
Bundan 50 yıl önce Türkiye'de DP iktidarı varken de tarihe 9 subay davası olarak geçecek tutuklamalar yapılmışı. Ancak 50 yıl öncesiyle bugün yaşananlar arasında önemli bir fark var. O gün, Demokrat Parti konunun ciddiyetini anlamamış, o subaylar askeri mahkemede yargılanmış ve beraat etmiş, 27 Mayıs'tan sonra da terfi etmişlerdi
13 aydır devam eden Ergenekon soruşturması çerçevesinde geçen hafta yaşanan üst düzey gözaltılar Türkiye gündemini değiştirdi. Bu kadar popüler isimlere gözaltılar olunca herkes Savcının iddianamesinin ne kadar iddialı olacağını bekler oldu. İddianame yeterince kuvvetli olmazsa hukukun yara alacağı görüşü hakim.
Bundan 50 yıl önce Türkiye'de DP iktidarı varken de tarihe 9 subay davası olarak geçecek tutuklamalar yapılmışı. 25-26 Aralık 1957 gecesi Milli Emniyet elemanları, Askeri Haber Alma Örgütü ve inzibat subayları İstanbul'da çeşitli mahallelerde 8 eve baskın yapmış ve biri emekli 3 albayla 4 subayı tutuklamıştı. Diğer tutuklularla sayı 9'a ulaşıyordu. Ancak 1.Ordu komutanı Orgeneral Fazıl Bilge'nin gazetelere gönderdiği yayın yasağı yazısı ile haber ancak kamuoyuna 16 Ocak 1958'de Anadolu Ajansı tarafından “9 subay 'isyan kışkırtıcılığı yapmak' ve 'fesat çıkarmak' suçlamaları ile tutuklanmıştır” haberiyle duyuruldu.
Emekli Albay Cemal Yıldırım, Kurmay Albay Naci Aşkun, Kurmay Albay İlhami Barut, Topçu Yarbay Faruk Gürler, Kurmay Yüzbaşı Kazım Özfırat, Piyade Binbaşı Ata Tan, Ahmet Dalkılıç ve Piyade Yüzbaşı Hasan Sabuncu Harbiye'deki Merkez komutanlığı'nda, muhbir Binbaşı Samet Kuşçu ise Kasımpaşa'daki Deniz Kuvvetleri Cezaevin'de tutuklu idi. Orduda, Demokrat Parti iktidarını devirmek amacıyla bir cunta kurulmuş, bu cuntacıların içinde yer alan Binbaşı Samet Kuşçu durumu İçişleri Bakanı Namık Gedik'e haber vermişti. Binbaşı Kuşçu'nun Levent'teki evinde yapılan cunta toplantıları o günkü teknoloji ile kaydedilmişti. Kayıtlardaki sesler cızırtılı ve boğuk olduğundan Emniyet Müdürlüğü, TRT'deki radyo mühendisi ve CHP Kapalıçarşı Ocak Başkanı'nın ablası Mualla Acar'dan yardım istemiş ancak sesler anlaşılamamıştı. En önemli delil teknik olarak işe yaramayınca davanın kaderi de belli olmuştu.
Tutuklamaların yapıldığı bilgisi İstanbul Beyazıt İlçe Başkanı Orhan Birgit tarafından Ankara'ya bizzat gidilerek CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'ye bildirilmek üzere Genel Sekretere iletiliyordu. Birgit, tutuklananlardan Cemal Yıldırım ile daha önce görüşüp onun ordu içinde bir takım DP karşıtı yapılanma içinde oldukları bilgisini kendisine verdiğini hatıratında anlatıyor. Birgit, bu davada Yıldırım'ın avukatlığını da yapmıştı. 9 sanık 26 Mayıs 1958'de 1.Ordu Mahkemesi'ne çıktı. Mahkeme Başkanı, adı o günlerde darbe söylentileri ile anılan General Cemal Tural idi. Savcı Emekli Albay Yıldırım ve muhbir Samet Kuşçu'yu isyan tahrikçiliği ile diğer 7 subayı fesat suçu işlemekle suçluyordu. Samet Kuşçu'nun mahkeme heyetine güven duymadığı ve onları red isteği mahkemece kabul edilmedi. Haziran ayında askeri mahkeme muhbir Kuşçu dışındakileri serbest bıraktı. 9 Subay davası 25 Kasım 1958 tarihinde 8 subayın beraatine ve muhbir Samet Kuşçu'nun 2 yıl hapis ve askerlikten atılmasına hükmetti. Birbuçuk yıl sonra DP'ye karşı askeri darbe yaşandı ve cunta kurmakla suçlanan Emekli Albay Cemal Yıldırım, Kurucu Meclis'te CHP üyesi olarak yer aldı ve İstanbul senatörü oldu. Kurmay Albay Naci Aşkun Milli Emniyet Başkanlığı'na yani MİT'e atanacak diğer subaylar görevlerine devam edecek Faruk Gürler korgeneralliğe kadar yükselecektir. 9 Subay Davası'nın askeri mahkemeye bırakılması, üzerine ciddiyetle gidilmemesi, ordudaki hareketleri izlememesi iktidardaki DP'nin büyük hatası olarak kabul edilmiştir.
Merhaba, sitemizde paylaştığınız yorumlar, diğer kullanıcılar için değerli bir kaynak oluşturur. Lütfen diğer kullanıcılara ve farklı görüşlere saygı gösterin. Kaba, saldırgan, aşağılayıcı veya ayrımcı dil kullanmayın.
İlk yorumu siz yapın.