Türkiye'nin siyasi tarihinde eşine ez rastlanacak bir öneme sahip olan 14 Mayıs seçimlerinde Yedili Masa'nın listelerinden aday gösterilen isimlerin FETÖ bağlantılı geçmişleri dikkat çekiyor. FETÖ'nün yayın organlarından kapatılan Taraf gazetesi yazarı Yüksel Taşkın, CHP'nin kalesi olarak bilinen İzmir'de 1. bölge 1. sıra milletvekili adayı oldu. FETÖ'ye yönelik güzellemeleri ile bilinen Taşkın, CHP'nin Deniz Baykal sonrası Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte geçirdiği dönüşümün de fikir mimarlarından birisi.
CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girecek olan Yedili Masa'nın milletvekili adaylarından bazı isimlerin FETÖ ile olan yakın iltisakı ortaya çıkmaya devam ediyor.
TSK'yı hedef alan sözde 'barış akademisyenleri'nden
Taşkın, TSK'nın Suriye'nin kuzeyine yuvalanan terör örgütü YPG/PKK’ya yönelik gerçekleştirdiği sınır ötesi harekatını kınayan sözde “barış akademisyenleri” arasında yer alıyordu ve ihraç edilmesinin ardından 10 Ağustos 2020 tarihinde CHP’de Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi.
Kılıçdaroğlu'nun akıl hocalığını yapan Taşkın, son olarak CHP listelerinden İzmir 1. bölge 1. sıra milletvekili adayı oldu.
FETÖ’cülerin programına katıldı
Taşkın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü PKK ve FETÖ bağlantıları nedeniyle kamudaki görevlerinden ihraç edilen KHK'lılara sahip çıkmasının ardından, geçtiğimiz yıl FETÖ’cülerin programlar yaptığı KHK TV isimli youtube kanalına konuk olmuş ve hükümeti hedef alan açıklamalarda bulunmuştu.
FETÖ güzellemeleri ile biliniyor
Sıklıkla FETÖ'yü ve elebaşı Fetullah Gülen'i güzelleyen ve CHP'nin fikri temelini oluşturan Kemalizm düşüncesini hedef alan yazılarıyla bilinen Taşkın, Gülen'i “post-modern bir şaman” ilan ettiği yazısında şunları yazmıştı;
"Bizim tercihimiz Gülen Cemaati"
- "Belki de Gülen’in başarısı, dünyevilik ve ruhanilik arasındaki gerilimli bölgede, enerji veya “aksiyon” üretebilmesiyle alakalıdır"
- "Said Nursi gibi Gülen de Cumhuriyet modernleşmesinin etki tepki sarmalında şekillendi."
- "Gülen’in sıklıkla karşımıza çıkan motiflerinden birisi, Cumhuriyet döneminde dindarlara yönelik baskılara rağmen, son dindar neslin kendi ışıklarını yeni nesle vermekte gösterdikleri yüksek fedakârlıktır."
- " Gülen, çok kolayca ağlayabilen, kendi izleyicilerinin de kolaylıkla ağlamalarına aracı olan, adeta gözyaşıyla yıkanarak rahatlayabilen ve rahatlatan bir insandır. Zor zamanlarda beraberce ağlayabilmenin avutucu ve güçlendirici etkilerini hafife almamak gerek."
FETÖ'nün Türkiye hayalini en iyi bilenlerden
15 Ekim 2012'de Taraf gazetesinden Neşe Düzel'e bir röportaj veren Yüksek Taşkın, AK Parti'nin politikalarının örgütü rahatsız ettiğini ve Gülen'in dünya görüşü ile uyuşmadığını belirterek ihanet örgütünü savundu.
"AK Parti'ye bugüne dek oy verip de şimdi ondan kaygı duyan kimler?" sorusuna cevap veren Taşkın, röportajda FETÖ için Türkiye'deki yerleşik sistemin, din ve milliyetçilikten daha önemli olduğunu belirterek vesayet sistemi ile FETÖ'nün hedefinin aynı olduğunu istemeden itiraf ediyor.
Röportajda FETÖ'nün nasıl bir Türkiye istediğini adeta örgüt mensubu gibi tarif eden Taşkın şu ifadeleri kullanıyor;
- "Gülen Cemaati mesela... AK Parti'nin siyasi yönelimlerinden, popülizm yapmasından ve toplumu din üzerinden kutuplaştırmasından çok rahatsızlar. Din ve milliyetçilik onlar için de çok önemli ama onlar için Türkiye'de müesses nizamın belli unsurları daha önemli. Onlar daha dengeciler. Aslında Gülenciler dinsel milliyetçilikle ulusaşırı dinamizm arasında sıkışan bir hareket. AK Parti'nin Batı'ya dönük kesimleri bu kadar ötelenmesinden rahatsız oluyorlar. Gülen Cemaati AK Parti'nin Türkiye'de dindarlık ve laiklik kutuplaşmasını keskinleştireceğinden ürküyor ve bunu istemiyor. Çünkü Cemaat'in dünyaya verdiği projeksiyon ılımlı İslam. Ilımlı İslam üzerinden küresel gücünü elde etmiş bir hareketbu. Zaten bu yüzden de Mavi Marmara ve karikatür gibi olaylara tepkileri AK Parti'den hep daha sakin."
CHP'deki dönüşümün mimarlarından
Taşkın yazdığı yazılarla, kaset skandalı ile siyasi kariyeri bitirilen Deniz Baykal sonrası CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığı ile birlikte geçirdiği dönüşümün mimarlarından birisi oldu.
Taşkın, 2008 yılında verdiği bir röportaj da CHP'de yaşanacak dönüşümün ilk sinyallerini veriyor.
Kemalizm’i 'Kürt sorunu' olarak nitelediği çerçevede “ırkçı” ve “dışlayıcı” söyleriyle hedef alan Taşkın, şu ifadeleri kullanıyor;
- "Kemalizm baştan beri dışlayıcıdır. Kemalizm azınlıklarla ve farklı etnik kimliklerle bir arada yaşama meselesini çözememiştir. Azınlıkların Türkiye'den gitmesiyle vatan ve millet olunabileceği vurgusuna sahiptir. Kemalizm'in dışlayıcı bir etnik milliyetçiliğe ve ırkçılığa kayabilme potansiyeli var. Özellikle uluslararası meseleler devreye girip de korku ve sıkışma yaşandığında ya da Kürt sorununda sıkıştığında Kemalizm'in ırkçı tarafı ortaya çıkıyor."
Kılıçdaroğlu'na HDP önerisi
CHP ve terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP'yi bir araya getirecek fikri altyapıyı yazıları ile işleyen Taşkın, 2014 yılında bir televizyon programına katılmış, şu sözlerle CHP'ye ve Kemal Kılıçdaroğlu'na HDP ile ittifak kurma önerisinde bulunmuştu;
Baykal'ı partiden tasfiye planını adım adım işledi
Taşkın, 17 Eylül 2013 tarihli "CHP'yi eleştirmek mi itibarsızlaştırmak mı" başlıklı yazısında ise eski genel başkan Deniz Baykal'ı hedef alarak CHP'deki dönüşümün kolay olmayacağını belirtmiş ve terör örgütü PKK'ya ılımlı bakışıyla bilinen Sezgin Tanrıkulu'nu övmüştü.
Taşkın söz konusu yazısında şunları yazmıştı;