Yaptığı hizmetleri görmezden gelinen, çokça eleştirilen fakat bu zorlu süreci 'Ulu Hakan' unvanıyla taçlandıran Sultan Abdülhamid Han'ın hayatının anlatıldığı “Payitaht Abdülhamid" dizisi TRT-1 ekranlarında seyircisiyle buluştu. Merakla beklenen dizide Sultan Abdülhamid'in saltanatının 20.yılından sonrası ekrana taşınıyor. Dizinin yönetmen koltuğunda Serdar Akar otururken yapımcılığını Yusuf Esenkal ve Serdar Öğretir üstleniyor. Dizi, dev oyuncu kadrosuyla da göz dolduruyor. Abdülhamid Han'ı Bülent inal canlandırırken eşi Bidar Kadın Efendi karakterini ise Özlem Conker oynuyor. Oyunculuk kariyeri boyunca hep bir padişahı canlandırmak istediğini söyleyen Bülent İnal, “Bu padişah Abdülhamid olunca daha anlamlı oldu. Dizi çok tartışılacak. Çünkü günümüzde anlatılmayan bir tarih var. Tartışalım, iyi yanları alalım. Tarihimizden ve Abdülhamid döneminden öğreneceklerimiz var. Bu ülkeyi anca bu şekilde büyütebiliriz" diyor. Özlem Conker ise, araştırma yaptıkça Abdlhamid'i tanımadığını farkettiğini söylüyor.
33 yıl tahtta kalmış. Çok zor dönemde hayatı mücadeleyle geçmiş bir padişah. Oldukça önemli bir karakter. Mesleki olarak baktığımızda bana çok sinematografik gelen bir isim. Herkesin oynamayı isteyeceği bir karakter.
Geçen yıl Filinta dizisinin sürecinde Abdülhamid dizisi için teklif getirmişlerdi ama o zaman askıda kaldı. Senaryo yeterli gelmemişti. Başlı başına Abdülhamid'in olduğu yeni bir hikayenin içerisinde olmayı tercih etmiştim. Sonra tekrar teklif getirdiler. Hakkı verilerek yazılmış bir senaryoydu. Bugüne kadar çekilen tarih dizileri arasında en detaylı prodüksiyon olma özelliğini taşıyacaktı. Oyunculuk hayatım boyunca da hep padişah karakterini oynamayı çok istiyordum. Bu Abdülhamid olunca daha da anlamlı ve güzel oldu. Son 1 yıldır hayatımda bir Abdülhamid vardı. Bu rol benim kısmetimmiş.
Böyle bir şeyi kim istemez ki... Oyuncuların içinde her zaman oynamak istediği bir rol vardır. Abdülhamid de çok zengin, derinlikli bir karakter. Gidipte bir İngiliz kralını oynamak isteyemezdim tabii ki. Kendi padişahlarımızın tarihi serüveni, onların iç dünyaları beni çok etkiliyor. Oyuncu olarak bana her zaman şatafatlı güzel gelmiştir. Abdülhamid ise sinemaya çok uygun. Senaryoda da hem saray içerisindeki aile hayatı, eşleriyle olan ilişkisi ve o dönemin politik sertüveni çok güzel anlatılıyordu. Seyircinin çok beğeneceğini düşünüyorum.
Abdülhamid Han çok tartışılan bir padişah. Canlandırmaktan hiç korkmadınız mı?
Evet, tahtta bulunduğu süreç içerisinde çok tartışıldı. Bundan sonra da diziyle birlikte tartışılacağı da kesin. Yine birileri onu sevmeyecek birileri de sevecek. Bunu göze alarak bu projeyi kabul ettim zaten. Ben işin oyunculuk kısmına ve bu rolün ağırlığını nasıl verebilirim ona bakarım. Tartışmalar muhakkak olacak. Çünkü günümüzde anlatılmayan bir tarih var. Benimde ilk kez okuyup öğrendiğim birçok şey var. Bunların bilinmesi gerekiyor. Ben tartışmanın her zaman iyi olduğunu düşünüyorum. İyi ya da kötü şeyleri görmezden geldiğimizde bu ülkenin çocuklarına iyi bir şey yapmıyoruz demektir. Tartışalım. İyi yanları alalım. Kötü yaptığımız şeyleri de yapmayalım. Tarihimizden ve Abdülhamid döneminden öğreneceklerimiz var. Abdülhamid'in yaptığı iyi şeyleri görmezden geldiğimizde bize faydası olmayacak. Bu ülkeyi anca bu şekilde büyütebiliriz.
