14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimlerine geri sayım sürerken, Millet İttifakı’nın 30 Ocak’ta yayınladığı 244 sayfalık manifestoda Kıbrıs meselesine bakışı, tartışma konusu oldu. Yedili Masa’nın ortak mutabakat metninde, Kıbrıs için “Milli davamız olan Kıbrıs sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla KKTC’nin ve Kıbrıslı Türklerin kazanılmış haklarını koruma ve iki toplumun egemen siyasi eşitliğini sağlama hedeflerini gözeteceğiz. Kıbrıs milli davamızdır” deniliyordu.
KKTC’nin merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın eski danışmanı Gazeteci-Yazar Sabahattin İsmail, Millet İttifakı’nın Kıbrıs meselesini yanlışlarla dolu biçimde ele aldığını, Yedili Masa’nın Kıbrıs’a dair tutumunun endişe verici olduğunu kaydetti. Kıbrıs Gazetesi’nde her iki ittifakın meseleye bakışını analiz eden İsmail, Yedili Masa’nın KKTC’nin tanınmasına yönelik bir politika ve hedefi olmadığını vurguladı. İsmail, Yedili Masa’nın programında AK Parti bildirgesinde olduğu gibi KKTC’nin tanınması için çaba gösterileceğine yönelik bir ifade yer almadığı gibi, KKTC’nin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Türk Devletleri Topluluğu’ndaki gözlemci üyeliklerinin tam üyelikle taçlandırılması için çalışılacağına dair bir hedefin de bulunmadığını belirtti.
Mavi Vatan politikasının da programıda yer almadığına dikkat çeken İsmail, yazısında “Bir diğer eksiklik ise KKTC’nin gasp edilmek istenen deniz yetki alanlarına sahip çıkılacağına, Doğu Akdeniz’deki doğal kaynaklarda KKTC’nin meşru hak ve çıkarlarının korunacağına ve Mavi Vatan sınırlarının savunulacağına dair bir taahhüdün bulunmamasıdır. Bu Rumlarla, onların destekçisi emperyalist ülkeleri cesaretlendirecek bir durumdur” ifadelerini kullandı.
Yedili Masa programında kullanılan en yanlış ifadenin, “egemen siyasi eşitliği sağlama hedefi” olduğunu belirten İsmail şunları kaydetti: “Bu ifade, tam bir kafa karışıklığı örneğidir. Doğru terminoloji, egemen eşitlik ve eşit uluslararası statümüzün BM Güvenlik Konseyi tarafından tescilidir. Bilindiği gibi 28 Nisan 2021’de Cenevre’de BM ve Rum tarafına verilen 6 maddelik çözüm planımızda bu husus vurgulanmıştır. Bundan milim geri gidilemez. Siyasi eşitlik, eski federasyon dönemi söylemidir ve iki toplumun federasyon içinde eşit olmasını ifade eder. Egemen eşitlik ise iki devletli anlaşma döneminin söylemidir. İki bağımsız egemen devletin anlaşarak birbirlerini tanımasını ve yan yana, işbirliği içinde, iyi komşular olarak yaşamasını ifade eder. Yedili Masa’nın hedef olarak ortaya koyduğu ‘egemen siyasi eşitlik’ ifadesi, bugüne dek dünyada hiç kimsenin kullanmadığı, yanlış ve iki ayrı tezi birbirine karıştıran uydurma bir ifadedir.”
Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin programında Kıbrıs bölümünün terminoloji hataları ile dolu olduğunu ifade eden İsmail, bildiride “Kıbrıs Türk halkı” yerine “toplum” denildiğini, bu ifadenin Rumlar, BM ve AB/ABD emperyalizmi tarafından çok sevildiğini, eski federasyon günlerinde kalan bir tanımlama olduğunu kaydetti. İsmail, “Bu ifade, Kıbrıs Türklerinin ayrı egemen bir halk değil, Rum ağırlıklı federal birleşik Kıbrıs içindeki azınlık Türk cemaati olduğunu ifade etmektedir ve asla kullanılmamalıdır” şeklinde konuştu.
Tüm bu yanlışlardan, uyduruk ifadelerden, terminoloji yanlışlar ve eksikliklerden, Yedili Masa’nın ileride tekrar federasyonu görüşmeyi hedeflediği sonucu çıktığını ifade eden İsmail, masanın “iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyonu” savunduğunu söyledi. Sabahattin İsmail, bu durumun, eğer milli Kıbrıs davası ile ilgili bir cehaletten kaynaklanmıyorsa büyük bir gaflet ve dalalet örneği olduğunu kaydetti: “Gayriciddidir. Geleceğimiz için endişe nedenidir.”
Yazıda en dikkat çekici bölümlerden biri de Yedili Masa’nın “Kıbrıs sorununu çözeceğiz” cümlesine verilen yanıt oldu. İşte o bölüm: “Biz, Kıbrıs sorununu 1974’te Barış Harekâtı ile çözdük ve 1983’te KKTC’nin ilanı ile noktaladık. Buradan hareketle KKTC’nin tanınmasını ve iki bağımsız-egemen devletin iyi komşular olarak yan yana yaşayıp, barış içinde işbirliği yapmalarını savunuyoruz. Kıbrıs sorunu ve çözüm, artık sadece Rumlar açısından vardır. Ve onların Kıbrıs sorununu çözmekten anladıkları, KKTC’nin ortadan kaldırılarak Rum ağırlıklı Birleşik Kıbrıs’ın kurulmasıdır, Türklerin azınlık olarak Rum devletine yama olmasıdır, egemenliklerini tüm Ada’ya yaymalarıdır, Türk askerinin Ada’dan çıkarılması ve garantörlüğün iptal edilmesidir, AB içinde ENOSİS’i gerçekleştirerek her alanda Yunanistan ile bütünleşmektir. Onlar açısından Kıbrıs sorunu da çözüm de budur ve bu hedeflere ulaştıkları zaman Kıbrıs sorununu çözülmüş sayacaklardır.”
AK Parti’nin seçim beyannamesinde yer alan Kıbrıs programını olumlu ve kapsamlı olarak değerlendiren İsmail, şunları kaydetti: “AK Parti seçim bildirgesinde, hem bugüne dek KKTC için yapılanlara, hem de bundan sonra izlenecek politikaya yer verilmiştir. Bu bağlamda, KKTC ile ilgili olarak geleceğe dair verilen en önemli vaat, tanınma için çalışılacağıdır. İfade aynen, ‘KKTC’nin tanınması için çalışmaya devam edeceğiz’ şeklindedir.”