Polis Akademisi Başkanlığınca “Türkiye ve Dünyada Uyuşturucu ile Mücadele” adlı bir rapor hazırlandı. Uyuşturucu ticaretinde terör örgütlerinin rolünün gözler önüne serildiği rapor, her ne kadar Avrupa Birliği’nin terör örgütleri listesinde olsa da PKK’nın Avrupa’da rahatça faaliyet gösterdiğini ve buradaki uyuşturucu pazarındaki rolünü bir kez daha ortaya koydu. Avrupa’da kurduğu dernekler aracılığıyla eleman ve mali destek sağlayan PKK’nın İran, Afganistan ve Pakistan’dan elde edilen işlenmemiş morfinle Kuzey Irak’ta eroin imalatı yaptığı belirtildi. Ayrıca İran ve Irak sınırında uyuşturucu kaçakçılığı yapan gruplardan da pay alan PKK’nın güneydoğu kırsalında yasadışı kenevir ekimi ve esrar üretimi gerçekleştirdiği raporda yer aldı.
Raporda PKK’nın Avrupa’daki uyuşturucu trafiğine ilişkin çarpıcı rakamlara da yer verildi. Buna göre, 1990’lı yıllarda Türkiye üzerinden geçen uyuşturucu trafiğinin yüzde 30-40’ı, Avrupa’ya giren uyuşturucunun ise yüzde 93’ü PKK tarafından kontrol ediliyordu. Ancak 2018 yılı itibariyle kontrol payı yüzde 50’ye kadar geriledi. Raporda, Avrupa’daki pazar kaybını telafi etmeyen çalışan PKK’nın bu stratejisinin, İstanbul’da madde kullanımının artmasındaki en önemli etken olarak değerlendirildi. 1980 darbesi sonrası Avrupa’ya giden PKK’lıların uyuşturucu ticaretinde ciddi rol aldıklarına işaret edildi. Raporda, terör örgütü PKK’nın uyuşturucu ticaretinden yılda 1.5 milyar dolar gelir elde ettiği vurgulandı.
Suriye’deki iç savaş nedeniyle oluşan otorite boşluğundan dolayı uyuşturucu kaçakçıları ve bölgedeki terör örgütleri PKK/PYD ve silahlı kanadı YPG ile DEAŞ’ın amfetamin türevlerinden biri olan Captagon hap imal ettiği belirtildi. Öte yandan, Afgan eroininin Avrupa pazarının neredeyse yarısına hakim olduğuna dikkat çekilen raporda, söz konusu uyuşturucunun da DEAŞ kontrolünde Avrupa’ya ulaştığının tahmin edildiği kaydedildi. Bu durumda DEAŞ’ın ana para kaynaklarından birinin de uyuşturucu geliri olduğu ifade edildi. Uyuşturucuya karşı verilen mücadelenin aynı zamanda terör örgütleriyle mücadele olduğuna işaret edilen raporda, uluslararası işbirliğinin önemli olduğu vurgulandı.