Tahliye tezgahı boşa çıktı

FETÖ’nün medya ayağındaki 29 sanığın yargılamasını yürüten İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi, skandal bir karara imza attı. Duruşma savcısı Göksel Turan, tüm sanıkların savunmaları alındıktan sonra 8 sanığın tahliyesi ve tutuksuz yargılanmasını talep etti. Mahkeme Başkanı Mahkeme Başkanı İbrahim Lorasdağı, tahliyesi talep edilen 8 isme 13 sanığı daha ekleyerek 21 ismin adli kontrol hükmü uygulanarak serbest bırakılmasına hükmetti. FETÖ’ye yakın kesimlerde bayram sevincine yol açan gelişme, kamuoyunda infial uyandırdı. ‘Meğer FETÖ’nün medyası yokmuş’ algısının oluşmasına neden olan gelişme sonrası Savcı Turan, salıverilmesini istemediği 13 sanığa ilişkin itirazda bulundu.

Harekete geçen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan ise sanıkların, ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlarından yeniden yakalanmasını istedi. İtirazı kabul eden İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıklarla ilgili yeniden gözaltı kararı çıkardı. Diğer 8 sanıkla ilgili tahliye kararı da mahkemece iptal edildi. Tartışmalı sürecin sonunda FETÖ’nün medya ayağındaki 29 isim, cezaevinden çıkamamış oldu.

FETÖ’nün medya yapılanması kapsamında ve ayrıca ‘darbe girişimi’nden tutuklu yargılanacak isimler şunlar: Said Sefa, Atilla Taş, Abdullah Kılıç, Ahmet Memiş, Ali Akkuş, Bayram Kaya, Bünyamin Köseli, Cemal Azmi Kalyoncu, Cihan Acar, Cuma Ulus, Davut Aydın, Emre Soncan, Gökçe Fırat Çulhaoğlu, Habib Güler, Halil İbrahim Balta, Hanım Büşra Erdal, Hüseyin Aydın, Muhammed Sait Kuloğlu, Muhterem Tanık, Murat Aksoy, Mustafa Erkan Acar, Mutlu Çölgeçen, Oğuz Usluer, Seyid Kılıç, Ufuk Şanlı, Ünal Tanık, Yakup Çetin, Yetkin Yıldız. Sanık Bülent Ceyhan ise firari durumda.

HaberTürk grubuna FETÖ’nün yerleştirdiği isimlerden Habertürk Yayın Koordinatörü Oğuz Usluer, Genel Yayın Koordinatörü Abdullah Kılıç ile Haber Müdürü Cuma Ulus da cezaevinde. Yayınladıkları haberlerle kanalı FETÖ’nün yayın organına çeviren bu 3 ismin, 17 Aralık günü kanala alışılmışın aksine saat 07.00’de gelmesi ve polis fezlekesinin herkesten önce bu isimlerde bulunması dikkat çekmişti. HaberTürk’te görevli tanık editörlerin anlatımları da, bu ekibin, Fetullah Gülen’in talimatları doğrultusunda hareket ettiğini gözler önüne serdi. Oğuz Usluer’in, davanın sanıklarından Ufuk Şanlı gibi ByLock kullandığı tespit edildi.

FETÖ’nün kalemşorlarından Türk Solu dergisi başyazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, darbe girişimi esnasında sokağa çıkılmaması gerektiği yönünde paylaşımda bulunmuş, 15 Temmuz milletin destansı direnişiyle bastırılınca da kalkışmayı ‘tiyatro’ olarak nitelemişti. Çulhaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da sosyal medya üzerinden yayınladığı videolarla ölümle tehdit etmiş, suikast çağrısı yapmıştı.

Zaman gazetesinin Ankara muhabiri Bayram Kaya, 17-25 Aralık darbe girişiminin yılmaz savunucularından biriydi. Yazdığı ‘Kördüğüm’ adlı kitapla, Hrant Dink cinayetinin FETÖ ile bağlantılarını perdelemeye çalıştı. 15 Temmuz’dan bir gün önceki mesajında ise “Sözde paralel yapı altında YAŞ öncesi tasfiye amaçlanıyor. TSK, bu tarz ihbarlara fırsat vermemeli” diye yazmıştı.

CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun bir dönem danışmanlığını yapan Murat Aksoy, 15 Temmuz öncesi TV'de, AK Parti’yi ‘soft IŞİD’ diye nitelemiş ve 1 Kasım seçimleri sonrası ihtimaller arasında ‘darbe’nin de bulunduğunu belirtmişti. Örgüte ait Millet gazetesinde de yazan Aksoy, 15 Temmuz sonrası Twitter’daki birçok mesajını silmişti. Aksoy’un örgüte ait Feza Gazetecilik’ten 64 bin TL, Koza İpek Holding’ten ise 6 işlemde 36 bin TL havale aldığı, ayrıca örgütün sosyal medya tetikçisi firari Emre Uslu’nun hesabına da 800 TL para gönderdiği tespit edilmişti.

FETÖ’nün operasyonel haber sitelerinin yöneticiliğini yapan Ahmet Memiş, 17-25 Aralık darbe girişimi sonrası Türkiye’yi DEAŞ’la işbirliği yapan bir ülke gibi göstermek isteyen çok sayıda habere imza atmıştı. Sosyal medyada FETÖ’nün operasyonel hesabı ‘Fuat Avni’ imzalı yazılar da Memiş’in genel yayın yönetmeni olduğu sitede yayınlanmıştı.

Eski Zaman muhabiri Hanım Büşra Erdal, FETÖ’nün TSK’ya yönelik kumpas davalarının öncü savunucusuydu. Üst düzey komutanlarının tasfiye edilip yerine FETÖ’cülerin yerleştirilmesi sürecinde yazdığı yazılarla tasfiye sürecine katkıda bulundu.