ABD'de 5 Kasım'da yapılan 60. başkanlık seçimlerinden Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump'ın zaferiyle sonuçlandı. Trump'ın seçim galibiyetinin ardından ise Milli İstihbarat Akademisi (MİA) dikkat çeken bir analiz hazırladı. "ABD seçimleri ve Türkiye'ye olası etkileri" başlığıyla yayınlanan analizde ikinci Trump döneminin kodları değerlendirilerek, 'Türkiye'nin ABD'nin bölgesel politikalarıyla örtüşen çıkarları üzerinden bir işbirliği zemininin ortaya çıkabileceği' bildirildi. Analizde ayrıca, ABD'nin 47. Başkanı seçilen Trump ve yönetiminin, denizaşırı askeri varlıkları azaltma eğilimi ve terör örgütü PYD/YPG'ye verilen desteği yeniden değerlendirme potansiyelinin, Türkiye'nin ABD ile terörizmle mücadele alanında işbirliği yapması için önemli bir zemin oluşturabileceğinin de altı çizildi.
Analizde, Trump yönetiminin, lider odaklı karar alma süreçleri ve pragmatik bir stratejiye ağırlık vermesi sonucunda, uluslararası ilişkilerde daha hesapçı ve müzakereye dayalı bir tavır takınabileceği ifade edildi.
"Seçim dünya düzeninin şekillenmesinde kritik bir dönemeç"
Analizde, 2024 başkanlık seçimlerinin, ABD'nin küresel liderlik rolünü koruma, yeniden tanımlama ya da bu rolü diğer büyük güçlerle paylaşma konusunda nasıl bir tercih yapacağını ortaya koyacak nitelikte olduğu belirtilirken, seçim gelecekteki dünya düzeninin şekillenmesinde kritik bir dönemeç olarak değerlendirildi.
Güç, caydırıcılık ve kriz yönetimi
Analizde, Trump yönetiminin, klasik cumhuriyetçi duruş olan küresel askeri ve diplomatik angajmanı sınırlandırmayı, yani ABD'nin mevcut krizlere angaje askeri varlığını azaltmayı amaçlasa da ABD'nin küresel cezalandırıcı gücünü koruması ve güçlendirmesi gerektiğinden bahsettiği belirtilerek, "Washington'un temel amacı, rakiplerin kontrolünden sağlamayı umduğu maksimum faydayı anlamsız kılacak ve rakiplerin bu durumdan fayda sağlamasını engelleyecek düzeyde güçlü bir caydırıcılığa sahip olmasıdır." ifadesi kullanıldı.
"Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönemde riskler ve fırsatlar"
Analizde, Trump'ın ikinci başkanlık döneminin hem fırsatlar hem de zorluklar barındırdığının altı çizildi.
"Trump'ın İsrail'e desteği Doğu Akdeniz'deki güç dengelerini Türkiye'nin aleyhine çevirebilir"
Analizde, özellikle Mısır ve Yunanistan ile diyalog süreçlerinin derinleştirilmesinin ve bölgesel istikrarı önceleyen girişimlerin sürdürülmesinin, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını koruma çabalarına katkı sağlayacağı belirtildi.
Türk firmaları Türkiye-ABD ilişkilerini güçlendirebilir
Trump yönetiminin Ukrayna savaşını sona erdirme çabalarının, Türkiye için Karadeniz'de istikrar ve ekonomik fırsatlar yaratabileceği vurgulanarak, Ukrayna'nın yeniden inşasında Türk firmalarının rol almasının, Türkiye-ABD ilişkilerini güçlendirebilecek bir fırsat olduğu ifade edildi.
Analizde ayrıca, Trump'ın Çin'e yönelik politikalarının, ABD'nin ekonomik üstünlüğünü desteklemek amacıyla gümrük vergileri ve yaptırımlar gibi araçlarla şekilleneceği belirtilerek, bu sürecin Türkiye için yeni tedarik zinciri fırsatları ve enerji projeleri yaratabileceği kaydedildi.