Türkiye'nin ilk kadın astsubayları, kendilerini yetiştiren ve Şırnak'ta askeri helikopterin düşmesi sonucu 12 silah arkadaşıyla birlikte şehit olan Türkiye'nin ilk kadın Jandarma Karakol Komutanı Yarbay Songül Yakut'u anlattı.
Mayıs ayında Şırnak Şenoba Tugay Komutanlığından kalktıktan kısa süre sonra düşen helikopterde 12 silah arkadaşıyla birlikte şehit düşen Yarbay Yakut, zorluklar içerisinde geçen çocukluğu ve binbir emekle sürdürdüğü askerlik eğitiminin ardından hem kadın askerlerin yetiştirilmesi hem de aile içi ve çocuklara yönelik şiddetle mücadelede etkin rol üstlendi.
Uzun yıllar Ankara Jandarma Okullar Komutanlığında bölük ve takım eğitim komutanlığı yapan Yakut, Beypazarı İlçe Jandarma Komutanlığına atanarak, Türkiye'nin ilk Jandarma Karakol Komutanı unvanını da kazandı.
Bir dönem Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) kumpası ile çok sevdiği mesleğinden uzaklaşmak zorunda kalan ve verdiği hukuk mücadelesiyle mesleğine geri dönen Yakut, yarbay rütbesi ile Şırnak'ta terörle mücadelenin içinde de yer aldı.
Yakut, askerliğe olan sevdasını, ardından gelen yüzlerce kadın subaya da verdiği eğitimlerle nakış gibi işledi.
Halihazırda Türkiye'nin dört bir yanında görev yapan ve hem Yakut'un ilk öğrencilerinden hem de Türkiye'nin ilk kadın sözleşmeli astsubayları arasında yer alan askerler, şehit komutanlarını anlattı.
Ankara Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi'nde görev yapan Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Gülüstan Köse, "Songül Yarbayımızın ilk kadın öğrencileriyiz. Türkiye'nin ilk kadın astsubaylarıyız. Jandarma teşkilatında ilk olmak çok güzel bir duygu ama bir o kadar da zor bir süreçti bizim için. Biz o dönem üniversiteden mezun olduk ve geldik. Sivil kaynaktan yani. Songül Yarbayımın bizi yeniden şekillendirip, yoğurup, adapte etme konusunda çok emeği geçti." diye konuştu.
Şehit Yarbay Songül Yakut'u ilk eğitimlerini aldığı 2003'te tanıdığını ve ondan çok şey öğrendiğini aktaran Köse, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Lider olunmaz, doğulur' denilir. Gerçekten de öyleydi. Komutandı, aynı zamanda da lider ruhlu bir kadındı. Bende bırakmış olduğu bir çok iz var. Askeri eğitimlerimizi bir yıl boyunca kendisinden aldık. Hakkını helal etsin bizlere, çok büyük emeği geçti. Kendisinden almış olduğumuz o eğitimle biz de yeni öğrencilerimizi eğitmeye çalışıyoruz."
Bazen askeri eğitimlerin zorluğu karşısında yıprandıkları ve kızdıkları anlar olduğunu anlatan Köse, Yakut'un sık sık kendilerine "Biliyorum, hissedebiliyorum bana kızıyorsunuz ama kıtalara gittiğinizde göreceksiniz ki durum aynen benim öğrettiğim şekilde olacak. Hep bana dua edeceksiniz, haklıymış diyeceksiniz." dediğini aktardı.
Köse, Şehit Yarbay Yakut'un son görev yeri Şırnak'a ikinci kez kendi isteğiyle gittiğini ifade ederek, komutanlarının iç güvenlik konusunun yanı sıra mağdur çocuklar ve aile içi şiddet konusundaki görevleri de başarılı bir şekilde yürüttüğünü söyledi.
Gülüstan Köse, Yarbay Yakut'un asker olarak doğmuş biri olduğunu ve asker olarak da şehit düştüğünü belirterek, komutanını "Askerdi, komutandı, liderdi ama aynı zamanda bir o kadar da samimi ve içtendi. Herhangi bir sorunumuz olduğunda can kulağıyla dinlerdi. Rahatlıkla anlatabilirdik. O kadar da samimiydi." sözleri ile tanımladı.
