Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, “Dün insanlık suçu işlenen coğrafyalarda mazlumların yanında önce Allah sonra da büyük Türk milleti vardı. Hamdolsun bugün de, Irak’ta, Suriye’de, Afrika’da, Arakan’da ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında, önce Allah sonra büyük Türk milleti var” dedi.
Yerli Düşünce Derneği tarafından Srebrenitsa Katliamı’nın 23. yıl dönümü münasebetiyle bir anma toplantısı gerçekleştirildi.
Yerli Düşünce Derneği Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen programda ilk olarak soykırımda hayatını kaybedenler için Kur'an-ı Kerim tilaveti gerçekleştirildi. Programda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Yerli Düşünce Derneği Onursal Başkanı Yalçın Topçu, AK Parti Ordu Milletvekili ve Yerli Düşünce Derneği Genel Başkanı Metin Gündoğdu, Yerli Düşünce Derneği Genel Sekreteri Nizam Şahin, dernek üyeleri, Türkiye’de eğitim gören yabancı öğrenciler ve çok sayıda davetli yer aldı.
Programda bir konuşma gerçekleştiren Topçu, Srebrenitsa’da yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek şöyle devam etti:
- “O günkü vahşeti ben bir partinin il başkanı olarak yaşamıştım. Ankara sokakları acıyla, ıstırapla gözyaşıyla âdeta sel hâline gelmişti. Oralardan katliam haberleri, taciz haberleri, zulüm haberleri geliyordu. Ne Müslümanlara ne de insanlara Rabbim bir daha böyle bir zulmü yaşatmasın."
"Hocalı da soykırımdır"
"Batı medeniyetinin temsilcileri o dönemde yaşanan olaylar için insanlık tarihinin en utanç verici olayı dediler ama aynı zamanda bu olayları sadece seyretmekle yetindiler. Aslında bu vahşet, daha evvel Karabağ topraklarında, Hocalı’da yaşanan soykırımın bizatihi kendisiydi. Planlanan bir durumdu, lojistik desteği vardı, dinsel ve ideolojik felsefesi olan hesaplı kitaplı bir soykırımdı. 20. yüzyılda, insanlığın gözü önünde, doğuda Ermeni çetelerin eliyle Karabağ Hocalı’da, Batı’da ise Sırp ve Hırvat ırkçı çeteler eliyle Bosna-Hersek’te Srebrenitsa ve Ahmiçi’de sivillere soykırım yapıldı. Ne yazık ki dünya bunu sadece seyretti. O günlerde sadece Anadolu ve Anadolu’nun bütün sokakları ayaktaydı. İnsanlığın sesi çıkmıyordu. Tıpkı bugün Arakan’ı, Filistin’i, Kerkük’ü, Halep’i, Musul’u seyredip, Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine ve planlı asimilasyon politikalarına ses çıkartmadıkları gibi.”
"İnsanlığın bize ihtiyacı var"
Tarihten dersler alarak benzer vahşetlerin önüne geçilebileceğinin altını çizen Topçu, “Dünya için barış ve huzur dolu bir gelecek inşa edilebilir” dedi. Topçu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dün insanlık suçu işlenen coğrafyalarda mazlumların yanında önce Allah sonra da büyük Türk milleti vardı. Hamdolsun bugün de, Irak’ta, Suriye’de, Afrika’da, Arakan’da ve Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yanında, önce Allah sonra büyük Türk milleti var. Bugün insanlık geç kalmadan, geçmişi unutmadan, tarihten dersler alarak benzer vahşetlerin önüne geçilebilir. Dünya için barış ve huzur dolu bir gelecek inşa edilebilir.
Anma toplantısında dernek adına bir açıklama yapan Yerli Düşünce Derneği Genel Sekreteri Nizam Şahin, “Srebrenitca, insanlık onurunun bütün dünyanın gözü önünde toprağa gömüldüğü, tarihin ibret sayfalarından birisidir. İnsanlık, esasında kendini mezara gömmüştür, masum Boşnak Müslümanları değil. Çünkü biliyoruz ki onlar şehit ve onlara asla ölüler demeyeceğiz. Acı, dramatik, dayanılması çok güç olayları bize yeniden hatırlatıyor olsa da bu yıl dönümlerini anmak hem bugünümüz hem de geleceğimiz açısından oldukça önemli. Bu gibi acıların benzerleri de Müslüman coğrafyalarında yine yaşanıyor ve sözde uygar olan dünya yine izlemekle yetiniyor. Onlar seyretse de biz seyretmeyeceğiz. Bu vahşetler olmasın diye elimizle, dilimizle, kalbimizle bu her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bu anma programı vesileyle başta Srebrenitca’da vahşice katledilen 8372 kardeşimiz olmak üzere, bütün şehitlerimizi, rahmetle, şükranla ve minnetle yâd ediyoruz.” dedi.