Bir ağacı yetiştirmek için kaç litre suya ihtiyacımız olur? Yerli sistem Ekobox, sadece 16 litre suyla çölleşmiş arazide bile ağaç yetiştirebiliyor. Şimdi bu sistemi tüm dünyaya duyuracağız. Konyalı üç girişimcinin çabasıyla yapılan ‘Ekobox’ Türkiye’nin 25 ilinde ve Katar’dan Filistin’e dünyanın farklı bölgelerinde test edildi. Yüzde 95 oranında başarı yakaladı. Sistem, Mart 2020’de Japonya’da gerçekleşecek Su, Çölleşme ve İklim Değişikliği Kongresi’nde Türkiye tarafından dünyaya sunulacak. Sistemin su kaynaklarını koruduğunu, açlık ve kuraklık gibi sorunların çözümünde önemli bir aşama sağlayacağını söyleyen Ekobox’un üreticilerinden Fazıl Mermer, “Sadece 16 litreyle ömür boyu bir ağacın ihtiyacını karşılayabiliyorsunuz. Ülkemizi bu ağaçlar kalkındırabilir” diyor.
Kasım’ın nasıl Milli Ağaçlandırma Günü ilan edildiğini, ‘bir fikrim geldi’ diyerek tweet atan Abdullah Enes Şahin’in hikâyesini ve Cumhurbaşkanı’mızın onun fikrine verdiği cevabı geçtiğimiz aylarda haber olarak sizlere sunmuştuk. Enes’in Twitter’a ektiği bu tohum büyüdü ve nihayet ağaç bayramımıza kavuştuk. Geçtiğimiz haftaya 13 milyon fidan dikerek başladık. Hatta 1 saat içinde en çok ağaç dikme rekoru, Çorum’da, 303 bin 150 fidanla Tarım ve Orman Bakanlığı’na ait oldu. Böylece Guinness Rekorlar Kitabı’na da ülkecek girmiş olduk. Ancak Geleceğe Nefes kampanyası burada bitmiyor. Hem ülkemizin hem de dünyanın daha çok fidana ihtiyacı var. Gelecekte bizi su kaynaklarının azalması, kuraklık ve çölleşme gibi sorunlar bekliyor. Bu nedenle ağaçlandırma çalışmalarına büyük bir çabayla devam ediliyor. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de geçtiğimiz günlerde 81 milyon tarafından benimsenen fidan kampanyasının milletin projesine dönüştüğüne dikkat çekerek, 2023’e dek dünya nüfusu kadar, yani 7 milyar fidanı toprakla buluşturulacağının müjdesini vermişti.
ÇORAK TOPRAKLARDA BİLE AĞAÇ YETİŞECEK
Bu hedefe ulaşabilmek için ülkemizin her toprağını da ağaçlandırmamız, ağaç tarımına uygun hale getirmemiz gerekiyor. Tüm bu gelişmeler nedeniyle su kaynaklarını koruyacak, enerji kaybı yaşatmayacak sistemlerin önemi ortaya çıkıyor. Özellikle de ülkemizin taşlık, bozulmuş, erozyona uğramış ve çölleşmiş arazilerini ıslah edecek sistemlere ihtiyaç artıyor. Yani Ekobox gibi... Ekobox, sadece 16 litre suyla marjinal arazilerde ağaç yetiştirme imkanı sağlayan bir sistem. Konyalı üç iş adamının çabalarıyla geliştirilen bu sistem, çölleşmiş arazilerde, kısıtlı bir suyla bile ağaç yetiştirmeye imkan sunuyor. Üstelik sistem, geçtiğimiz günlerde önemli bir testten de geçti. Çölleşmeyle Mücadele Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Selçuk Üniversitesi, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Ekofen ve TEMA Vakfı tarafından Konya'nın Karapınar ilçesindeki Çölleşme ve Erozyon Araştırma Merkezi'ne ait "çölleşmiş" arazide 3 yıl boyunca 900 fidan üzerinde araştırma yapıldı. Sonuca göre, toprak verimliliğinin düşük olduğu alanda 300 fidana sadece 4 bin 800 litre su kullanarak yüzde 95 verim elde edildi. Ekobox’un üretecilerinden Ekofen Yönetim Kurulu üyesi Fazıl Mermer bize bu tür sistemlerin önemini ve gerekliliğinin nedenlerini anlattı...
