Finansal Güvenlik Stratejisti Selva Tor, ABD’nin Zarrab davasıyla birkaç kuş vurmak istediğine dikkat çekti. TVNET’te Faruk Aksoy’un konuğu olan Tor, “ABD, Türkiye’de bir ekonomik kriz tetiklemek ve siyasal sistemi yeniden yapılandırmak istiyor. Çünkü Türkiye, ABD hegemonyasından çıkmaya ve Ortadoğu’da güç olmaya başladı” dedi.
Ulusal Güvenlik, Finansal-Parasal Saldırılar üzerinde yaptığı çalışmalar ve kaleme aldığı yazılarla tanınan Finansal Güvenlik Stratejisti Selva Tor, tvnet’te yayınlanan ve Faruk Aksoy’un sunduğu Tartışma isimli programın konuğu oldu. ABD tarafından Türkiye’ye yönelik finansal ve parasal saldırıların nedenleri ve Zarrab davasının detayları hakkında açıklamalarda bulunan Tor, Türkiye ve İran arasındaki ekonomik veya siyasal yakınlaşmaların iki ülkeyi ABD’nin hedefi haline getirdiğini belirterek “ABD’nin Türkiye’ye bu şeklide yaklaşımı kabul edilebilecek bir durum değildir” dedi.
Siyasetin büyük oranda finansal dengeler çerçevesinde geliştiğini söyleyen Tor, “Küresel sistem her zaman paranın çevresinde dönmüştür. Parasal sistem dönemin gücünün de adresini belirlemiştir. Bunun adresi ilk olarak İngiltere’ydi. Ancak Birinci Dünya Savaşı ile birlikte bu güç ABD’ye kaydı. ABD dünya sistemini kurgularken aynı zamanda parasal bir sistem de kurdu. Yapılan ticaret altın üzerinden yapılırken bu sefer ABD Doları üzerinden yapılmaya başlandı. Yeni dünya düzenini kuran ABD kendi parasını ön planda tutarak ticarete de hakim oldu. ABD’nin dolar hegemonyasını benimseyen ülkeler bu sistemin içerisine dahil edildi. ABD doları, ABD’nin en önemli güç odağı haline getirildi. ABD’nin gücü var ise bu, dolardan kaynaklanmaktadır. Son 30 yıldır ABD, dolarını besleyip geliştirerek dünyanın şerifi haline geldi” diye konuştu.
Zarrab’ın ABD’nin İran’a uyguladığı ambargoyu delmeye aracılık ettiği iddiasıyla açılan davanın küçük bir parçası olduğunu söyleyen Tor, şunları söyledi: “Davayı iyi anlamak için önce davanın gerekçesine iyi bakmak gerekir. 1977 yılında Başkan Jimmiy Carter tarafından “uluslararası acil ekonomik güçler yasası” olarak bilinen petrol yasası çıkarılmıştır. ABD’nin ulusal çıkarları aleyhine kim davranırsa davransın ben bunu istediğim yerde alırım yargıların ve tutuklarım diyor. Hakkında da ticaret faaliyetlerini yasaklama tedbiri alırım deniyor. Burada bir güç savaşı söz konusu. Başka ülkenin çıkarları söz konusu olduğunda durum güç savaşına dönüyor. Bu kimin haklı olup olmadığı bir yasa değildir. Kimin güçlü olup olmadığını gösteren bir yasadır. Dünyanın herhangi bir noktasına dolar cinsinden para gönderdiğiniz zaman bunun kontrolünün ABD tarafından ele alıındığını gösteriyor. Her kontrol de bu yasaya bağlı olarak yapılıyor. ABD yapılan her işlemi görüyor. ABD ile Türkiye arasındaki krizin temeli 2007 yılında atıldı. Başlangıç noktası Türkiye ile İran arasındaki olası bir doğalgaz ticaretinin duyumlarının alınmış olmasıdır.”
- Türkiye virajın tam ortasında
- Türkiye’nin tarihi bir dönüşümün tam ortasında yer aldığını söyleyen Tor, “Dönüşümler top ve tüfekle olmaz. Dönüşüm ticaret ve finans ile gerçekleşir. ABD’nin finans yapılanması 2008’e kadar devam etti. Ancak bu tarihten sonra dünya finansı ABD’nin himayesinden çıkmaya başladı. ABD de bu yapıyı yeniden eline almak ve hakim olmak için çalışmalara ve önlem almaya başladı. Özellikle enerji koridorlarında yeniden hakimiyet sağlamak istiyor. Türkiye uluslararası enerji hattının tam ortasında yer alıyor. Yeni sistemde güç ABD’den Çin’e kaymaya başladı. Çin’in yükselmesi ABD’nin hegemonyasını sona erdirmeye başladı. Türkiye Ortadoğu’da yükselmeye başladı. İran ile ikili ticareti ABD engellemeye çalıştı. İlişkilerin gelişmesini istemedi. ABD Zarrab davasıyla birlikte bir taşta birkaç kuş vurmanın derdinde. Dava kapsamında ABD, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak, ekonomik krizi tetiklemek ve siyasal sistemini yeniden yapılandırmak istiyor. Çünkü Türkiye ABD hegemonyasından çıkmaya ve Ortadoğu’da yeni bir güç olmaya başladı” dedi.