Köse, Ankara Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi'nde bulunan Jandarma Şehitler Anıtında şehit olan er, erbaş ve rütbeli askerlerin isimlerinin bulunduğunu belirterek, Yarbay Songül Yakut'un da isminin buraya işlendiğini belirtti.
Maltepe Cezaevi Jandarma Tabur Komutanlığında görevli Jandarma Astsubay Başçavuş Aysel Biçer Tamyiğit de Songül Yarbay'ı 2004'te Ankara'da Jandarma Okullar Komutanlığında eğitim aldığı sırada tanıdığını belirtti.
Şehit yarbayın üsteğmen rütbesiyle eğitim verdiği ikinci askeri birlikte yer aldığını dile getiren Tamyiğit, "Bizler sivil hayattan gelip de askerlik gibi hem onurlu ama kimi zaman da zorlukları olan mesleğe ilk adımları atmıştık. O esnada çevremizde bize örnek olabilecek bir komutana ihtiyacımız vardı. Bu anlamda biz çok şanslı bir devreydik. Songül Yarbay gibi iyi bir eğitimci, iyi ve örnek bir komutan her zaman bizim karşımızda bulundu." dedi.
Şehit komutanının özverili, özgüveni yüksek, disiplinli ve vatansever bir insan olduğunu vurgulayan Tamyiğit, "Duruşuyla, konuşmasıyla, hareketleriyle askerlik bir kadına ancak bu kadar yakışabilirdi." ifadesini kullandı.
Tamyiğit, Songül Yarbay'ın 5-6 aylık eğitim döneminin ardından Beypazarı İlçe Jandarma Komutanlığına atandığını, kendisinin de birkaç tertibiyle ilk fırsatta komutanlarına 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulunduğunu anlattı.
Ziyarette komutanı tarafından güzel karşılandığını ve ağırlandığını aktaran Tamyiğit, şöyle konuştu:
"Bir kadın olarak onu o makamda, o görevde görmek o zaman hepimizi çok duygulandırmıştı. Sonrasında kendisi bize ilçeyi gezdirdi. O esnada halkın ona olan bakışlarına, duyduğu saygıya şahit olduk. Bu ayrıca bizi gururlandırdı. Zaten sonraki dönemde de Songül Yarbay'ın adı nerede geçse, hangi ortamda kendisinden bahsedilse her zaman övgüyle bahsedildiğine şahit oldum. Kadın subay denince Songül Yarbay akla gelen ilk isimlerden birisiydi. Komutanımızın şehadet haberini aldığımda hem çok üzüldüm, hem de inanamadım. Çünkü kendisinin her zaman güçlü bir duruşu vardı. Sanki 'böyle bir kaza onun başına gelemezmiş gibi' düşündüm."
Şehit komutanına öğrettikleri her şey için teşekkür etmek istediğine işaret eden Tamyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yıllardır bu mesleğin içerisindeyim. Bana öğrettikleri için kendisine teşekkür etmek isterdim. Çünkü bu mesleği yaparken sadece bu bir meslek olarak değil, aynı zamanda içinizde bu duyguyu, vatan sevgisini hissederek yapabileceğiniz bir meslek. Bu anlamda ilk başta bunu kendisinden çok güzel aldık. Verdiği eğitimlerle, tecrübesiyle bizim her zaman önümüzü açtı, bilgisiyle bize ışık tuttu. Beni duyuyor olsa kendisine teşekkür ederdim."
Tunceli İl Jandarma Komutanlığında görev yapan Jandarma Astsubay Kıdemli Üstçavuş Funda Ersan ise Jandarma Genel Komutanlığının ilk kadın astsubay alımlarını 2002 yılında yaptığını ve ilk kadın astsubayların eğitim-öğretim dönemini Şehit Yarbay Yakut ile başlayarak başarıyla tamamladıklarını anlattı.
Dönemlerini başarıyla bitiren ilk kadın astsubayların birliklerine katılarak ülkenin farklı noktalarında jandarma olarak vatandaşa hizmet vermeye başladığını belirten Ersan, "Jandarma Şehit Yarbay Songül Yakut, asker ruhunun yanında anaç mizacıyla bizlere sahip çıkıp. Anne şefkatiyle eğitim ve öğretimimize devam edip, eğitim evresinde her ne kadar gerçek bir lider asker ruhuyla bizlere eğitim vermiş olsa da, özel durumlarımızda ihtiyacımız olduğunda da ona bir o kadar kendimizi yakın hissediyorduk." dedi.
