Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kayseri’de Suriyelilerin araba ve iş yerlerinin yakıldığı provokasyona, muhalefetin sığınmacı nefretini körükleyen zehirli söylemlerinin yol açtığını söyledi. AK Parti’nin Kızılcahamam’daki yerel yönetimler istişare toplantısında konuşan Erdoğan “Kim olursa olsun, insanların evlerini yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir” dedi.
AK Parti'nin Yerel Yönetimler İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda konuşan Erdoğan’ın gündeminde Kayseri'deki taciz olayının ardından yaşanan provokasyon vardı. Türkiye'nin yakın geçmişte ideolojik fanatizmden çok çektiğini, milyonlarca insanın sadece inancına uygun hayat sürmek istediği için ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğünü, ötekileştirildiğini, haksızlığa uğradığını kaydeden Erdoğan, son dönemde özellikle el değiştiren belediyelerde eski hastalıkların tekrar nüksetmeye başladığına dikkati çekti.
FAY HATLARIYLA OYNAMAYIN
“Muhalefet içindeki radikal unsurların da kışkırtmasıyla 28 Şubat dönemini anımsatan uygulamalar, yeniden devreye alınmak isteniyor” diyen Erdoğan, “Buna müsaade edilmemeli. Türkiye'nin fay hatlarıyla oynamaktan herkes uzak durmalı. Muhalefetin aklıselim sahibi aktörlerinden eski Türkiye'nin kötü hatıralarını tekrar canlandıran sahnelerin önüne geçilmesi noktasında daha çok çaba bekliyoruz. Aynı şekilde birilerinin kendi beceriksizliğinin faturasını, savaşlar ve terör sebebiyle evini, barkını, vatanını terk etmek zorunda kalmış sığınmacılara kesme kurnazlığına da göz yumulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
VANDALLIK KABUL EDİLEMEZ
Kayseri'de yaşanan provokasyonlara ilişkin Erdoğan, “Toplumda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı nefretini körükleyerek hiçbir yere varılamaz. Kayseri'de küçük bir grubun yol açtığı müessif olayların sebeplerinden biri muhalefetin bu zehirli söylemleridir. Kim olursa olsun, insanların evlerini yakmak, vandallık yapmak, sokakları ateşe vermek kabul edilemez. Siyasi kazanım uğruna nefret siyasetine tevessül edilmesini acizlik olarak görüyoruz. Biz hiçbir zaman böyle olmadık, inşallah bundan sonra da olmayacağız” diye konuştu.
SİYASETİMİZDE YERİ YOK
Ayrımcılık, ötekileştirme, nefret diliyle insanları düşmanlaştırmanın AK Parti siyasetinde kendisine yer bulamadığını, asla yer bulamayacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhalefetin on yıllardır yaptığı gibi siyaset, ‘beyaza siyah, siyaha beyaz’ demek değildir. Siyaset, yanlışa engel olmak, doğruya güç vermek, hayırlı, faydalı, güzel işleri desteklemektir. Millete hizmet götürenlere engel çıkartmak, köstek olmak, elini kolunu bağlayacak bir mantıkla hareket etmek bize yakışmaz.”
Vaat yağmuru zam yağmuru oldu
Son seçimlerde muhalefetin tamamen ucuz popülizme dayanan bir kampanya yürüttüğünü söyleyen Erdoğan, muhalefetin ekonomideki sıkıntıları da istismar ederek “Kim ne veriyorsa benden beş katı” anlayışıyla hiçbir temeli olmayan uçuk vaatlerde bulunduğunu belirtti. “Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi” ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti: “Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar bakıyorsunuz bugün ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Devraldıkları kimi belediyelerde eski başkanlarımıza iftiralar atacak kadar siyasi ahlaktan yoksun davrandılar. Şahsi reklam ajansı olarak kullandıkları bazı medya mensuplarına Roma turuyla diyet borçlarını ödemekte hiçbir kusur etmiyorlar. Nepotizmin ne demek olduğunu 3 ay içinde uygulamalı olarak milletimize gösterdiler.”
LGBT PAÇAVRALARIYLA DONATTILAR
“Üç aylık dönemde güya özgürlük adına alkol tüketimini teşvik etmek, cinsiyetsizleştirme politikalarına aleni destek verme, belediye binalarını LGBT paçavralarıyla donatmak dışında herhangi bir icraatları olmadı. Makam odalarında vatandaş darbetmek, kadınların serbestçe hayata katılım alanlarını kısıtlamak, Arapça tabelalara karşı savaş açmak, gençlerimize hizmet eden vakıflara, derneklere, gönüllü kuruluşlara baskı uygulamaktan başka hiçbir iş yapmadılar. 'İşçinin ekmeğiyle oynamayacağız' dediler fakat göreve geldikleri birçok il ve ilçede emekçi kardeşlerimizi kapı dışarı ettiler. Görüyoruz ki muhalefet belediyelerinde 31 Mart'a kadar devam eden vaat yağmurunun yerini 1 Nisan sabahından itibaren zam yağmuru aldı, işçi kıyımı aldı, baskı, tehdit, yıldırma aldı.”
Başıboş köpek sorununa kati çözüm
Yerelde bir gevşeme ve rehavet yaşanması halinde hükümette başarılı olsalar dahi arzu ettikleri neticeyi alamayacaklarının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti: “Sessiz yığınların çığlıklarına kulak vermek yerine, sesi çok çıkanların bizi yönlendirmesine müsaade edersek sadece güç kaybı yaşamayız, Allah korusun, milletimiz nezdinde inandırıcılığımızı da kaybederiz. Milletimizi bizar eden başıboş köpek sorunu olmak üzere, şu an ülkemizin gündeminde olan meseleleri bu anlayışla kati bir çözüme kavuşturacağız. Son rötuşlarını yaptığımız bu düzenlemenin yasalaşmasıyla birlikte yerel yönetimlere büyük sorumluluklar düşecek. İnşallah biz de hükümet olarak sizlere gereken desteği sağlayacağız.”