AstraZeneca Türkiye’nin desteği ile Türk Akciğer Kanseri Derneği tarafından hazırlanan “Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Raporu” tıbbi onkoloji, göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp ve patoloji branşlarının yaklaşım ve yöntemlerini, akciğer kanserinin tanı ve tedavisi için birlikte çalışmaları bir araya getiriyor. Raporda önerilen yaklaşımlar sayesinde akciğer kanseri tedavisinde vakit kaybedilmeden daha hızlı tanı ve doğru tedavi uygulamaları mümkün olabilecek.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre 2018 yılı itibariyle yıl içinde 2 milyondan fazla kişiye (tüm kanserlerin yüzde 11,6’sı) akciğer kanseri tanısı konuyor. Ölüm nedeni sıklığında, kanser nedeniyle gerçekleşen ölümler arasında erkeklerde yüzde 22 ile birinci olan akciğer kanseri kadınlarda yüzde 13,8 ile meme kanserinin ardından ikinci sırada yer alıyor.
Türk Akciğer Kanseri Derneği tarafından hazırlanan “Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım” raporu açıklandı.
Multidisipliner yaklaşım hayat kurtarıyor
'Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Uzlaşı Raporu'nu değerlendiren Türk Akciğer Kanseri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, raporun hazırlanma gerekçesini şu sözlerle açıkladı:
- “Akciğer kanseri, hastaların ilk tanı anından son tedaviye kadar birçok branş tarafından değerlendirildiği ve ülkemizde en çok görülen kanser türü. Bu hastalığın başından sonuna doğru yönetilmesi, hastaların evreleme ve tedavisine multidisipliner takımın karar vermesi hastaların doğru tedavi ile buluşmasındaki en önemli faktör. Hastanın bu yolculuğunun her aşamasının benzer titizlikle ve hangi yöntemlerle ele alınması gerektiğini vurgulamak ve bu hastalıkla uğraşan tüm branşlardaki sağlık çalışanları ve toplum nezdinde farkındalığı artırmak amacıyla bu önemli raporu hazırladık.”
Multidisipliner yol haritasıyla tanı ve tedavide vakit kaybı önlenecek
Raporun akciğer kanserinin tanı ve tedavisinde mükemmeliyete ulaşması için bir yol haritası niteliğinde olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erdem Göker, akciğer kanseri tedavisinde mükemmeliyetin yolunun farklı branşlardan uzmanların birlikte çalışmasından geçtiğini ifade etti. Raporda yedi farklı branş arasında bir tanı ve tedavi uzlaşısı sağlanmasına öncelik verdiklerini aktaran Prof. Dr. Erdem Göker, “Hastaların ayrı ayrı hekimleri dolaşmalarından ziyade, tüm branşlardaki hekimlerin bir arada tartışıp uzlaşarak her bir hasta için en doğru olanı bulmalarını amaçlıyoruz. Akciğer kanseri ile uğraşan her hekimin, hastanın tanı ve tedavi izlemi standart yaklaşımlarla tam uyumlu olsa bile, değişik branşların ortak kararı ile bu standardı yerine getirmelerinin hem hastaya hem de ilgili tüm hekimlere katkısının büyük olacağını düşünüyoruz. Raporumuzda önerdiğimiz yöntem ve yaklaşımlarla akciğer kanserinin teşhis ve tedavisi için disiplinlerin ortak bir akılla çalışmaları sayesinde tanı ve tedavide vakit kaybedilmeyecek. Ayrıca daha hızlı teşhis ve doğru tedavi uygulanabilecek” diye konuştu.
Disiplinlerarası yaklaşım maliyet avantajı da sağlayacak
Akciğer kanserinin ekonomik yüküne de dikkat çeken Prof. Dr. Erdem Göker, “2018’de açıklanan ‘Türkiye’de Akciğer Kanseri Raporu’na göre akciğer kanserinin ülkemize olan toplam ekonomik yükü 8,8 milyar TL civarında. Dolaylı maliyetlerin de dahil edilmesiyle birlikte akciğer kanserinin hasta başı ortalama maliyetinin 175.838 TL olduğunu görüyoruz2. Akciğer kanserinde dolaylı maliyetlerin toplam ekonomik yük içinde önemli bir paya sahip olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla raporumuzda yer verdiğimiz disiplinlerarası yaklaşım, akciğer kanseri tedavisinin başarı oranını artırmayı hedeflemekle birlikte, maliyet açısından da faydalı olacaktır” diye konuştu.
Tedaviler koronavirüs salgınında da devam etti
Kovid-19 salgınının tüm hastaların yanı sıra akciğer kanserli hastaları da etkilediği görülüyor. Uzmanlar kanser tanı oranlarının salgınla birlikte düşüş yaşadığına dikkat çekerken, AB ülkesi beş ülke ve ABD’deki hekimlerin yüzde 40’ından fazlası akciğer kanseri tanısında gecikmelerin yaşanmasını öngörüyor. İlgili hekimlerin yüzde 70’inden fazlası ise biyopsi ve planlı tedavilerde gecikmelerin yaşanmasını bekliyor. Kovid-19 salgını nedeniyle yaşanılabilen gecikmelerin yanı sıra salgın döneminde hızlanan dijitalleşmenin farklı disiplinlerin bir araya getirilmesi için çeşitli avantajlar sunduğunu vurgulayan TAKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, “Dijital platformlarda gerçekleştirilen konseyler sayesinde tüm hastalarımızın tanı ve tedavi kararları tüm uzmanlık alanlarının ortak kararlarıyla alınabildi. Gerek kemoterapi gerekse hedefe yönelik tedaviler ve immunoterapi başarıyla uygulandı.” ifadelerini kullandı.
Hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarına koşulsuz destek
Raporda sunulan yöntem ve yaklaşımların sağlık çalışanlarının yanı sıra hasta ve hasta yakınları için de önemli olduğunun altını çizen AstraZeneca Türkiye Ülke Başkanı Ecz. Serkan Barış şunları söyledi: “Multidisipliner yaklaşımın uygulanmasıyla birlikte daha iyi ve doğru tanı-tedavi-izlem şansının arttığına inanıyor, bu bilincin hasta ve hasta yakınlarında da yaygınlaştırılmasını destekliyoruz. Hastalar ve yakınlarının, akciğer kanserinin tanısı ve tedavisine yönelik bilgilerinin artması ile kritik öneme sahip süreçlerde vakit kaybedilmesinin önüne geçilebilir. AstraZeneca Türkiye olarak akciğer kanseri alanına odaklı sağlık çalışanlarımızın, akciğer kanseri hastalarının ve yakınlarının önemli ihtiyaçlarına yanıt veren bu çalışmaya koşulsuz destek olmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz.”
Vatandaşlar akciğer kanserinin önlenebildiğini unutmamalı
Akciğer kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğunu hatırlatan TAKD Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdem Göker, “Akciğer kanseri erken evrelerde teşhis edildiğinde ve uygun tedavi uygulandığında tedavide başarı şansı yüksektir. kovis-19 salgını nedeniyle gerek tanı aşamasında gerekse tedavi ve izlem aşamasındaki hastaların mutlaka hekimleriyle iletişim kurmaları gerektiğini önemle duyurmak istiyoruz. Akciğer kanseri beklemez. AstraZeneca’nın koşulsuz desteği ile hazırlanan bu raporda akciğer kanserinde multidisipliner yaklaşımın önemini bir kez daha göstermiş bulunuyoruz. Bu bağlamda, AstraZeneca Türkiye’ye teşekkür ediyorum” diye konuştu.