Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2019-YKS) Yerleştirme Sonuçları Raporu'na göre, sınava 2 milyon 528 bin 31 aday başvurdu. 2006 yılı baz alınarak başvuran aday sayıları değerlendirildiğinde 2017'de yüzde 35, 2018'de yüzde 42, 2019'da yüzde 51 oranında artış oldu. 2018 yılı başvuru sayıları ile 2019 yılı kıyaslandığında ise 2019'da yükseköğretime başvuruda yüzde 6.1 oranında artış yaşandı.
Bu yıl örgün öğretim programlarında yükseköğretim kurumlarına 824 bin 694 kontenjan tahsis edildi. 2006 ile 2019 kıyaslandığında yükseköğretime talepteki (başvuran sayısı) artış yüzde 51 iken, arzdaki (kontenjan sayısı) artış yüzde 109 oldu. Raporda, bu verilere ilişkin şu değerlendirmede bulunuldu:
"Bu bağlamda, ülkemizde yükseköğretime erişim bir sorun olmaktan çıkmıştır. Dünya Ekonomi Forumu'nun 2017-2018 yılı raporunda ülkemiz, dünyada 137 ülke arasında yükseköğretime erişimde çağ nüfusu dikkate alındığında dünyada ikinci ülke konumundadır. YÖK, bundan dolayı artık büyümenin nitelik ve kalite eksenli olmasını öncelikli kılmıştır. Bunun sonucu olarak kontenjan planlamasında da bu prensip son yıllarda belirleyici olmaya başlamıştır."
Bu yıl tercih yapma hakkını elde eden 1 milyon 761 bin 394 adayın 1 milyon 113 bin 640'ı tercihte bulundu.
2018'de lisans programlarına yerleşen aday sayısı 394 bin 945 iken bu yıl 409 bin 587, önlisans programlarına yerleşen aday sayısı 316 bin 37 iken bu yıl 343 bin 874 oldu. 2018 yılında örgün öğretim programlarına yerleşen toplam aday sayısı 710 bin 982 iken bu yıl 753 bin 461'e yükseldi.
Ayrıca sınava giren meslek lisesi öğrencilerinin sayısı 2017'de 999 bin 352 iken bu yıl 1 milyon 133 bin 397'ye ulaştı.
Yerleştirme sonuçlarına göre, 2017'de 214 bin 383, 2018'de 128 bin 508 olan boş kalan kontenjan sayısı 2019'da daha da gerileyerek 71 bin 233'e düştü.
Program kontenjanlarında yapılan rasyonel planlamalar sonucunda 2017'de programlarda yüzde 76,45 olan doluluk oranı, 2018'de yüzde 84,69'a, 2019 yılında ise yüzde 91,36'ya yükseldi.
Lisansta boş kalan kontenjanların 20 bin 866'sının devlet, 12 bin 564'ünün vakıf, 4 bin 120'sinin KKTC üniversiteleri, 617'sinin ise diğer ülkelerdeki üniversitelere ait olduğu belirlendi.
Raporda, "Lisans programlarının kontenjanlarının belirlenme sürecinde yapılan başarılı değerlendirmeler sonucu boş kalan kontenjanların sayısı geçen seneye göre 51 bin 519 azalmıştır. Bu veri, boş kontenjan konusunda çok ciddi bir iyileşmenin olduğunu, artık bu konunun bir problem olmaktan çıktığını da açıkça göstermektedir." değerlendirmesi yapıldı.
Raporda puan türleri üzerinden yapılan değerlendirmeye göre, bu yıl tercih yapma hakkı olan 1 milyon 761 bin 394 adaydan 180 ve daha üstü puan alan öğrencilerin sayısı sözel puan türünde; 862 bin 629, sayısal puan türünde 484 bin 820, eşit ağırlık puan türünde ise 824 bin 492 oldu.
