Soylu, Fas'ın Marakeş kentindeki Bab Ighli Konferans Merkezi'nde düzenlenen "Küresel Göç Mutabakatı Hükümetlerarası Konferansı"na katıldı.
Bu yüzyılda zorla yerlerinden edilen insan sayısının 21,1 milyondan 71,4 milyona yükseldiğini belirten Bakan Soylu, küresel savaşların yerine "vekaletler savaşı"nı koymanın bir başarı hikayesi olmadığını söyledi.
Süleyman Soylu şunları kaydetti:
Dünyada resmi olarak birbiriyle savaşan iki ülkenin olmadığını, adı konulmayan bir savaşın yaşandığını, bu savaşta ölen ve bu savaştan kaçan milyonlarca insanın bulunduğunu ifade eden Soylu, insanların yaşadıkları yerdeki ölümden, fakirlikten ve gelir eşitsizliğinden bir umuda tutunabilecekleri başka yerlere kaçtıklarına vurgu yaptı.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
Irkçılığın, göç üzerinden daha fazla radikalleştiği, kendi medeniyet değerleriyle sert bir çatışma yaşayan, hükümetlerin daha kırılganlaştığı, ırkçılığın önlenemez bir şekilde yükseldiği, göç tartışmalarının hükümetleri zayıflattığı bir Avrupa tablosu da büyük fotografta yerini almaktadır. Bu fotoğraftan kaçış ucuz değil. Afganistan'dan çıkmak bin 500, Suriye'den çıkmak 750, Yunan adalarına geçmek bin dolar. Bu paranın bir kısmını DEAŞ'a veriyorsunuz, o sizi getirip PYD'ye emanet ediyor. Araları sizin düşündüğünüz kadar da kötü değil. PYD, sizi patronu PKK'ya teslim ediyor.
Türkiye'nin göçü önlemeye değil yönetmeye çalıştığını aktaran Süleyman Soylu, şöyle devam etti:
Birilerinin Avrupa'yı ve dünyayı kendisine borçlu gördüğünü belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Süleyman Soylu, dünyanın köklü medeniyetlerinin bir araya gelerek, bu sorunları çözebileceklerine inandıklarını ifade ederek, şunları söyledi:
İş birliği yapar, güçlü bir veri ve iş birliği ağı kurarsak, ayrıca bu başarılı ve umut verici metinden yola çıkarak, orta ve uzun vadeli stratejik bir bakış ortaya koyarsak, düzensiz göçü sadece kaynağında engellemek yerine buna kaynaklık eden sorunları, yoksulluğu, eğitim ve sağlığa erişimdeki kısıtlamayı aşmak için kaynak tahsis edersek, 'para verelim yerlerinde kalsınlar' politikalarından vazgeçip, gerçek ve insancıl politikalar üretirsek, düzensiz göçün yerine makul ve tüm ülkelerin paylaştığı düzenli göç politikalarını hayata geçirirsek, bu meseleyi yönetebilecek en iyi insan kaynaklarını ayırırsak, 21. yüzyıl kendi başarı hikayesini yazabilir.