Küresel Parlamenter Göç Konferansı’nda konuşan TBMM Başkanı Şentop, göç ve mülteciliğin tüm dünyanın sorunu haline geldiğine dikkat çekerek “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir” ifadelerini kullandı. Şentop, Avrupa ülkelerinin az sayıda mülteciye ev sahipliği yaptığını söylerken sadece Yunanistan unsurları tarafından geri itilen 40 bine aşkın mültecinin kurtarıldığını söyledi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) ve Parlamentolar Arası Birlik (PAB) işbirliğinde düzenlenen “Parlamentolar ve Göç ve Mültecilere İlişkin Küresel Mutabakatlar: Daha Güçlü Uluslararası İşbirliği ve Ulusal Uygulama Nasıl Sağlanabilir?” konulu ‘Küresel Parlamenter Göç Konferansı’ Şişli’de bulunan bir otelde düzenlendi. Konferansa TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, PAB üyesi Parlamento Başkanları ve milletvekillerinin yanı sıra göç konusunda çalışan uzmanlar, akademisyenler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılırken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da video mesaj gönderdi.
Göç sorununa karşı birlikte mücadele çağrısı
Konferasın açılış konuşmasını gerçekleştiren TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Düzensiz ve zorunlu göç olgusu bugün ülkelerin veya bölgelerin sorunu olmaktan çıkmış; bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir. Göç meselesi bize bütün insanlığın kaderinin, geleceğinin ortak olduğunu gösteren bir meseledir. Göç, küreselleşen dünyada bütün insanların barış içinde yaşaması, istikrarı, kalkınması, refahı ve geleceğinin ne kadar birbiriyle bağlantılı olduğunu bir kez daha güçlü bir şekilde teyit etmiştir. Karşı karşıya olduğumuz bu ortak sorunun çözümüne katkıda bulunmak ve ortak bir gelecek, ortak bir istikbal için; birlikte, dayanışma içinde ve iş birliğini esas alarak samimiyetle mücadele etmek zorundayız” dedi.
'Sığınmacıların çok azı Avrupa’da bulunuyor'
Türkiye’nin 4 milyona yakın insana ev sahipliği yaptığının altını çizen Başkan Şentop, “Bugün küresel ölçekte yaklaşık 300 milyondan fazla insan savaş, terör, şiddet, zorla yerinden edilmeler, açlık, yoksulluk, eşitsizlik, doğal afetler, iklim değişikliği, kuraklık ve daha birçok farklı mücbir sebeplerle eşini, dostunu, mülkünü, evini, yurdunu terk ederek uluslararası sınırları aşmakta ve dünyanın çeşitli yerlerinde çocuklarının gelecekleri için bir hayat kurmanın peşinde koşmaktadır. Milyonlarca vatansız insan, hiçbir vatandaşlık haklarından yararlanmadan, temel insanî ihtiyaçlarını karşılayamadan çeşitli yerlerde sığınma aramaktadır. Milyonlarca sığınmacı, milyonlarca mülteci yeni bir hayat umuduyla vatanlarını terk edip başka ülkelerde bir yaşam kurmaya sürüklenmektedir. Bu insanların çok önemli bir kısmı henüz 18 yaşını doldurmamıştır. Çok önemli bir kısmı savunmasız çocuklar ve kadınlardır. Bu insanlar çoğu zaman ölümü dahi göze alarak yollara düşmekte; insan ticareti yapan çetelerin kurbanı olmakta, aç bırakılmakta ve tehdit edilmektedir. Ne yazık ki zaman zaman denizlerde boğulmakta, ölmekte ya da öldürülmektedir. Aslına bakılırsa, bugün sığınmacıların çok azı Avrupa’da bulunuyor. Bu insanların çok büyük bir bölümü gelişmekte olan ülkelere veya komşu ülkelere sığınıyor. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliğinin verilerine göre, sığınmacıların yaklaşık yüzde 85’i gelişmekte olan ülkelere gitmektedir. Yine, mültecilerin yaklaşık yüzde 73’ü komşu ülkelerde misafir edilmektedir. 10 yıldır yoğun bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalan Türkiye, hâlihazırda en çok sığınmacıyı barındıran bir ülke konumundadır. Hâlihazırda 4 milyona yakın insan ülkemize sığınmış bulunmaktadır. Türkiye olarak, biz bu insanların başta insanî, sosyal, barınma ve eğitim olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını tek başımıza karşılamaya çalışıyoruz. Bu insanların dertlerine derman olmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.