15 temmuz FETÖ darbe girişiminin ardından 3 aylık OHAL ilan edilirken, Türkiye'nin güvenlik konsepti de değişiyor. Birçok alanda yeni kararların alınması beklenirken hükümetin "darbenin kaynağı" olarak gördüğü alanlarla ilgili radikal önlemler alması bekleniyor. Hükümet kaynaklarından edinilen bilgiye gündemdeki bazı düzenlemeler şöyle:
Emniyet güçleriyle ilgili kapsamlı yeniden yapılanma yapılacak. “Jandarmanın Genel Komutanlığı”; “Genel Müdürlük” statüsünde hizmet veren bir birim olacak. Taşra bölgelerinde güvenlik bu birimlerle sağlanacak ancak tamamen İçişleri Bakanlığı bünyesinde yer alacak. Jandarmada artık komutanlar değil, müdürler, amirler görev alacak. Böylece ikili asayiş yapısı da ortadan kalkmış olacak ve asayiş gücü tek elde toplanacak. Jandarma'daki atamaların tamamı içişleri Bakanlığı tarafından yapılacak.
Milliyet'in haberine göre, yeni dönemde asker; sadece Kara, Hava ve Deniz komutanlıklarında görev yapacak ve iç asayişle ilgili olaylara hiçbir şekilde karışamayacak. Sadece yasada çerçevesi belirlenen hallerde valiliklerin kontrolü ve daveti ile “asker sokağa” inebilecek. Bu modelin Avrupa ülkelerinin tamamında uygulandığı, gelişmiş ülkelerde Emniyet Genel Müdürlüğü ve jandarma gibi iki farklı asayiş gücünün olmadığı hükümet kaynaklarınca özellikle vurgulanıyor.
Genelkurmay Başkanlığı da Başbakan yerine Milli Savunma Bakanı'na bağlanacak. Bu modelin de birçok Avrupa ülkesinde uygulandığına dikkat çekiliyor. Kaynaklar Genelkurmay karargahında ve komutanlıklarda var olan komuta gücünü de bölme eğiliminde. Ordu komutanlıkları bulunduğu ilin valisinin denetiminde olacak. İllerdeki tüm komutanlıklar vali ve kaymakamların kontrolüne bütünüyle girecek. Komutanlıklarda sivil kişilerin görev almasının da gündemde olduğu vurgulanıyor. Sınır birlikleri ile iç operasyonlara dair komutanlıklara sivil olarak “uzman personel” görevlendirmesi yapılabileceği de vurgulanıyor.
Askeri tüm atamaların MSB bünyesinde yapılması planlanırken Yüksek Askeri Şura gibi atama süreçlerinin değiştirilmesinin de masada olduğu belirtiliyor.
Askerin tüm atama, yetiştirme süreçleri sivil irade içerisinde yer alacak. Hükümet kaynakları bu konuda net bir bilgi vermezken, kapsamlı çalışma yapıldığı vurgulanıyor.
Tüm komutanlıklarda var olan istihbarat birimlerinin de tek elde, MİT'te toplanabileceği vurgulanıyor. Askerin içinde “askeri istihbari” birimlerin olacağı, bu birimlerin de yine MİT kontrolünde olacağı belirtiliyor.
Kara, deniz ve hava askeri liselerinin ve diğer askeri okulların kapatılması da ilk etapta düşünülen başlıklar arasında yer alıyor. Askerin yetiştirilmesinin de sivil irade tarafından yapılacağı, polis alımlarına benzer bir model geliştirilebileceği vurgulanıyor. Tüm askeri okul yönetimlerinin de sivil olacağı vurgulanıyor. Profesyonel askerlik için “yüksek lisans” benzeri bir eğitim modeli oluşturulabileceği de kaydediliyor. Sınır güvenliği için de özel birliklerin oluşturulması gündemde.
15 Temmuz darbe girişimde birçok şehir içi kışladan tank ve askerin şehir merkezlerinde kontrolü almaya çalışmasının ardından hükümet bu konuda da önlem almaya hazırlanıyor. Özellikle ilk etapta zırhlı birlikler ile topçu kışlalarının şehir dışında belirlenecek bölgelere taşınmaları sağlanacak. Daha sonra şehir içinde kalan tüm kışlalar zaman içinde şehir dışına taşınacak.
Güvenlik gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nın varlığına son verilecek.