Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davanın sanıklarından Zekeriya Kuzu, daha önce verdiği ifadelerin "kurgu olduğunu" iddia etti.
FETÖ'nün "suikast timi"nde yer alan ve Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında örgütün "üs imamı" olarak anılan "Paşa" lakaplı eski başçavuş Zekeriya Kuzu, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'ndaki duruşmanın ikinci gününde sanık Taner Berber'in ardından ifade verdi.
Kuzu, bugüne kadar verdiği bütün ifadeleri reddetti. Sıradan bir astsubay ve hiçbir yetkisi olmayan bir asker olduğunu iddia eden Kuzu, medya bazında davanın önemli bir ayağı olarak gösterildiği için üzerinde baskı hissettiğini ifade etti. Kamuoyunda bazı kişilerin kendisinin idam edilmesini istediğini belirten Kuzu, "Saygı duyuyorum ancak iftira diye bir şey de var. Teslim olmak istiyordum. Türkiye'de neler olduğunu emniyete getirilince anladım. Emniyette kimyam değişmeye başladı. İlk ifademde FETÖ ile bağlantım olmadığını söylemiştim." dedi.
Mesleğe girdiğinden itibaren ciddi bir ideolojik çatışma ve dedikodu hastalığının olduğunu gördüğünü öne süren Kuzu, bunun sıkıntısını yaşadığını savundu. Milliyetçi ve muhafazakar bir insan olduğunu söyleyen Kuzu, "Ülkücü camianın ocaklarında yetişmiş bir insanım. Bu yüzden soruşturmalar geçirdim, cezalar aldım. Halihazırdaki yönetimle birlikte ben ve benim gibiler için rahatlama oldu. Suikast kelimesi çok ürkütücü. 30 yıl boyunca insan kurtarmak için eğitim aldım. Benim devletin çıkarlarını her şeyden önemli gördüğümü herkes bilir. 2012'den itibaren benim paralelci olduğumla ilgili dedikodular başladı. İlk başta şakayla başlayan bu şey daha sonra ciddi oldu." diye konuştu.
Sadece üs astsubayı olduğu için terfilerde etkili olduğunu iddia eden Kuzu, "Üs astsubayı olduğum için düşmanım çoktu. FETÖ'cü olduğum dedikodusu çıkarıldı." iddiasında bulundu.
Sorgusunda "tehdit ve şantaja uğradığını", bu nedenle FETÖ'cü olduğu yönünde ifade verdiğini öne süren Kuzu, "Çiğli imamı değilim" dedi.
Cüzdanında bulunan 1 doların G serisi değil, B serisi olduğunu ve bu parayı yurt dışında okuyan oğlunun hatıra maksadıyla kendine verdiğini iddia eden Kuzu, ifadesinde anlattığı ve örgüt üyesi olduklarını iddia ettiği "Yavuz" ve "Arif" gibi isimlerin örgütle bağlantılı kişiler olmadığını ileri sürdü.
Kuzu ifadesinde şunları söyledi:
"Arif, oğlumun dershanedeki öğretmeniydi. 1 doları bana Arif vermedi. Yavuz, Konya'daki bir komşumuzdu. Kapısında Zaman gazetesi görürdüm. Oradan aklıma gelerek kurguladım. Arif'in atama yapılacak askerlerin belirlenmesinde etkili olduğu yönündeki ifademi de kabul etmiyorum. Arif'in beni Tahir isimli kişiye zimmetlemesi söz konusu değil, böyle bir şahıs yok. Genel kültürümden kaynaklanan bir kurgulamaydı. FETÖ'ye üye değilim, hiçbir zaman olmadım. İfadelerimde belirttiğim zaman ve şahısların yüzde 99'u hayali. Üzerimdeki baskı nedeniyle böyle bir senaryo kurdum."
Sanığın bu ifadelerinin ardından mahkeme başkanının, ifadesini avukat huzurunda verdiğini hatırlatması üzerine Kuzu, "Verdiğim bazı isimlere avukatım karşı çıktı. Sorgulamayı yapanlar 'Sorun değil, hallederiz' dediler. Avukatım dışarı çıkınca telefonu gösterip tehdit ettiler. Avukatım görme engelliydi. Böyle bir ortamda ifade verdim. FETÖ'ye üye olduğunu söylediğim 57 subay ve astsubay iddiası doğru değil. Bu kişilerin 40'dan fazlası zaten serbest bırakıldı" diye konuştu.