14 Mayıs'ta, sadece 13. Cumhur-başkanı ve TBMM’nin 28. Dönem milletvekilleri belirlenmeyecek. Aynı zamanda halk, ‘Büyük Türkiye’ için tercihini ortaya koyacak. Bu tercihi pratiğe dökmenin yolu ise seçmenin ‘oy’una talip ittifaklar ile adayları tanımadan geçiyor. Seçmene sunulan ile arkasında saklananı fark etmek, oy kullanacak seçmenler için her zamankinden daha büyük bir vatandaşlık görevi. Bir tarafta 20 yıldır ülkeyi büyük kalkınma ve demokrasi hamleleriyle küresel güç haline getiren Tayyip Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı, diğer tarafta ise eski Türkiye için mücadele veren Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde Millet İttifakı var. İki taraf arasındaki ‘milli’ ve ‘gayrimilli’ fark, diplomasiden ekonomiye, güvenlikten özgürlüklere her alanda ortaya konan tavırda ayan beyan kendini gösteriyor.
Atılım ve kalkınmada Türkiye’nin karar alma hızına hız katan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni rafa kaldırmak isteyen Millet İttifakı, önere önere Türkiye’ye bir asır kaybettiren eski sistemi dayatıyor.
Terör örgütü PKK, Türkiye’de bitme noktasına gelmişken Kılıçdaroğlu’nun başını çektiği ittifak, bu örgütün siyasi uzantıları ile birlikte yürüyor. Nitekim PKK’nın sözde elebaşlarından Duran Kalkan, her fırsatta Millet İttifakı’na destek mesajı verirken, terör örgütünden son destek sözde elebaşı Mustafa Karasu’dan geldi. HDP’ye seslenen Karasu, “Üzerinize düşeni yapın, AK Parti-MHP iktidarını düşürün” talimatını verdi.
6’lı koalisyonca, OHAL ile devletten uzaklaştırılan binlerce FETÖ ve PKK iltisaklılar, KHK mağduru olarak takdim ediliyor. Onların kamuya dönüşüne kapı aralanıyor. Bu 6’lı Masa, 15 Temmuz darbe girişimi ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Osman Kavala ile terör soruşturmaları kapsamında tutuklanan Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılacağı sözünü veriyor.
Cumhur İttifakı, faizi tek haneye düşürürken, karşısında Millet İttifakı’ndaki bilişenler rantçıların daha fazla kazanması için adeta koro oldu. Milli para TL’yi öne çıkaran Kur Korumalı Mevduat Modeli de aynı şekilde bu cephe tarafından aforoza uğradı.
Cumhur İttifakı, istihdam, üretim ve yatırımlar konusunda her kolaylığı sağlarken, Millet İttifakı’nın başaktörü CHP, iş adamlarını, paralarına çökmekle tehdit ediyor. Millet İttifakı’nın ortakları IMF’yle de yeniden masaya oturma peşinde. IMF ile CHP ve İYİ Partililerin yer aldığı pazarlıklar otel lobilerine taşındı. IMF özlemi, CHP kulislerinin ilk gündemi oldu yeniden.
Türkiye, son 20 yılda edilgen dış politikadan sürükleyici aktöre evrilmesine karşın, Millet İttifakı, içine kapanık dönemlerin özlemini çekiyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki parmak ısırtan denge politikası, tahıl koridoru muhalefet dinlenseydi hayata geçmeyecekti.
Savunma sanayiinde pik yapan atılım da Millet İttifakı cephesinde kıskançlıkla karşılanıyor. Bu kıskançlık Karabağ’dan Ukrayna’ya kadar birçok alanda adından söz ettiren Türk İHA/SİHA’larında kendini gösterdi.
Karabağ’da 30 yıllık Ermeni işgalini sonlandıran savaşta CHP, “Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan'a gönderildiğini” söyleyerek skandala imza attı.
TSK’nın uluslararası güvenliğin tesis edilmesi amacıyla Libya’ya ve Katar’da askeri üs kurulmasına da CHP karşı çıktı. Suriye kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridorunun askeri harekâtlarla sonlandırılmasına dönük bilinçaltı muhalefet, tezkereye HDP ile birlikte hayır denmesinde kendini gösterdi.
Türkiye’yi Akdeniz’in hidrokarbon zenginliğine ortak eden Libya açılımı ve imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması da bu cepheyi rahatsız etti.
Cumhur İttifakı, aileyi dinamitleme potansiyeli olan İstanbul Sözleşmesi’ni lağvetme kararı
alırken, Kılıçdaroğlu, “cinsel yönelim özgürlüğü” kılıflı vaatler içeren pankartlarla LGBT sapkınlığına kol kanat geriyor. Masanın diğer ortakları ise CHP’nin bu tutumuna karşı herhangi bir eleştiride bulunmuyor.
Cumhur İttifakı, deprem mağduru 11 şehrin yeniden inşası için 1 yıl süre isterken Millet İttifakı, çadır, konteyner eleştirisi yapmaktan öteye geçemiyor.