ana karakteri Demir ‘Gömü’ Kaya’nın evlerinden gitmemesi ve mahallede kalması için bir hazinenin peşine düşüyor. Bu dört arkadaş finalde de bu hazineyi bulup arkadaşlarının mahallede kalmasını sağlıyor. Aynı mahallede yaşayan dört arkadaşın beraberlikleri yoluyla ana karakterin evlerini kurtarma hikâyesini anlatıyoruz” diyerek filmi anlatıyor. Toklu, projeyi kabul ederken, daha önce çektiği filmlerde olduğu gibi yine mahalle kültürü, arkadaşlık ve beraberlik kültürünün kendisini cezbettiğini dile getiriyor.
Yine Pota filmindeki gibi bu duyguların üstüne yoğunlaşmaya çalıştığını söyleyen Toklu, çekimlerin de bu yüzden eğlenceli geçtiğini kaydediyor. “Çocuklarla daha önce çalıştığım için alışık olduğum bir durumdu. Onlarla çalışıp, onların dilini ve onlarla nasıl ilişki kuracağımı daha önceki filmlerimde de deneyimlemiştim. Bu filmde benim açımdan daha kolay oldu” ifadelerini kullanıyor. Günümüzde teknolojiyle herkesin daha da bireyselleştiğinin altını çizen Toklu, çocukların neredeyse arkadaşlarının ve sokaktaki oyun kültürlerinin yok denecek kadar az bir hale geldiğini vurguluyor ve ekliyor: “Bu filmde hâlâ bu oyun kültürünün devam ettiğini ve bireyselliğin dışında toplum olma ve beraber bir şeyleri başarıp mücadele etme üzerine yoğunlaşlaştık.”
ÇOCUKLARIN İÇERİSİNDE KÖTÜLÜK YOK
Filmin senaristi Deniz Tuncay ise çocukları daha iyi gözlemleme şansına eriştiğini söyleyerek, kendi çocukluğundan yola çıkarak senaryoyu yazdığını anlatıyor. “Biz sokakta büyüdük. Oyunları sokakta oynamayı öğrendik şimdiki çocuklar teknolojiye daha hakimler” diyen Tuncay, “Burada biraz işin içinde teknoloji biraz da sokakta bir hayat var. Arkadaşlığın önemini ve arkadaşlık ilişkilerinin pekiştirilmesini istedik. Ayrıca yetişkinlerin kendi çocukluğunu hatırlamasını istiyoruz” ifadelerini kullanıyor. Günümüz çocuklarının biraz bireyselleşip evlere kapanmasına üzüldüğünü belirten Tuncay, bu filmle çocukların en değerli hazinesinin arkadaşlık olduğunu hatırlatmak istediklerini söylüyor ve ekliyor: “Çocukların içerisinde kötülük yoktur. Çocuklar birbirleriyle her an kavga edebilirler ama onların o dostluğunu etkilemez. Gün sonunda yetişkinler gibi olmazlar. Moralleri hemen yerine gelir.”
Gömü gibi çok hırslıyım
Filmde Demir “Gömü” Kaya rolüne hayat veren başrol oyuncusu Emir Ali Doğrul, rolüne hazırlanırken zorlanmadığını ifade ediyor ve “Gömü” karakteriyle çok fazla ortak yönünün olduğunu söylüyor. “Çoğunlukla ben de onun gibi davranıyorum. Ben de ‘Gömü’ gibi hırslıyım ve çok hevesliyim” diyen Doğrul, bir konuya odaklandığı zaman her zaman araştırma isteğinin olduğunu söylüyor. En sevdiği sahneyi de “Lunaparka arkadaşlarımdan özür dilemeye gittiğimde CanCan’ın organik yaprak dökmesi aslında hepimizin en sevdiği sahne oldu. Çünkü CanCan bana küsmüştü ve oraya gelerek barışmış olduk” sözleriyle anlatıyor. Doğrul, filmi izleyen kişilerde arkadaşlığın önemini vurgulamak istediklerini belirtiyor ve ekliyor: “Gömü, karakteri filmin sonunda hazineyi açmadan önce ‘En büyük hazine dostluğumuz’ diyor. Yani altınlar önemli değil. Çünkü Gömü tek başına bunları başaramazdı. Hep birlikte arkadaşlarıyla büyük hazineye ulaştı ve evini kurtardı.”
Filmde Can “Cancan” Kantar karakteriyle izlediğimiz Eymen Mesut Kılıç ise arkadaşlarına çok düşkün ve sürekli yemek yiyen biri. Teklif geldiğinde “Ben bu karakteri kesinlikle canlandırmalıyım” diyen Kılıç, filmde canlandırdığı karakterle en büyük ortak yönünün yemek yemek olduğunu söylüyor. Gerek set içinde ve gerekse set dışında çok eğlendiklerini anlatan Kılıç, çekimde zorlandığı anların da olduğunu dile getiriyor. Kantar, biraz engebeli yollarda çekim yaptıklarını ve bisiklet sürme sahnesinde zorlanıp düştüğünü söylüyor. “Bu filmde en önemlisi arkadaşlık söz konusuydu” diyen Kılıç, “Galamızı yaptık ama artık set sonrası bizim de arkadaşlığımız ve dostluğumuz devam edecek. Arkadaşlığın ön planda olduğu bir film oldu esasında” diyor.