15 Temmuz darbe girişiminin sevk ve idare edildiği Akıncı Üssü’nde yaşananlara ilişkin 486 sanığın yargılandığı davanın sekizinci celsesi dün görüldü. Sincan Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda yapılan yargılamada, eski Jandarma Okullar Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Murat Koçyiğit savunma yaptı. Yurtta Sulh Konseyi üyesi olan ve 15 Temmuz gecesi jandarmanın Akıncı Üssü’ndeki temsilcisi olduğu belirtilen Koçyiğit, darbenin diğer yöneticileri gibi inkar yoluna başvurdu.
FETÖ’nün firari Hava Kuvvetleri imamı Adil Öksüz’ün 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde düzenlediği darbe toplantılarına katıldığını inkar eden sanık Koçyiğit, bu tarihlerde farklı yerlerde bulunduğunu iddia etti. Koçyiğit’in 2014’te telefonuna örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u yüklediği ve Hakan Taştan ve Mehmet Çelenk isimli şahıslar ile 22 görüşme yaptığı belirlendi. Ancak sanık telefonuna ByLock isimli programı yüklemediğini, söz konusu kişileri de tanımadığını ileri sürdü.
Koçyiğit, savunmasında, 15 Temmuz gecesi Akıncı’da bulunma nedenini diğer sanıklar gibi komik bir yalanla açıklamaya çalıştı. Koçyiğit, görevli olduğu Okullar Komutanlığı’ndan saat 19.00 gibi çıkarak önce resmi araçla Şaşmaz’a gittiğini ve burada yemek yediğini anlattı. Daha sonra da buradan taksiyle Akıncı’ya gittiğini söyleyen Koçyiğit, o gece Ankara’yı bombalayan uçaklara kalkış talimatı veren Akıncı Üssü’nün “Baş FETÖ’cüsü” olarak nitelendirilen eski Kurmay Albay Ahmet Özçetin’e, 1 yıl önce atandığı görevine “nezaket ziyaretinde” bulunmayı amaçladığını iddia etti. Yanında telefonunu da almadığı ortaya çıkan Koçyiğit’in tedbir amaçlı olarak diğer birçok sanığın yaptığı Akıncı’ya taksiyle gittiği değerlendirilirken, yine sivil imam Hakan Çiçek ve çok sayıda sanık gibi nizamiyeden Ahmet Özçetin’in adını vererek geçmesi dikkat çekti.
Sanık Koçyiğit’in çapraz sorgusu sırasında, ziyaretine gittiği darbeci Özçetin’i arayıp randevu bile almadığı açığa çıktı. Bu durumun sorulması üzerine ise sanık “Ben genelde ziyaretlere çat kapı giderim. Sürpriz yapmak istedim” diyerek kıvırmaya çalıştı. Darbe girişiminden haberi olmadığını iddia eden sanığın “Nezaket ziyaretini, maalesef yanlış bir günde, yanlış bir zamanda yapmışım” demesi de dikkat çekti.
HTS kayıtlarında ABD’deki bir numara ile yaptığı görüşmeyle ilgili olarak da Koçyiğit, “Kiminle görüştüğümü bilmiyorum. Türkiye’den bir numarayı aramış, o şahıs aradığım anda ABD ise ve GSM numarasını farklı bir numaraya yönlendirmiş, farklı programlar kullanarak ABD’deki bir numara gibi gösteren bir program kullanmışsa ancak HTS raporlarını gördükten sonra anlamaya çalışabilirim” iddiasında bulundu. Üste sivil kişi gördünüz mü sorusuna da Koçyiğit, diğer sanıklar gibi “Sivil kıyafetli asker olduğu anlaşılan kişiler vardı” yanıtını vermesi dikkat çekti.
Koçyiğit’e yakalandığında üzerinde çıkan bin 100 ABD doları ile 250 TL soruldu. Koçyiğit ise bu paranın “kefen parası” olduğunu iddia etti. Sivil imam Hakan Çiçek’in de üzerinden yaklaşık 29 bin dolar ile 7-8 bin TL civarında para çıkmıştı. Sanık Çiçek, bu paranın 5 bin dolar ile 7-8 bin TL’nin kendisine ait olduğunu, 23 bin 800 doları da tarladan bulduğunu ileri sürmüştü. Öte yandan, maddi delillere rağmen kendisini savunmak yerine savunmasının büyük bölümünü yaşadığını iddia ettiği mağduriyetlere ayıran sanık Koçyiğit’in emeklilik işlemlerinin tamamlanmadığını söylemesi darbecilerin yüzsüzlüğünün boyutunu gözler önüne serdi. Koçyiğit, darbenin sanıkları arasında yer alan sivil imamları tanımadığını iddia ederken, daha önce savunma yapan Akın Öztürk, Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancık, Barış Avıalın gibi üstte sivil şahıs görmediğini ileri sürdü. Sanığın “sivil giyimli asker şahıslar vardı” şeklindeki imamları korumaya yönelik ifadesi ise dikkat çekti.