2018'de 1 milyon 749 bin 144 tercih yapma hakkı olan adaylardan 180 ve daha üstü puan alan öğrencilerin sayısı sözel puan türünde; 904 bin 48, sayısal puan türünde 428 bin 968, eşit ağırlık puan türünde ise 735 bin 818 olmuştu.
Tercih yapma hakkı olan adaylardan sayısal ve eşit ağırlık puan türünde 180 ve daha üstü puan alan öğrencilerin sayısı geçen seneye göre artarken, sözel puan türünde adayların durumunda bir gerileme yaşandığı görüldü.
Taban başarı sıralaması şartı aranan bazı programlarla ilgili de tıp fakültesine en alt sıralarda genel kontenjandan yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 30.5, fen bilimleri ham puanı neti 22; hukuk fakültesine en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 6.75, Türk dili ve edebiyatı ham puanı neti 21.861; mühendislik fakültesi, makine mühendisliği bölümüne en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 18, fen bilimleri ham puanı neti 4 oldu.
Mimarlık fakültesine en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden ise 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 13.75, fen bilimleri ham puanı neti 7.5 olarak belirlendi.
Öğretmenlik programlarına en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden sayısal puan türünde 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 19.75, fen bilimleri ham puanı neti 3, sözel puan türünde 40 soru üzerinden Türk dili ve edebiyatı ham puanı neti 15.028, sosyal bilimler ham puanı neti 13, eşit ağırlık puan türünde 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 9.5, Türk dili ve edebiyatı ham puanı neti 22.417 oldu.
Lisans programlarında boş kalan 38 bin 167 kontenjanın programlara dağılımı muhtelif olmakla birlikte, boş kalan 16 bin 690 kontenjanın mühendislik programlarına ait olduğu saptandı. Mimarlık programlarına tahsis edilen 8 bin 783 kontenjanın ise 6 bin 561'i doldu.
Tıp ve hukuk programlarında devlet üniversitelerinde bu sene doluluk yüzde 100 oldu.
Raporda, yükseköğretimde kaliteyi önceleyen YÖK'ün katılımcı bir süreç sonucunda koyduğu başarı sıralaması şartının amacına uygun işlediğine, toplumun bütün kesimlerince kabul gören bu uygulamanın daha genişletilmesinin bakanlıklar, üniversiteler ve meslek örgütleri tarafından istenmesinden de anlaşıldığına dikkat çekildi.
2018'de açıköğretimde yüzde 73,82 olan doluluk oranı bu yıl yüzde 85,40'a yükseldi. Bu yükselişte açıköğretim programlarına ilişkin uygulanan rasyonel planlamanın yanısıra bu programlara ilişkin kalite odaklı YÖK'ün kararlarının da etkisinin büyük olduğu, gelecek yıllarda bu olumlu yükselişin devam etmesinin beklendiği aktarılarak, "Bu anlamlı iyileşme, üç sene önce belirlenen plana uygun olarak sürmekte olup, YÖK'ün gelecek sene açıköğretim programları ile ilgili alacağı radikal kararların hayata geçirilmesinde kolaylaştırıcı bir unsur olacaktır." açıklamasına yer verildi.
Rapora göre, biyoloji programına 2018'de 1922 öğrenci yerleşirken, 2019 yılında bu sayı 1935'e, fizik programına 1032 öğrenci yerleşirken, 2019'da 1224'e, kimya programına 1979 öğrenci yerleşirken, 2019'da 2 bin 168'e, matematik programına 4 bin 637 öğrenci yerleşirken, bu sayı da 2019'da 5 bin 2'ye yükseldi.
Temel bilimler programlarına 2018'de toplam 9 bin 570 öğrenci yerleşirken, 2019'da toplam 10 bin 329 öğrenci yerleşti.
