Bosna Hersek’te 1995 yılında yaşanan Srebrenitsa Soykırımı inkar eden Avusturyalı yazar Peter Handke bu yılki Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı. Soykırım ve savaş suçlarından yargılanması sürerken cezaevinde ölen eski Sırp lider Slobodan Milosevic’e duyduğu hayranlığı her fırsatta dile getiren Handke’nin, İsveç Kraliyet Akademisi Nobel Komitesince ödüle layık görülmesi, özellikle Bosna Hersek ve Kosova’da büyük tartışmalara neden oldu. Daha önce Nobel verilen Aung San Suu Kyi ise Handke’ye Nobel verildiği gün Lahey’de Myanmar’da Müslümanlara yönelik katliamları savundu.
Tarihe dönüp bakıldığında Nobel Ödülü almasına ilk tepki gösterilen isim Handke değil. İnsanların hafızalarında yer eden tartışmalı kararlar arasında 2012’de Avrupa Birliğine (AB) Nobel Barış Ödülü verilmesi de yer alıyor. Avrupa’da 60 yıldır insan hakları, demokrasi, barış ve uzlaşma anlayışıyla kararlı bir şekilde mücadele verdiği gerekçesiyle AB’ye ödül verilmesi, AB’nin ekonomik sorunlarla boğuşması ve silah sattığı iddialarıyla tepki toplamıştı.
Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın da 2009’da Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmesi dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı. Göreve başlamasının henüz dokuzuncu ayında, böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi Obama’nın kendisini de şaşırtmış, “Akademiden böyle bir karar beklemiyordum.” ifadeleri uzun süre gündemde kalmıştı. Komite Obama’nın yaptıklarıyla bu ödülü hak ettiğini savunsa da Obama’nın özellikle Irak ve Afganistan’daki politikaları tepki çekmişti. Nobel Barış Ödülü’ne 2004’te layık görülen Afrikalı çevre eylemcisi Wangari Maathai, bu ödülü alan ilk Afrikalı olarak tarihe geçse de bazı çevreler Kenya’da ormanlık alanların yok olmasına ve yolsuzluğa karşı mücadelesiyle ödüle layık görülen Maathai’nin bu ödülü hak etmediğini savunmuştu. Maathai’nin daha sonra yaptığı bir açıklamada, AIDS virüsünün siyahileri yok etmek için Batılılar tarafından hazırlandığını savunması üzerine ise ödülün kendisine alınması istenmişti.
Nobel Barış Ödülü sahipleri arasında en çok tartışılan isimlerden biri de eski ABD’li siyasetçi Henry Kissinger. Eski ABD başkanlarından Richard Nixon’un danışmanlığını yaptığı 1973’te ödüle layık görülen Kissinger, Vietnam Savaşı’nın sona ermesindeki katkısı nedeniyle bu ödülü almıştı. Ancak Kissinger, savaşın sürdüğü ve barışın sağlanmadığı tepkileriyle karşılaşmış, kendisiyle birlikte aynı ödüle layık görülen Kuzey Vietnamlı siyasetçi Le Duc Tho ödülü almayı reddetmişti.
Nobel Barış Ödülü’ne 1991’de layık görülen Myanmar lideri Aung San Suu Çii, özellikle Arakanlı Müslümanlara yönelik zulme sessiz kalmasının ardından tepkilere maruz kaldı. Uluslararası toplumun çağrılara rağmen Arakanlı Müslümanlara yönelik zulmun durdurulması için bir şey yapmayan Suu Çii’nin, on binlerce insanın vatanından edilmesine, binlercesinin hayatını kaybetmesine karşı sessizliğinin, barış ödülüyle ters düştüğü savunuluyor. Suu Çii’nin, Arakanlı Müslümanların öldürülmesinde gösterdiği tutum nedeniyle birçok ödülü elinden alınırken, Nobel Komitesi ödülün geri alınmayacağını açıklamıştı.
Srebrenitsa’daki soykırımı inkar eden görüşleriyle tanınan Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, Handke’yi tebrik etti. Vucic, cumhurbaşkanlığı sitesinden paylaşılan tebrik mesajında, Handke’yi yürekten kutladığını belirterek, “Sırbistan sizi gerçek dostu olarak görüyor. Ödülü içimizden biri almış gibi hissediyoruz. Şimdi Ivo Andric’in yanı sıra yeni bir Nobel ödüllümüz daha var” dedi.