Antidepresanlar hakkında yapılan çoğu yersiz ve bilimsel gerçeklerle uyuşmayan açıklamaların, tedavi sürecindeki hastaları olumsuz etkilediğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Cengiz Soylu, antidepresanlar hakkında bilinmesi gerekenleri açıkladı.
Açıklamalar üzüntü verici
Antidepresanlar hakkında bilinmesi gerekenler
Yersiz ve bilimsel gerçeklerle uyuşmayan açıklamaların, tedavi sürecindeki hastaları olumsuz etkilediğini ifade eden Soylu, antidepresanlar hakkında şu bilgileri verdi:
Antidepresan ilaçlar çok sayıda ilaca oranla çok güvenilir, uygun doz ve sürede kullanıldığında sorunsuz; bireye, ailesine ve topluma yaptıkları olumlu katkılar nedeniyle de vazgeçilmez ilaçlardır. Yanlış bilinenin aksine bağımlılık yapmazlar. Almadığınızda almak için arzu duymazsınız, aldığınızda uyuşturucular gibi hemen keyif almazsınız. Ancak antidepresanlar, beyin üzerinden etkili oldukları için düzenli biçimde ve yeterli süre alınması gereken ilaçlardır. İlacı almayı ani kestiğinizde beyin buna adapte olamaz, bu bağımlılık değildir, tıpta ‘kesilme belirtisi’ denilen durumdur. İlacı azaltarak kesmek gereklidir.
Antidepresanlar ‘altına sığınılacak’, ‘kafa yapan’, ‘mutluluk veren’ ilaçlar değildir, söylendiği şekilde ‘mutluluk hormonu’ hiç değildir. Ancak sıkıntısı olan, mutsuz, moralsiz, çökkün ya da kaygılı kişilerde, hastalık belirtilerini yatıştırarak kendilerini daha rahat hissetmelerine yardımcı olur. Bariz ruhsal yakınmaları olmayan kişiler, antidepresan ilaç aldıklarında, kendilerini iyi hissetmek yerine, ilacın yan etkilerini yaşayacaklardır.
Antidepresanlar uyuşturucu ilaçlardan değildir. Belki de antidepresan ilaçların en çok eleştirildiği husus, bu ilaçların sadece avuttuğu, uyuşturduğu ve tedavi etmediği hususudur. Oysa antidepresanlar uyuşturucu ilaçlardan değildir. Birçok sakinleştirici ya da ‘uyuşturucu’ maddenin aksine alındıklarında hemen etki etmezler, düzelme için birkaç hafta beklemek gerekir. Antidepresanlar beyin kimyasını olumlu biçimde değiştirir, kişinin hastalığını tedavi eder. Ancak kişinin genetik yapısının, kişilik özelliklerinin, stres faktörlerinin değişmemesi nedeniyle tedavi bittikten sonra hastalık tablosu tekrar edebilir. Bu durum bedensel hastalıkların tedavisi gibidir. Örneğin sinüzit olduysanız, antibiyotik tedavi almalısınız ve önerilere dikkat etmelisiniz. Buna rağmen düzelmeyebilir ve hastalığınız kronikleşebilir. Düzelirseniz bile uygun olumsuz şartların varlığında yine sinüzit olabilirsiniz. Antidepresan tedavisinde de aynı durum geçerlidir.
Antidepresan ilaçlar kişiliği değiştirmez. Ama bu ilaçlar mizaç üzerinde olumlu etkiler yaparak depresyonu, kaygıları yatıştırarak anksiyete ve paniği düzeltebilir. Hatta ruhsal rahatlamaya bağlı olarak stresin ortaya çıkardığı bedensel belirtileri de düzeltebilir.
Antidepresan ilaçların hastalığın tipine, şiddetine ve tekrarlama sıklığına göre bir kullanım süresi vardır. Bu süre hekimin belirleyeceği bir süre olup hastadan hastaya göre değişir. Bazen aylar, bazen yıllar sürebilir, fakat bu süre ‘hayat boyu’ değildir. Bir kısım hastalar, belirtiler düzelir düzelmez, ilaçlarını kesiyorlar. Bu şekildeki kullanım mevcut hastalığın tekrarlamasına neden olur. Sonuç olarak antidepresan ilaçlarla ilgili olarak halkımızın sadece bu işin uzmanı olan hekimleri dikkate almalarını, özellikle medyatik ama bilimsellikten uzak insanların söylediklerine itibar etmemelerini öneririz. Ne olursa olsun eş-dost tavsiyesine göre ilaç kullanmak, ya da kullanılan ilacı bırakmak doğru olmaz.