TOPRAK BİZİM TOPRAĞIMIZ
Kısaca sadece 16 litre suyla marjinal arazilerde bile ağaç yetiştirme imkanı sağlayan sistemimizin adı Ekobox.
Ekobox’u üreten üç arkadaşız. Ben Fazıl Mermer, Mehmet Serin ve Mehmet Ali Tan. Aslında biz uzun yıllardır otomotiv sanayi üzerine çalışıyoruz. Ancak edindiğimiz tecrübeler eşliğinde kalkınmanın sadece sanayileşmeyle mümkün olmayacağını anladık. İthal ürün alıp, onu işleyerek ihraç etmek memleket için bir kalkınma yaratmıyor. Bunun nasıl olabileceğini, bizim neler yapabileceğimizi düşündük. Yağmur bizim yağmurumuz, rüzgar bizim rüzgarımız, toprak da bizim toprağımız… Tarım ve ormancılıkla kalkınabileceğimiz fikri bizde ağırlık kazandı.
GELECEK NESLİN SUYU ZİYAN OLUYOR
Yedi yıl önce bu tür araştırmalar yapmaya başladık. Ağaçlandırma çabamız oldu. Ama bu aşamada da su ve enerji sıkıntıSI olduğunu gördük. Çünkü suyu da enerji de her an ekili alana getiremeyebiliyorsunuz. Her arazide yok. Bulsanız da gelecek nesillere kalması gereken suyu kullanmış oluyorsunuz. Bu noktada yurtdışında araştırmalar yapmaya başladık. Bu araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz sonuçlarla bir Ar-Ge çalışması başlattık. Sonunda Ekobox’u üretmeye başladık.
Biz üretimden hemen sonra Türkiye’nin 25 noktasında denedik. Sadece Konya’da değil. Farklı toprak ve iklim koşullarında denedik. Mardin’de, Batman’da, Tokat’ta, Siir’te, Malatya’da, Antalya’da, İstanbul’da, Bursa’da… Yüzde 98 oranında başarı kazandık. Üstelik dikimi yapılan ağaçlar da çeşitliydi. Üzüm asmasından zeytine, cevizden bademe farklı türlerde ağaçlarda Ekobox’ı denedik. Hepsinde tam uyumlu bir şekilde sistem çalıştı.
Aynen öyle. Daha sonra bu sonuçları Tarım ve Orman Bakanlığı’na sunduk. Zaten Ekobox hem tarım hem de orman tarafında kullanılabilir bir ürün. Ağaç tarımında da ormanlaştırmada da başarılı oldu. Bakanlık da bilimsel bir çalışma başlattı. Çölleşmeyle Mücadele Genel Müdürlüğü, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü, Orman Genel Müdürlüğü, Ekofen ve 7 üniversiteyle birlikte Türkiye’nin iki marjinal alanında ekim yaptık. Bir tanesi Konya’nın Karapınar ilçesi, diğeri de Iğdır’ın Aralık ilçesi oldu. Her iki noktada da ağaç yetiştirmek çok zor. Toprak zayıf, rüzgar erazyonu yüksek, yağmur çok düşük… Biz toplamda 7 türde 900 bitkiyi 300’erli üç gruba ayrıldı. Çölleşmiş arazide başlangıçta koyduğumuz 16 litre suyun dışında ilave su koymamamıza rağmen Ekobox ile başarı oranımız yüzde 95 civarında oldu. Mukayeseli bir çalışmaydı. Bu kapsamda damlama sulamayı da gözlemledik. Damlama sulamada fidan başına yaklaşık 1500 litre su tüketildi ve başarı oranı yüzde 80’de kaldı. 300 fidanın damlama sistemiyle sulandığı 3 yılda tonlarca su israf oldu.
Yüzlerce yıl yaşayacak ağaçlar ekiyoruz
- Ekobox nasıl çalışıyor?