Okuyarak ve belgesel izleyerek araştırmalarımı yaptım. Tarih profesörleri gibi Osmanlı tarihine tümüyle hakim olmam çok mümkün değildi. Benim için mühim olan onun iç dünyası. Ruh dünyasını, çocukluğunu, psikolojisini anlatan kitaplar okudum. Çocukluğundan beri onu etkileyen şeyleri öğrendim. Bunları bilmeliydim. Bütün davranışlarının sebebini bir mantık çerçevesine oturtarak onu anlamaya çalıştım. Bu benim çok işime yaradı.
Siz de dizi de II.Abdülhamid'in eşi Bidar Kadın Efendi'yi canlandırıyorsunuz. Kaynaklarda ismi çok geçmiyor. Karakterden biraz bahseder misiniz?
Bidar Kadın Efendi şehzade Abdülkadir'in annesi. Sarayda sözü geçen, otoriter, eğitimli ve kültürlü olmasının yanı sıra sözüne itibar edilen biridir.
Araştırdım çünkü bilgim çok fazla yoktu. Malum, saray kadınları ve yaşantıları hakkında yeterli bilgi kayda alınmamış. Harem namahrem olduğu için daima gizlenmiş. Sultan Abdülhamit'in torunu Ayşe Osmanoğlu'nun kaleme aldığı kitabından çok faydalandım. Çeşitli aile fotoğraflarının da paylaşıldığı kitap çok yol gösterdi.
Proje elime geldiğinde bilgilerimi tazelemek için okumaya ve araştırmaya başladım. Sultan Abdülhamit devir aldığı zorlu dönem dolayısıyla farklı tarihçiler tarafından farklı eleştirilere maruz kalsa da kişiliğinin doğru anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Yenilenmeyi, gelişimi seven, eğitime ve öğrenime değer veren hatta kendi şahsi servetinden okullar, medreseler yaptıran, kitap çevirileri yaptırıp bastıran, sanatı seven ve sayılabilecek daha birçok özelliği ile icraatı da olan bir padişah. Bunları okudukça çok etkilendim. Okudukça Abdülhamid'i hiç tanımadığımı farkettim.
Süreç çok hızlı gelişti ve 1 hafta içerisinde kendimi sette buldum. Çok mutluyum. Okuduğum her senaryomdan mutlu oluyorum, eğlenerek okuyorum. Çekerken de bir o kadar eğlenceli. Çünkü farklı bir hayat. Saray hayatı ve birçok ilişkinin birbirine geçmiş halini görüyoruz. O kadar enteresanki sette herkesin kafasının arkasında bir ajandası var. Benim için çok özel bir deneyim oldu.
Dizi Osmanlı tarihinin en çok merak edilen ve aynı zamanda da en çok tartışılan 33 yıllık döneminin son 13 yılına ışık tutacak. Abdülhamid'in o kadar çok önemli yanı var ki... Bunların hepsini bir anda anlatmak çok zor. Mücadeleci ruhu bizim için çok önemli. Derdi aslında bu toprakları dağılmadan birarada tutabilmek. Elinden gelen ne varsa zekasını, mücadelesini kullanarak devam ettirmeye çalışmış. Bunun yanında özel zevkleri var. Marangozluk, fotoğraf gibi. Yenilikçi çok yanı var. O dönemde Irak ve Suriye gibi birçok ülkede 1500'ün üzerinde birçok kurumun temelini atan bir padişah. Yeniliklere asla kapalı değil. Her şeyin iyisini, yakışanını yapalım istemiş. Öğrenelim diye bakarken diğer yandan köklerinden, geleneğinden kopmuyor. Seyirci dizide bunları görecek ve öğrenecek. Bizim bu topraklarda binlerce yıl evvelden gelen bir kimliğimiz var. Bu diziyle geçmişe dair ufak ufak pencereler açıyoruz ve o pencereden insanların girip okuyabilmesi, anlayabilmesini istiyoruz.
Klasik batı müziğine olan hayranlığı beni çok şaşırttı. Şu an tuhaf geliyor. Yurtdışından opera çağırıyor. Tiyatro salonu kuruyor. Türk müziğini sevse bile asıl hayranlığı klasik batı müziğineydi.