Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) düzenlenen TOBB 9. Ticaret ve Sanayi Şurası'na katıldı. Irak'ın Başika'daki Türk askeri varlığına ilişkin kararına tepki gösteren Yıldırım, net mesaj verdi:
Etrafımızda çok ciddi istikrarsızlıklar var, bu yönde gelişmeler var. Suriye, Irak ve bütün Ortadoğu'da, Karadeniz'in kuzeyinde yaşanan bu istikrarsızlıklardan en fazla etkilenen ülke Türkiyedir. Türkiye son 6 yıldır bunun bedelini ödüyor. Fırat Kalkanı Harekatı ile biz aslında Suriye'nin normale dönmesi için işin bir yerinden başlamış bulunuyoruz.
Diğer ülkelerin de aynı şekilde bir an önce terör gruplarını ortadan kaldırarak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde, bütün etnik yapıların birlikte yaşayacağı ve herkesin temsil edileceği bir idareye ulaşması için gerekli sorumluluğu yerine getirmesini bekliyoruz. Bu konuda, Rusya, ABD ve İran'la aktif temaslarımız sürüyor.
Son günlerde Musul'un DAEŞ'ten temizlenmesi için ABD, bu ay içerisinde böyle bir harekatı Irak merkezi hükümeti ve bölgedeki aşiretlerden oluşan milis gücüyle yapma amacında. Bu konuda Türkiye'nin hassasiyeti ise malum. Tabii ki DAEŞ'in temizlenmesi lazım, buna hiç şüphe yok.
Zaten bizim Başika'da bulunan askeri birliğimiz, uzun zamandan beri oradaki DAEŞ unsurlarının temizlenmesi için bir yandan mücadele ediyor bir yandan da o bölgenin gerçek sahiplerinin eğitilmesi için bir faaliyet gösteriyor. Bütün bunlar yapılırken, bu harekatın yaklaştığı bugünlerde Irak hükümetinden anlaşılmaz bir tepki geldiğini görüyoruz. Irak'ta 63 ülkeden askeri unsur var.
Yeni Zelanda nere Irak nere? Türkiye ile 350 kilometre hududu olan ve 30-35 senedir ülkemizin başını ağrıtan PKK terör örgütünün barındığı Irak'ta, Irak merkezi yönetimi bugüne kadar hiçbir tedbir almazken ve 63 değişik ülkeden burada terörle, DAEŞ'le mücadele adı altında askeri unsurlar bulunurken, bütün bunları bir kenara bırakıp, Türkiye'nin oradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. Bunun hiçbir şekilde iyi niyetle izahı yoktur.
Irak hükümeti, Bağdat ne söylerse söylesin, bölgedeki DAEŞ'le mücadele için, bölgedeki demografik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecek. Amacımız daha fazla insanlık dramı yaşanmaması, daha fazla kan akmaması ve bölgedeki oldu-bittilerin önüne geçilmesi. Birçok ülke orada dolaşırken, tarihi derinliği ile bölgede her zaman olmuş Türkiye hakkında böyle ileri geri laflar etmek, Irak hükümetinin haddi değildir.
FETÖ'ye yönelik yürütülen soruşturmalara değinen Yıldırım, “Vatandaşa hesabı veren biziz, siyaset hesap veriyor. Onlar yanlış yapıyorsa, vatandaş onlara hesap sormaz, hesabı bizden sorar. Onun için biz de bizden sorulacak hesabı önce onlardan soracağız. Eğer, FETÖ ile mücadelede ortaya koyduğumuz standartların, esas ve usullerin dışında keyfi karar verenler varsa, bunları da tek tek ele alıp gereğini yapacağız, bu kadar açık söylüyorum. Kamu yetkisi kullanan kimsenin keyfi davranma hakkı yok. Keyfilik olmaz. Her şey kuralla olacak, adaletle olacak. İntikam duygusuyla duygusal boyutla olayları ele alırsak FETÖ'yle mücadelede başarılı olamadığımız gibi yeni sorun alanları da açmış oluruz” dedi.
Bir müjde vermek istediğini ifade eden Yıldırım, Türkiye'nin, dünyanın en büyük havalimanını yaptığını, dünyanın da bunu gördüğünü söyledi. Önceki gün Kanada'da Uluslararası Sivil Havacılık Örgütünün Genel Kurulu'nun yapıldığını aktaran Yıldırım, Türkiye'nin BM'ye üye 172 ülkeden 156'sının oyunu alarak konsey üyeliğine seçildiğine dikkati çekti.