- Ekoboxun içine sadece 16 litre su koyuyorsunuz. Bu ağaç için ömür boyunca bir daha su ihtiyacı söz konusu olmuyor. Ne Ekobox’un içini dolduruyorsunuz, ne de ağacı suluyorsunuz. İlk 16 litre bir döngü başlatıyor. Gece gündüz farkından, yoğuşmayla kendi suyunu sağlıyor. Aynı zamanda her yağıştan kendisine su hasadı yapabiliyor. Biz bunu Filistin’de, Katar’da, Suudi Arabistan’da, KKTC’de ve Konya’da denedik. Hiçbir şekilde bu suyu bitiremedik. Toprağın yüzey ısısını düşürüyor. Toprağın içindeki kılcal sular da kutunun altında toplanmaya başlıyor. Dolayısıyla su birikintisi metrelerce uzuyor. Bitkinin kökü de, aşağıda bu kılcal sulardan besleniyor, kazık kök yapmış oluyor. Bu şekilde de yüzlerce yıl yaşayacak ağaçları yetiştirmiş oluyorsunuz. Damlama sulamayla ağacın kökü aşağıya hareket etmiyor. Yanal kökleşiyor. Bundan ötürü de bakıma muhtaç olur. Su vermezseniz ölüyor. Bizim sistemimizde ağacın bakıma ihtiyacı olmuyor.
- Peki sonra ne oluyor?
- Bir ağaç için istediğimiz koşullar iki yıl içinde oluşuyor. Siz iki yılın sonunda kutuyu isterseniz çıkartıyorsunuz. Ama 10 yıl sonra zaten ağacın büyüklüğü kutuyu kırıyor. Biz doğada plastik atık olmasın diye bu kırılan kutuları kullanıcıdan alıp, yeni kutuları veriyoruz.
Dünyaya duyuracağız
- Bu sonuçları dünya ile paylaştınız mı?
- Şimdi hedefimiz bu. Buradan alınan sonuçlar bilimsel veri haline getirildi. Bu veriler de 23 Mart 2020’de Japonya’da gerçekleştirilecek Su, Çölleşme ve İklim Değişikliği Kongresi’nde uluslararası alana sunulacak. Çölleşmeyle Mücadele Genel Müdürlüğü bu kongrede çalışmamızı dünyaya duyurmuş olacak. Çünkü bu sadece Türkiye’yi değil, dünyayı ilgilendiriyor. Tüm dünyada su kaynaklarını korumak, iklim değişikliğiyle mücadele etmek için Ekobox’tan yararlanabiliriz.
- Daha önce dünyada bu türde bir ürün yapılmış mı?
- Şu an dünyada bunu yapan iki şirketten biriyiz. Bu bizim için onur verici. Üstelik muadilimize göre oldukça uygun bir biçimde üretim yapıyoruz.
ATIL ARAZİLERİ KULLANABİLİRİZ
Sizi harekete geçiren temel motivasyonunuz neydi?- Yıllar süren iş tecübelerimizde hem dünyayı gezdik hem de Türkiye’yi. O kadar çok atıl alan var ki! Bugün cevizin yüzde 80’ini ithal ediyoruz. Neden? Badem, nohut, mercimek… Oysa bizim çok verimli topraklarımız var. Biz bu soruları birbirimize sorduk. Bugün zeytini yetiştiremediğimiz için ithalatçı duruma düştük. Oysaki biz verim sağlayabilsek bunları dışarıya satmaya başlarız. Çünkü bizim topraklarımız oldukça bereketli ve üretime açık. Bizim insanlarımız şehirlere kaydığı için kendi köyünü, arazisini bırakmış. Biz bu arazileri verimli hale getirmek istiyoruz. Konya ile Ankara arası 264 kilometredir. Bu 264 kilometre boyunca bir tane ağaç göremezsiniz. Mevcut durumda tarımla ilgilenenler zor durumda. Ağaç tarımıyla ilgilenenler onlara kıyasen daha şanslı. Üstelik bu sistem ile sadece 16 litreyle ömür boyu bir ağacın ihtiyacını karşılayabiliyorsunuz. Ülkemizi bu ağaçlar kalkındırabilir.
Fidanlar için seferber olduk
- Geleceğe Nefes seferberliği kapsamında, 81 ilde 2023 noktada, yaklaşık 1 milyon kişi tarafından, 11 milyon fidan toprakla buluştu. Fidan dikimlerinde öğrencilerden askeri birliklere, sivil toplum örgütlerinden kamu kurum ve kuruluşlarına, esnafından işçisine, sanatçısından sporcusuna toplumun bütün kesimlerinden vatandaşlar katıldı. Biz de Yeni Şafak Pazar ekibi olarak hem fidanımızı diktik hem de bu seferberliğe katılan insanların coşkusunu gözlemledik. Hatice anne ve torunu Begüm de o gün tam 15 tane fidan dikti.