Raporda, Türkiye'nin bilgi temelli gelişiminin zeminini oluşturan temel bilim programlarına öğrencilerin ilgi göstermesinin ülkenin geleceğinin şekillenmesine ve iktisadi kalkınmasına önemli katkılar sunacağı vurgulandı ve şu değerlendirmeye yer verildi:
"Bu programlara ilişkin YÖK'ün başarı bursu uygulaması, bilim dünyası için bir ilk olan YÖK-TEBİP (Temel Bilimlerde Üstün Başarı Sınıfı) gibi projeler bu programların tercih edilme oranlarını artırmıştır. Bu programlardaki iyileşmeler YÖK'ün üstün değer atfettiği bu programlara ilişkin hassas yaklaşımının sonucudur. Bu hassasiyet devam edecektir."
İlk kez 2017'de uygulanmaya başlayan öğretmenlik programları için başarı sıralaması şartı uygulaması da dahil öğretmenlik mesleğinin niteliğini artırmak amacıyla geliştirilen bazı politikalar neticesinde kontenjanlarda da kısmi azaltmaya gidildiği anımsatılan rapordaki verilere göre, bu programların 2017 yılında doluluk oranı yüzde 86,79, 2018'de ise yüzde 90,39'a yükseldi.
2019 yılı kontenjanları belirlenirken ilk kez dış paydaşların da görüşlerinin alındığı Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulunda sunulan ihtiyaç analizleri ve projeksiyonları değerlendirilerek öğretmenlik programlarında kontenjanların azaltılması yönünde oluşan ortak kanaat doğrultusunda YÖK tarafından öğretmenlik programlarının kontenjanları azaltıldı. Öğretmenlik programlarının kontenjanı geçen sene 47 bin 755 iken bu sene 36 bin 311 olarak belirlendi.
Öte yandan 2017'de devlet üniversitelerinde hiç öğrenci yerleşmeyen 225 program bulunurken, bu sayı 2018'de yaklaşık yüzde 70 düşüş göstererek 68 oldu. 2019 yılında ise bu rakam 57'ye geriledi.
Raporda, şu değerlendirmede bulunuldu:
"Üniversiteye giriş sistemi sıklıkla değişmemektedir. On yıl zarfında -tekrar edilegelen yanlışın aksine- sadece bir defa değişmiş ve bu değişiklik de tekamül yolunda olmuştur. Bu sene ikinci defa uygulanan YKS sistemi YÖK'ün kamuoyu önünde öğrencilerimize ve ilgili tüm paydaşlara yönelik verdiği taahhütlerine uygun olarak herhangi bir değişiklik olmaksızın gerçekleşmiştir. Sosyal adalet ve fırsat eşitliğini sağlayan, başarıyı önceleyen, sözel ve sayısal okuryazarlığı sorgulayan, ezberciliği değil muhakeme ve analiz kabiliyetini öne çıkaran Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın kurgusundaki sağlamlık popülizmden uzak rasyonel planlama ile olumlu sonuç üretmeye devam etmektedir.
Hem devlet hem vakıf üniversiteleri için, hem lisans hem önlisans, hem örgün hem açıköğretim programları için, hatta KKTC'deki üniversiteler için dahi, yani bütün başlıklarda doluluk oranları önemli kabul edilecek bir şekilde artmıştır.
Sonuçlar kamuoyu önünde beyan ettiğimiz hedeflere tam olarak uygunluk göstermektedir. Bu olumlu tablo YÖK'ün önümüzdeki günlerde atacağı 'daha cesaretli ve kararlı adımları' hızlandıracaktır. Öncelikli meselemiz olan programların kalitesi üzerinde yoğunlaşmak, artık geçtiğimiz yıllara göre daha da kolay olacaktır."
Raporda ayrıca ek yerleştirmenin de yükseköğretime katılımda ikinci bir fırsat oluşturacağı, öğrencilerin bu fırsatı değerlendirmeleri gerektiği, yıl kaybına uğramadan ve üniversiteli olmanın gelecek seneye ertelenmesinin getireceği ek maliyeti ödemeden yükseköğretime dahil olma imkanı bulabilecekleri hususunu hatırlatmakta yarar olduğu kaydedildi.