Yakut'un gerçek bir komutan ve liderlik vasıflarına sahip olduğunu vurgulayan Ersan, Yakut'un askeri kişiliğinin yanı sıra aynı zamanda anaç duygularıyla kadınlara ve çocuklara sahip çıktığını dile getirdi.
Yakut'un kadınlar ve çocuklar için hep çok çalıştığını vurgulayan Ersan, şöyle konuştu:
"Kendisi bizzat ilçe jandarma komutanlığı yaptığı dönemde kadın vatandaşlara ayrı bir önem vermiş, kadını toplum içinde ön plana çıkarmaya çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Jandarma şehit Yarbay Songül Yakut, eğitim öğretim devresinde bizlere askerliğin temelinin disiplin olduğunu, ahlakın en önemli sıfatlardan birisi olduğunu, dürüstlüğün ondan sonra geleceğini öğreten, gerek askeri eğitimlerimizde gerekse halk ile olan ilişkilerimizde nasıl davranmamız gerektiğini bizlere tek tek yorulmadan anlatmıştır. Onun için halk Anadolu insandır. Halk onun için kıymetlidir."
'Üniforma ancak vatandaşa hizmet için kullanılabilir'
Şehit Yakut ile bir yıl süren askeri eğitiminde beraber olduklarını anlatan Ersan, "Bizlere eğitim verdiği evrede askeri üniformalarımızın devlet, millet tarafından borç olarak verildiğini anlatarak, bu kıyafeti sadece vatandaşa hizmet için kullanabileceğimizi, vatandaşa hizmet ettiğimiz esnada da onları kendi ailelerimizdenmiş gibi görmemiz gerektiğini, insanlara empati kanalıyla yaklaşmamız gerektiğinin eğitimini vermekteydi." dedi.
Yakut ile pek çok anısını olduğunu anlatan Ersan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2003 yılında ilk intibak dönemimizde derslerden sonra kollara ayrıldığımız süre zarfı içerisinde atış takımına yazılmak istedim. Bir hafta sonra beni yanına çağırarak atış takımından çıkmamı istediğini, derslerden geri kalmamı istemediğini bunu da ileride mesleğe başladığımda anlayacağımı söylemişti. Şu anda kendisine çok hak veriyorum. Umarım bizi duyuyordur. Bu konuda hakkını ödeyemem. Derslerimizden uzak kalmayıp bugün bu meslekte kendi ayaklarımızın üzerinde, başarılı bir Türk kadın askeri olarak durabiliyorsak bunda Şehit Yarbay Songül Yakut'un emeği çoktur."
Jandarma Üsteğmen Songül Yakut'u ilk gördüğünde etkilendiklerini anlatan Ersan, "Kendisini ilk karşımızda gördüğümüzde 'Evet, olmak istediğimiz' diyerek kendisini idol belirledik. Duruşu, hitabı, üslubu, samimiyeti... 'İşte benim bu meslekte olmak istediğim bu' diyorsunuz. O dediğimiz kişi Jandarma Şehit Yarbay Songül Yakut." dedi.
FETÖ tarafından mağdur edilmesi sürecinde Şehit Yarbay Yakut'u telefonla arayarak kendisine destek verdiğini aktaran Ersan, Yakut'un bu görüşmede kendisine, "Arkamda olduğunuzu her zaman biliyorum ama üzülmeyin. Dava açtım, davayı kazanıp geri geleceğim." dediğini ifade etti. Ersan, Yakut'un her zaman ve her durumda çok güçlü bir duruş sergilediğini vurguladı.
Yakut'un kadın ve çocuklara yönelik şiddetin önlenmesi için özveriyle çalıştığını, öğrencilerini de bu yönde yönlendirdiğini aktaran Ersan, "Vatandaşa hizmet için gece gündüz çalışmıştır. Kadınlarla, çocuklarla ilgili faaliyetlerde bizzat sahada bulunmuş, gerek sivil gerek üniformalı olarak bizzat halkın yüreğine girmiş insandır. Yüreğinden halktandır. Bizleri de bu yönde eğitip bu yönde yönlendirmiştir. Biz de halka bu şekilde hizmet etmeye çalıştık, elimizden geldiğince." şeklinde konuştu.