HSYK Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa'nın 2008-2009 yıllarında yapılan dinlemelere ilişkin yürüttüğü soruşturma sırasında Paralel Devlet Yapılanması'nın iş dünyasını ve gazetecileri dinlediği ortaya çıkmıştı.
"Terör örgütü üyeliği, organize suç örgütü üyeliği" gibi suçlamalarla ve uydurma isimlerle dinlenen ünlüler arasında iş dünyasının önde gelen isimleri yer aldı. Ayrıca ünlü gazeteciler ve bürokratların da uydurma suçlamalarla defalarca mahkeme kararı aldırılarak dinlendiği tespit edildi.
Gerçek isimlerin yazılmadığı usulsüz dinleme kararlarında yer alan telefon numaralarının kimlere ait olduğu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) kayıtlarından karşılaştırılarak belirlendi.
Üçer aylık periyotlarla tekrarlanan ve 2 yıl süren "telekulak skandalının", 2008 yılı başından 2009 yılı sonuna kadar devam ettiği, bazı ünlüler için 6 kez mahkeme kararı çıkartılarak yasa dışı dinlemelerin sürdürüldüğü belirtildi.
Paralel Devlet Yapılanması'nın emniyetteki kilit isimleri arasında yer alan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in, sahte isimler ve uydurma suçlamalarla istediği dinleme kararları, çoğu Paralel Devlet Yapılanması ile hareket eden hakimler tarafından yasa dışı biçimde alındı.
Dinlenen ünlü isimler arasında Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un eşi Caroline Nicole Koç, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Hürriyet Yönetim Kurulu Başkanı Vuslat Doğan Sabancı, iş adamları Hüsamettin Kavi, Mustafa Süzer, Mehmet Emin Karamehmet, Erol Altaca, Doğan Holding yöneticileri, ressam Bedri Baykam, Doğan Holding Finans ve Fon Yönetimi Başkan Yardımcısı Mehmet Yörük, Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Karacan, Doğan Holding Mali İşler Başkan Yardımcısı Yener Şenok, Doğan Holding Avrupa Temsilcisi Hakan Genç, Doğan Dış Ticaret Yöneticisi Süleyman Kocakaya, eski Show TV Genel Müdürü Süleyman Serdar Çaloğlu, iş adamı İbrahim Çağlar, Migros İletişim ve Bilgi Güvenliği Müdürü Ömer Lütfi Karagöz, eski Doğuş Grubu Genel Müdürü Cem Aydın, eski Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı ve eski milletvekili Orhan Birgit de yer alıyor.
Yasa dışı dinleme skandalında bazı gazeteciler için de yasa dışı dinleme kararları alındığı ortaya çıktı.
"Terör örgütü üyeliği, suç örgütü üyeliği" gibi suç isnatlarıyla telefonları teknik takibe alınan ve telefon konuşmaları dinlenen gazeteciler arasında Mehmet Yakup Yılmaz, Yılmaz Özdil, Uğur Dündar, Zafer Mutlu, Ruhat Mengi, Aslı Aydıntaşbaş, Tufan Türenç, Mehmet Faraç, İsmail Küçükkaya, Ruşen Çakır, Mehmet Murat Yetkin, Metin Yüksel, Selahattin Sadıkoğlu, Abbas Güçlü, Şirin Payzın Acet, Faruk Bildirici, Oylum Talu, Mirgün Cabas, Engin Ardıç, İbrahim Yıldız, Özdemir İnce, Uğur Şevkat, Şükran Suna Vidinli, Arslan Bulut, Fevzi Mete Çubukçu, İbrahim Serdar Akinan, Nuri Çolakoğlu, Gülden Aydın, Sinem Vural, İlhami Melih Meriç, Nihat Genç, Bülent Çöltekin, Saynur Tezel Özgentürk, Selçuk Tepeli, Mustafa Şekeroğlu, Orhan Gökdemir, Amberin Zaman, İbrahim Özay Şendir, Rasih Yılmaz, Selahattin Sadıkoğlu gibi isimler bulunuyor.
Siyasetçiler ve bürokratların da yer aldığı listede eski bakanlardan İlter Türkmen, CHP milletvekilleri Fatma Nur Serter ve Muharrem İnce, eski YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve bazı rektörlerin yanı sıra eski Başbakanlık Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu, eski İçişleri Bakanı Selahattin Çetiner, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay'ın da bulunduğu tespit edildi.
Eski İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Rektörü Muhammed Şahin, eski Marmara Üniversitesi Rektörü Necla Pur, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet de yasa dışı teknik takibe alınan isimler arasında.
