Aile hekimleri, aşı karşıtlığı söylemlerden tedirgin olduklarını ve aşı reddiyle birçok hastalığın tekrar ortaya çıkabileceğini belirterek aşıların zorunlu yapılabilmesi için kanun çıkarılmasını talep ettiklerini bildirdi.
5. Ulusal Aile Hekimliği Kongresi 2018, KKTC'nin başkenti Gazimağusa'da bir otelde gerçekleştirildi.
İstanbul Aile Hekimliği Derneği Başkanı Dr. Kutbettin Demir, düzenlenen basın toplantısında, son zamanlarda gündeme gelen aşı karşıtlığına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Aile hekimlerinin aşı karşıtlığından tedirgin olduklarını, her platformda bilim çerçevesinde halkı bilgilendirmeye çalıştıklarını ifade eden Demir, şöyle konuştu:
"Biz, aşı zorunluluğu ile ilgili kanun talep ediyoruz. Sağlık Bakanlığından, hükümetten ve anamuhalefetten bununla ilgili bir kanun tasarısı düzenlenmesini istiyoruz. Bir kanun çıkartılmalı ve daha önce çiçek hastalığında olduğu gibi şu an gündemde olan ölümcül hastalıklar için ve bebeklerin korunması için belli aşılar zorunlu hale getirilmeli. Çocuklarımız, yaşamlarını riske edebileceğimiz varlıklar değildir."
Aşı yaptırmayanlar nedeniyle aşı yapılan kişilerin de tehlike altına girdiğine dikkati çeken Demir, "Risk altındaki kişiler, aşı karşıtlığı nedeniyle yaşamını yitirebilir" uyarısında bulundu.
Aşıların içinde civa yok
Dernek Başkan Yardımcısı Dr. Şule Güçlü Şakrak da aile hekimlerinin en önemli görev alanlarından birinin koruyucu hekimlik oluğunu söyledi.
Türkiye'deki aşı oranlarının verilen emekler sayesinde gelişmiş ülkelere kıyasla yüksek olduğunu belirten Şakrak, şöyle devam etti:
"DSÖ 2013 karma aşı oranlarının uluslararası karşılaştırmasında dünya ortalaması yüzde 83, Avrupa bölgesi yüzde 94, Türkiye ise yüzde 97 bulunmuştur. Bu büyük bir başarıdır. Amacımız yüzde 100'e çıkmaktır. Aşı karşıtlığının sosyal platformlarda, kanıta ihtiyacı olmaksızın büyüdüğü bir zamandayız. Endişeliyiz çünkü aşı karşıtlığı o kadar arttı ki Akdeniz Üniversitesindeki kızamık alarmı gibi salgın alarmları başladı."
Aşı karşıtlığı ile salgınların söz konusu olmasından endişe ettiklerini vurgulayan Şakrak, İtalya'da aşı karşıtlığı sonrasında bu yıl kızamıktan dolayı bebeklerin hayatını kaybettiğini bildirdi. Şakrak, şunları söyledi:
"Ülkemizdeki aşıların içinde civa bulunmamaktadır. Geçmişte aşıların içinde çoklu doz uygulamalarında yer alan civa etil civa olup, vücutta birikmemektedir. Alınan bu civa dozu çoğu gıdanın içinde çok daha yüksek oranlarda yer almaktadır. Aşılar ile otizm arasında bir ilişki bulunmamaktadır. Kızamık Aşısı ve otizm ilişkisi ile ilgili iddiayı ortaya atan Dr. Wakefield'in bu çalışması Lancet dergisinden geri çekilmiş ve bu kişinin hekimlik faaliyetleri durdurulmuştur. Bilinmesi gereken en önemli şey, aşının en kolay ve en ucuz yoldan hayat kurtardığıdır."
Bebek ve anne ölüm hızlarında azalma
Dernek Başkanı Dr. Demir, aile hekimliğinin uygulamaya geçmesiyle temel sağlık göstergeleri olan bebek ve anne ölüm hızlarında azalma ile aşılama oranlarında artış elde edildiğini dile getirdi.
Türkiye'deki aile hekimliği uygulamasında bazı sıkıntılar yaşandığını savunan Demir, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Acil servislerdeki yoğunluğun da çaresi olarak ortaya atılan Aile Sağlı Merkezleri'nde mini acil kurulması kavramı da bunlardan biridir. Aslında acil servislerin kullanım hatasından kaynaklanan bu sorunun, işin içine aile hekimlerini katarak çözülmesi mümkün olmadığı gibi, geri dönüşü imkansız zararlara da yol açacağı ortadadır. Uygulama fikrinden vazgeçilmelidir."
Hekime yönelik şiddetin önlenmesi
Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Tamur da sağlık alanında yaşanan sıkıntıların hekime şiddet olarak döndüğünü belirterek "Biz, Türk Ceza Kanunu'na net olarak bir madde eklenmesini istiyoruz. Hem kişisel şiddet olarak değerlendirilmeli hem de sağlık hizmetini engelleme ciddi bir risk olarak değerlendirilmeli. Bu kişiler cezalandırılmalı, cezalar artırılmalı ve cezalar paraya çevrilmemeli." diye konuştu.
Eğitim kurumları, spor tesisleri, anaokulları ve askerlik gibi birçok alanda insanlardan sağlık raporu istendiğine işaret eden Tamur, rapor taleplerinin de bir düzene sokulması gerektiğini vurguladı. Tamur, "Birçok alanda da bu rapor taleplerinin kaldırılarak yerine beyan sisteminin getirilmesi şarttır." dedi.