Lila Prap, Slovenyalı bir yazar ve mimar. Serbest olarak yaptığı çizerlik, grafik tasarımı, iç dekorasyon ve yazarlığın yanı sıra çocuk kitaplarını resimliyor. Daha çok pastel tekniğiyle yaptığı resimli kitapları Kore, Fransa, Çek Cumhuriyeti, İsviçre, Norveç, Hindistan, Yunanistan, ABD, Kanada ve Japonya'nın yanı sıra 30'u aşkın ülkede yayımlandı. 1998 Bologna Çizerler Katoloğu'nda yer alan ve 2004 Frankfurt Fuarı'nda da konuk sanatçı olarak ağırlanan Prap'ın çizim serisinden oluşan bir çalışması da Japonya'nın televizyon kanalında çizgi film olarak uzun süre yayınlandı. Çizimleri kupalara, tişörtlere basılan Prap, geçtiğimiz haftalarda Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali için İstanbul'daydı. Çocuklarla yaptığı renkli workshop sonrası Prap ile bir araya geldik. Bir insanın beşikten mezara kadar ihtiyaç duyacağı ahlaki öğretileri masallardan kazanabileceğini söyleyen Prap, "Hayatta ihiyaç duyabileceğimiz her şey masallarda var. Masalları ne kadar çok okursak edindiğimiz tecrübeler o kadar hayatımıza entegre olur. İngiliz bir adamla tanışmıştım. İnsanları kırmaktan başka bir şey yapmıyordu. Masal okuyup okumadığını sorduğumda hiç masal okumadığını söylemişti. Sadece çocuklar değil yetişkenler de masal okumalı" diyor.
Festival için ilk kez Türkiye'ye gelen Prap, Türkiye'de çocuk edebiyatının bu kadar gelişmiş olduğunu görünce şaşkınlığını gizleyememiş. Türk çocuk edebiyatına dair araştırmalarına başlayacağını söyleyen Prap, uluslararası bir edebiyat festivalinde çocuk edebiyatına da yer ayrılmasının güzel bir şey olduğunu şöyle ifade ediyor: "Bir ülkede edebiyatın ölmemesi için çocukları bu alana çekmek gerekiyor. Bu festivalde de çocuklar düşünülmüş. Yerli ve yabancı yazarlarla buluştular. Farklı kültürden hikayelerle tanıştılar. Merak duyguları harekete geçti."
Günümüzde çocuk edebiyatının gelişme gösterdiğini belirten Prap, "Slovenya'da çocuklar için müze gibi bir yer açtık. Orada mağara konseptinde çocuklar çizimler yapıyor. İçerisinde çocuk kitapları da yer alıyor. Fakat geriye dönüp baktığımızda çocuk kitabının icadı bir kaç yüzyıl öncesine dayanıyor. Ondan öncesinde dilden dile dolaşan masaldan başka bir şey yok. Dünya genelinde çocuk edebiyatının bir geçmişi yok" diyor. Çocukların artık çok şanslı olduğunu söyleyen Prap, "Okuyabilecekleri çeşitler gün geçtikçe artıyor. Polonya'da dünyanın en büyük çocuk kitap fuarı yapılıyor. Orada milyonlarca kitap görüyorum. Çocuk edebiyatına dair ne ararsanız var" şeklinde konuşuyor.
61 yaşındaki yazar Prap'ın asıl ismi ise Lilijana Praprotnik Zupančič. İsminin uzun olması ve çocukların telaffuz esnasında zorlandığı için ismini kırptığını açıklayan Prap, çocuklarla çalışırken fazlalıklardan kurtulmak gerektiğini ifade ediyor. Yaptığı çizimlerle çocukları kendine hayran bırakan Prap, "Aslında çocuklar hikayenin peşine takılıyor. Türk çocuklarında da bunu gördüm. Çocuklar hikayelere baya meraklıydılar. Hikayenin sonunda ne olacağını merakla bekliyor ya da okuyorlar. Sadece onlara hitap etmeyi bilmek gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.
Sohbet ederken Prap'ın mimarlıktan yazarlığa geçiş hikayesinin ilginç olduğunu da öğreniyoruz. Mimar iken insanlarla sürekli ciddi konular konuşup gergin olduğundan bahseden Prap, oğlu olduktan sonra onunla daha sağlıklı ve kaliteli bir iletişim kurabilmek için çocuk edebiyatına yönelmiş. İlk kitabı da ebeveynlerin faydalanabileceği bir kitap. Kelime oyunlarını çocuklarla nasıl oynanabileceğini anlattığı kitabın çizimlerini eşine yaptırmış. Sıra ikinci kitaba geldiğinde ise eşi artık yapmak istemediğini söyleyince iş başa düşmüş ve çizimleri kendi yapmaya başlamış. O gün bugündür de kitaplarının bütün çizimlerini kendisi yapıyor.
Türkiye'de 2010 yılında Mavibulut Yayıncılık tarafından basılan dünya genelinde de en çok tutulan ve beğenilen "Neden" kitabını öğretmenlerin çok beğendiğini ifade eden Prap, "Neden kitabı bir çocukla nasıl iletişime geçebileceğiniz konusunda yardımcı oluyor" diyor. Kitaplarında genellikle hayvan çizimler yapan ve hayvanları konu edinen Prap'ın bunu tercih etmesinin sebebi ise şöyle: "Hayvan çizdiğimde her defasında farklı bir hayvanı yakalıyorum. Ama insan çizdiğimde sonrasında kendimi tekrarlıyorum. Bu da bence daha sıkıcı. O yüzden her defasında farklı bir hayvan çiziyorum. Hayvanları çocuklara sevdirmiş de oluyorum" diyor.
Dünyaca ünlü "Binbir gece masalları"ndan etkilen yazar Prap, '1001 Fairy Tales' hikaye kitabını da bu konsepte kaleme almış. Prap, "O masaldaki sultanın hikayesini çok sevdim. Kitabımı yazmamda bana ilham oldu" diyor.