Ali Fuat Yılmazer'in hazırladığı kararlarda, bazı ünlü isimlerin sadece telefon hatlarının dinlenilmesiyle yetinilmeyip, IMEI numarası üzerinden telefon cihazının da dinlemeye alındığı ortaya çıktı. IMEI numarası üzerinden yapılan dinleme sayesinde, telefon numarası değiştirilse bile dinlemeye alınan telefon cihazına takılan tüm telefon hatları dinlemeye takılmış oldu.
Telefon cihazı dinlenen ünlüler arasında Caroline Nicole Koç, Mehmet Emin Karamehmet, Mustafa Süzer, Altaca Dershaneleri'nin sahibi Erol Altaca, Hüsamettin Kavi, Mehmet Yörük, Ali İhsan Karacan, Süleyman Kocakaya, TÜSİAD Başkan Danışmanı Memduh Karakullukçu gibi isimler yer aldı.
Dinleme taleplerini kabul eden 100'e yakın hakim hakkında inceleme başlatıldı. Bu hakimler hakkında meslekten ihraç dahil disiplin cezalarına ilişkin talepler HSYK 2. Dairesince görüşülerek karara bağlanacak. Ayrıca haklarında ceza davası da açılabilecek.
İncelemenin, Anayasa'da güvence altına alınan haberleşme hürriyeti, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki (AİHS) özel hayatın korunması ve Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında yapıldığı belirtildi.
Bu arada, 4 ayrı suçtan tutuklu Yılmazer hakkında ise yeni bir dava daha açılacak. Yılmazer, halen "Tahşiye kumpası" davası, gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgili dava, "Selam Tevhid" soruşturmasıyla ilgili dava ve "yasa dışı Paralel Devlet Yapılanması" davalarından tutuklu bulunuyor.
Telekomünikasyon yoluyla yapılan "iletişimin denetlenmesi", önleyici amaçla ve istihbarat amacıyla uygulanabiliyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında uygulandığı gibi telekomünikasyon araçlarıyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirine ancak "demokratik kurumları korumak bakımından mutlak zorunluluk bulunması" koşuluyla başvurulabiliyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu'na (CMK) göre dinleme, "Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticareti", "Kasten Öldürme", "Cinsel Saldırı", "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde İmal ve Ticareti", "İhaleye Fesat Karıştırma", "Rüşvet", "Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk" gibi suçlar kapsamında yapılabiliyor.
Yasada belirtilenler dışındaki suçlardan herhangi bir şekilde dinleme kararı alınamıyor.
Dinleme tedbirine, ancak suç işlemine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı, başka suretle delil elde edilmesi imkanının bulunmaması durumunda başvurulabiliyor. Eğer arama, el koyma gibi tedbir ve yöntemlerle suçun aydınlatılma imkanı varsa dinleme yapılamıyor.
O dönemdeki düzenlemeye göre, iletişimin dinlenmesi kararını hakim alabiliyorken, CMK'da yapılan değişiklikle ağır ceza mahkemesi tarafından oy birliğiyle dinleme kararı alınabileceği hüküm altına alındı.
Gecikmesinde sakınca olan hallerde Cumhuriyet Savcısı kararıyla da dinleme yapılabiliyor ancak bu karar mahkeme tarafından onaylanmazsa dinlemenin derhal kaldırılması gerekiyor. Bu şekilde elde edilen bilgiler de delil niteliğini yitiriyor.
Dinleme en çok 3 ay için yapılabiliyor ve bu süre bir defaya mahsus 3 aylığına uzatılabiliyordu. Ayrıca mahkemece bu süreye müteaddit defalar birer ay eklenebiliyordu. CMK'da yapılan değişiklikle mahkeme en fazla 2 ay dinleme kararı alıp buna 1 ay ekleyebiliyor. Örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili, gerekli görülmesi halinde bu sürenin her defasında 1 aydan fazla olmamak ve toplam 3 ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar verilebiliyor.
Yasa, tanıklıktan çekilme hakkı olan kişiler arasındaki iletişimin kayda alınmasını yasaklıyor. Eğer kayda alma gerçekleşmiş ise bu durumun anlaşılması halinde kayıtların derhal yok edilmesi gerekiyor.
Dinleme yoluyla elde edilen bilgiler, hangi suç kapsamında, hangi amaç için elde edilmişse ancak o konuda kullanılabiliyor.
Öte yandan artık dinleme talebinde bulunulurken, talep yazısına, hakkında tedbir kararı verilecek hattın veya iletişim aracının sahibini ve biliniyorsa kullanıcısını gösterir belge veya rapor eklenmesi isteniyor. Yüklenen suçun türü, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, telefon numarası veya iletişim bağlantısını tespite imkan veren kodu, tedbirin türü, kapsamı ve süresinin de yazıda belirtilmesi gerekiyor.