"Yenidoğan Çetesi"nin yargılaması dördüncü gününde de devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 47 sanığın yargılandığını davada 13 sanığın ifadesi tamamlandı. En az 10 bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanık hakkında hazırlanan 1399 sayfalık iddianamede çarpıcı detaylar yer alırken duruşma dördüncü günde tutuklu sanık muhasebeci Funda Özen'in savunmasının alınmasıyla başladı.
Davanın dördüncü gününde ikinci olarak Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Renas Kılıç, savunma yapmaya başladı. Renas Kılıç'ın savunmasında yer alan ifadeler 'pes' dedirtti.
Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü Renas Kılıç, savunmasında şu ifadeleri kullandı;
İşçi olarak başladım tutuklanmadan önce müdür olmuştum. Reyap'ın sahiplerini tanıyorum, bağım vardı. İhtiyaçları olduğunda bana doktor sorarlardı yönlendirirdim. Fırat Sarı'yı çocuğum doğduğunda tanıdım. Esenyurt dışında herhangi bir yere hasta göndermem mümkün değil. Esenyurt Belediyesi'nde isim yapmak istedim.
Sanık Kılıç, Medisense üzerinden para transferiyle ilgili ise, "Fırat Bey'e ben para gönderiyordum onun bana göndermesinden öte. Onun bana gönderdiği tarih 2019" diye konuştu.
Fırat Sarı'nın kendisinden borç aldığını belirten Taşçı, "Fırat Sarı, bizden borçta alıyordu. Aldığı paraları olduğu gibi geri ödemiyordu. Motivasyon ücretleri, biz işten çıkmayalım diye ödeniyordu. Ben Fırat Sarı'yla çalışırken bu tür muhasebe işleriyle uğraşacağımı bilmiyordum. GMZ şirketinin işletmesi Hasan Basri'deydi. Hasan Basri, 'Bir şeyden haberim yok' diye anlatıyor ama her şeyden haberi var, ona da para atılıyordu. Ben epikriz falan yazmadım. Yenidoğan bölümünde hemşire olmak için en az bir sene çalışmak gerekiyor. Başka bir hastanede ölen bebeğin OBS (ölüm bildirim sistemi) işlemi Reyap Hastanesi'nde yapılıyordu. Bu benimle ilgili değil, Fırat Sarı'nın sistemiyle alakalıydı" ifadelerini kullandı.
"Bu ilaçlar narkotik ilaçlar ve bebeği sersemleten ilaçlardır.
Bana bir şey yapılmaması söylenmesine rağmen bebeğe müdahale ettim kalp masajı yaptım. Bebeğin nabzını kontrol ettim. Sonra kan gazı almaya çalıştım fakat alamadım. Sonra hastaneden çıkmadan önce Hakan Doğukan Taşçı’yı aradım telefonu hoparlöre aldım.
Bir şey yapılacak mı diye sordum bana hayır dedi. Defalarca bebeğin kalbini hissedemediğimi söyledim bir şey yapılacak mı diye sordum bana hayır dedi. Hakan Doğukan Taşçı beni aradı bebek bir anda gitmez dedi ben de evet bir anda gitmez zaten dedim. Ne oldu dedi. Bebeğin kustuğu aklıma geldi ve 6 aylık bir bebeğin bu kadar kusamayacağı aklıma geldi.
Şenay diyor ki bebeğin nabzını çok derinden hissedebiliyorum.
Ben mesai saatimden fazla durabiliyorsam mesai saati içerisinde olanlar o saatte hastanede olmalıydı. Yoğun bakımlarda mavi kod verilmez.
Bebek ben nöbeti teslim almadan önce öğlen 4 gibi geldi. Sonradan öğrendiğim kadarıyla bebeğin daha önce 2 kez kalbi durmuş. Bize bu bilgi verilmemişti. Bize verilen bilgi sadece bebeğin bu ilaçları alması gerektiği yönündeydi doktorlarda hemşirelerde bana bebeğin önceki durumu hakkında bilgi vermemişti. Bana bebeğin sadece solunum sıkıntısından yattığı söylendi. Zaten geldiğinde entübeydi. 6 aylık bebeğin burada bulunması yasal değildi. Bana bebeği Hakan Doğukan Taşçı’nın kabul ettiği söylendi.
Hakan Doğukan Taşçı’yı. Kendisi doktor değil gece doktorumuz hiç olmadı. Bu bebek nasıl öldü ya şeklinde konuşmalarınız var sanki fark edilmemiş gibi bunu açıklar mısın?
Bebeğin ölümünü geç fark ettiği beyanları bence yalan ben katılmıyorum buna. Monitörün ötmesiyle ben bebeğin başına gittim bebeğin ve monitörün videosunu attım Doğukan’a ve monitörün yanlış okuduğunu söyledim. O da bana ısrarla bir şey yapılmayacağını söyledi. Monitörde kalp ritmi 70 görünüyor fakat bebeğin nabzı atmıyordu.
(Bahsi geçen konuşmalar medyaya: “Doğukan çocuğun rengi hiç iyi değil mosmor… kalbini hissedemiyorum…” olarak yansımıştı.)
Hakan Doğukan Taşçı kendisinden talimat alınmasını isterdi. Ben nöbeti bebek yaşarken teslim ettim hatta kan gazı almaya çalıştım elimde kanıt olsun diye fakat alamadım gazı. Bebek benim nöbeti devretmemden sonra ölmüş. Epikriz nasıl yazılır bilmiyorum. Bebek neden oraya gelmiş peki? Bilgim yok. Fırat Hoca ile Doğukan teslim aldı diye biliyorum.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Funda Özen, “Doktor asistanı olarak çalıştım Reyap Hastanesi’nde 3 ay. Sonra 2024 yılının Mayıs ayına kadar medikal muhasebe uzmanı olarak çalışmaya başladım. Yenidoğan birimini fatura ettim. Dolandırıcılık ile suçlanıyorum. Ama hiçbir menfaatim, kazancım yok. Dosyadaki çoğu kişiyi tanımıyorum. 5-6 kişi tanıyorum bunlar da hastanede çalıştığım kişiler. Hiçbir şekilde ek bir gelirim yok. Medikal muhasebede SGK faturalandırma işlemi yapılır. SGK’da tıbbi evraklar ile oynama yapıldığı gerekçesi ile dolandırıcılık suçundan yargılanıyorum. Ama benim tıbbi bilgim yok. Tıbbi bir evrak ile oynama imkanım olamaz. Bu şekilde bir oynama yapmadım. Ben basamak değiştirmenin nasıl mümkün olduğunu bilmiyorum. Ben iddianameyi okuduğumda anladım böyle bir işletme olduğundan bilgim yoktu” dedi.
İstanbul'da yenidoğan bebekleri anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, haksız kazanç sağlayan ve kusurlu davranışlarda bulunarak ölümlerine neden olan Fırat Sarı ve İlker Gönen'in aralarında bulunduğu 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülen duruşma saat 10.30'da başladı.