TÜGVA tarafından Türkiye genelinde gerçekleştirilen Yaz Okulu Projesi etkinlikleri büyük bir coşkuyla sürüyor. Bu yıl yedincisi düzenlenen etkinlik kapsamında 5000 TÜGVA'lı genç, Ayasofya Camii’nde buluşarak tarihi bir atmosferi teneffüs etti. Gençlere, birlik ve beraberlik duygularını aşılamayı ve milli-manevi değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen TÜGVA Yaz Okulu, İstanbul’un tarihi ve kültürel mekanlarına yapılan eğitim gezileriyle çok yönlü bir eğitim faaliyeti gerçekleştiriyor.
TÜGVA İstanbul Yaz Okulu öğrencileri Ayasofya’da tarihi bir buluşma gerçekleştirdi.
TÜGVA tarafından Türkiye genelinde bu yıl yedincisi gerçekleştirilen Yaz Okulu Projesi etkinlikleri büyük bir coşkuyla devam ediyor.
Geçtiğimiz hafta Levent Barbaros Hayrettin Paşa Camiinde buluşan gençler, bu hafta da Ayasofya Camii’nde buluşarak tarihi bir atmosferi teneffüs etti.
İstanbul’un 39 ilçesinde, 237 okulda Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğiyle eğitim gören ortaokullu öğrenciler, Üçüncü Ayasofya Buluşması’nı gerçekleştirdi.
Gençlere, birlik ve beraberlik duygularını aşılamayı ve milli-manevi değerlerine bağlı bir nesil yetiştirmeyi hedefleyen TÜGVA Yaz Okulu, İstanbul’un tarihi ve kültürel mekanlarına yapılan eğitim gezileriyle çok yönlü bir eğitim faaliyeti gerçekleştiriyor.
"Buluşmamızı Ayasofya ayakta kaldığı müddetçe devam ettireceğiz"
Yaz Okulu’na olan bu ilginin, milletimizin tarihten aldığı manevi mirasa sahip çıkması olarak değerlendiren TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci önceki yıllara göre rekor bir sayıya ulaştıklarını ifade ettiği konuşmasında, “Geçtiğimiz hafta Barbaros Hayrettin Paşa Camii’nde gerçekleştirdiğimiz buluşmayla öğrencilerimizi bu yeni açılan camii ile tanıştırma buluşmasıydı. Ancak bizim gelenekleşen buluşmamız Ayasofya’daki buluşmalarımızdır. Bu yılki üçüncüsünü düzenlediğimiz buluşmamızı Ayasofya ayakta kaldığı müddetçe devam ettireceğiz.” dedi.
Sözlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya açılışına atıf yaparak devam ettiren Beşinci, “Yaz Okulu öğrencilerimizin burada buluşup onun maneviyat ortamında dostluk, kardeşlik ve muhabbetle kubbesini doldurmaları bizim için büyük bir anlam ifade ediyor. Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’u fethettiğinde bina harap bir haldeydi. Sultan Ayasofya-i Kebir Camii Vakfı’nı kurup tamir ettirdi. İlk minaresini, içine minber ve mihrabını, medrese ve kütüphanesini de ekleyerek külliyeye dönüştürdü. Burayı fethin sembolü olarak kıyamete kadar cami kalması için vakfetti.
"Yeni Türkiye’nin Yüzyılında bu ulu mabedde sembolleşen fetih ruhu kıyamete kadar devam edecek"
2020 yılının Temmuz ayında Cuma namazıyla ibadete açıldığı gün tarihi bir gündü. Her yıl o kutlu günü hatırlayacak, hatırlatacağız. Yaz Okulu buluşmalarımızda Ayasofya, inşa edildiği tarihten itibaren defalarca şahit olduğu yeniden dirilişlerinden birini yaşıyor.
Burada gördüğünüz gençlik Cumhurbaşkanımızın âdeta bir manifesto niteliğinde Ayasofya’nın Dirilişi konuşmasının vücut bulmuş halidir. Yeni Türkiye Yüzyılı’na girilirken Ayasofya’nın açılması yeni çağın habercisidir âdeta. Bu ulu mabedde sembolleşen fetih ruhu kıyamete kadar devam edecek. Bu fetih ve diriliş ruhunu yarınlarımızın teminatı olan gençlerimiz devam ettirecek.” dedi.
