Diyarbakır'da bu yıl ikincisi düzenlenen 'Edebiyat Günleri Festivali'ne, yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda yazar katıldı. Paneller, konferanslar, seminerler ve çeşitli gösterilerle edebiyatın kalbi bir hafta boyunca adeta Diyarbakır'da attı.
Edebiyat Günleri Festivali etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen 'Çocuk Edebiyatının Sorunları' konulu panele katılan Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Feyza Hepçilingirler ile 'Türk dili' ve 'çocuk edebiyatı' üzerine konuştuk.
Diyarbakır'da oturup edebiyat konuşabilmemiz çok mutluluk verici. Diyarbakır'ın gerçeğine, kültürüne sahip çıkmamız lazım ki çok kültürlü kimliğimizi, yaşatabilelim. Burada Türkçe ve Kürtçe'nin kardeşliğinin nasıl kolayca sağlandığını gördük. Zaten özlenen ve istenen de buydu.
Kendimize yabancılaşacak kadar çok İngilizce kelimenin Türkçe'ye girdiğini görüyoruz. Pekçoğunu anlamadığımız yeni bir dil oluşuyor. Belki ileride 'Tükilizce' diyeceğimiz garip bir dil konuşacağız. Bence isanların toplumun büyük bir kesiminin bilmediği kelimeleri kullanması özentiden kaynaklı bir durum. Biri 'Konvansiyonel olarak' dediği zaman , 'Vay be neler biliyor!' diyebiliyoruz. Bu kelimeler genelde hayranlık oluşturmak için kullanılıyor. Derdini kendi dilinde anlatmayı başaramıyorsan neyi bilirsen bil.
Daha da saçmasını yapanlar var. Türkçe olan fakat fazla kullanılmayan bir kelimenin karşısına yine Türkçe eş anlamlısını yazanlar bile var. Bu o kişinin ne kadar kültürlü olduğunu kanıtlama çabasından kaynaklanıyor. Bir çeşit sosyal statüden ziyade kendini olduğundan daha çok gösterme çabası.
Çocuk edebiyatı ilgi alanımın bir parçası. Bence çocuğu edebiyat zevkiyle yetiştirmeliyiz. Ona uyumadan önce mutlaka masal anlatıp, kitap okumalıyız. Böylece onun başka dünyalar keşfetmesine yardımcı oluruz. Çocuğa uyumadan önce kitap okuma alışkanlığı bizde çok yaygın değil ama edinilebilir bir şey. Anneler çocuklarını büyütürken onları yaşamın güzellikleriyle tanıştırmalıdır. Müziğe duyarlı bir kulağa sahip olmasına yardımcı olmak, edebiyatla, resimle tanıştırmak gibi. Bizler de başımızda kitap okunarak uyutulmadık ama mutlaka masal anlatan bir büyüğümüz olurdu. Bu da bir kültür, bir edebiyattır.
----------------- imza------------------