Yunanistan Başbakanı Çipras, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine salı günü Türkiye'ye gelecek. Ziyaret, Ege ve Doğu Akdeniz'de iki ülke arasındaki gerilimin gölgesinde gerçekleşecek.
Ankara salı günü kritik bir ziyarete ev sahipliği yapacak. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine 5-6 Şubat tarihlerinde Türkiye’ye geliyor.
Kardak krizinin 23. yıl dönümü ertesinde gerçekleşecek ziyarette, Türk ve Yunan liderlerin aynı masada buluşarak sorunları diyalogla ele alacak oluşu, Ege ve Doğu Akdeniz’de artan tahriklerle ilişkilerde yaşanan gerilimin iyi komşuluk hukuku doğrultusunda dindirilmesinde büyük önem taşıyor. Artan milli savunma hamleleri ve denizlerdeki aktif varlığıyla Türkiye’nin elinin hayli güçlü olduğu bu dönemde, Erdoğan ve Çipras arasında iletişim kanallarının açık olmasının öneminin altı çiziliyor.
MESAJLAR ÖNCEDEN VERİLDİ
- Ziyaret, Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki hava destekli tatbikatı ve Doğu Akdeniz'deki hamleleriyle haklarından ödün vermeyeceği mesajının verildiği bir dönemde gerçekleşecek. Çipras’ın, kurmaylarıyla birlikte gerçekleştireceği ziyarette ruhban okulunu ziyaret eden ilk Yunan Başbakanı olacak oluşu da iki ülke ilişkilerindeki gerilimi dindirme açısından önemli görülüyor.
MASADA BİRÇOK KONU VAR
Erdoğan-Çipras görüşmesinde, Ege ve Akdeniz konuları, denizlerdeki enerji meseleleri, Türkiye’yi dışlayarak atılan adımların yanısıra Türkiye’nin AB üyelik müzakereleri, mülteci konusu ve Kıbrıs sorunu çözümü masaya getirilecek konular arasında. Erdoğan’ın, karşılıklı güven artırıcı önlemler kapsamında Yunanistan’a sığınan ve büyük itibar gören FETÖ üyesi askerlerin iade talebini bir kez daha dile getirmesi bekleniyor.
MED-7 ZİRVESİNİ AKTARACAK
- Çipras, Lefkoşa’da geçen hafta toplanan Güney Kıbrıs ve AB üyesi 7 Akdeniz ülkesinin oluşturduğu MED-7 zirvesinde görüşülen konular ve kararları da Erdoğan ile görüşmesinde gündeme getireceğini açıklamıştı. MED-7 kapanış bildirgesinde; adadaki Türk askeri varlığına son verilmesi, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sözde münhasır ekonomik bölgesindeki faaliyetlerine Türkiye’nin saygı göstermesi, Ege ve Akdeniz’de dost ilişkiler kurması gibi konuların yer alması dikkati çekmişti.