Economist Dergisi’nde yayınlanan bir makalede ‘İslam’ı içeriden yok etme’ planında Fetullah Gülen ana aktör olarak yer alıyor. İslam'ın içine sokulan bir Truva atına benzeyen Gülen'in kitaplarını İlahiyatçılar cinayet olarak tanımlıyor.
İngiliz The Economist Dergisi'nde geçen sene yayınlanan bir makale ABD ve Avrupa ülkelerinin Fetullah Gülen'e neden sahip çıktığını gösterdi. 'İslam bombalanarak yeniden yapılandırılamaz; ama içeriden değiştirilebilir' denilen makalede, İslamiyet'in içeriden değiştirilmesi için Martin Lüther King'e karşılık olarak Türkiye'de Fetullah Gülen'i Mısır'da Sisi'yi önermişti. Makalenin işaret ettiği, Gülen'in İslam'a verdiği zarara ilişkin İlahiyatçılar Yeni Şafak'a konuştu.
İslam'ı yıkma planlarının Gülen'in kitapları incelenerek anlaşılabileceğini belirten İlahiyat Profesörü Bayraktar Bayraklı, “Batı dünyası eskiden beri misyonerler vasıtasıyla İslam dinini, anlayışını bozmaya, saptırmaya çalışıyorlardı. Haçlı Seferleri yapılırken de asıl hedef kılıç, kalkanla savaşmak değil İslam'ı yok etmek, bozmaktı. Şimdi ise Haçlı Seferleri'nin günümüze uyarlanmış hali Gülen'in kitaplarında yer alıyor. Bu kitaplar üzerine akademik tezler yazılsın. Bu kitaplar çözüldüğünde İslam üzerinde yürütülen tüm planlar deşifre edilebilecektir. İslama' nereden saldırıldığı, öncelikle nelerin hedeflendiği görülecektir. Gülen'in kitapları İslam adına, dini değerlerimiz adına cinayettir” dedi.
Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Ateş, “Kuran ve Hadis İslam'ın kaynağıdır. İslam'ı yok etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Tarih boyunca yaptılar. İslam'ın ilk yıllarında Yahudiler de Efendimiz'i hedef almıştı. Gülen'i zaten İslam alimi olarak görmüyorum. Maşa olarak kullanıldığı aşikar” şeklinde konuştu.
İlahiyatçı yazar Atasoy Müftüoğlu, “Bu istisnai bir yazı değil aslında bu bir zihniyet sorunu ve uzun süredir gündemde olan bir sorun. Biz olayların genellikle sonuçlarını konuşuyoruz ancak nedenlerine değinmiyoruz. Bu tartışmanın, yazının temelinde yeni bir devrim olması için ne yapılmalıdır. Yeni bir din algısı oluşturulmak istendi. İcat edilecek yeni din algısının kimi zaman ılımlı İslam, kimi zamansa uzlaşmacı İslam gibi pek çok tanımı var. Fethullah Gülen o dönemin icadıdır. Gülen, henüz tedavüle sokulmadan önce onunla ilgili menkıbeler tedavüle sokulmuştur ve bu akım araçsallaştırılmıştır. İslam dünyasında yeni bir devrimci dönüşüm aynı zamanda yapısal bir dönüşüm yapmak istediler” ifadelerini kullandı.
Allah'ın Kuran-ı Kerim'de “Hükümlerini ben indirdim kıyamete kadar da ben koruyacağım” diye bir vaadi olduğunu hatırlatan Mutasavvıf Ömer Tuğrul İnançer, “Oryantalistler 2,5 asır öncesine kadar Müslüman kılığına girerek İslam'ı değiştirmek için çalışmış, bu konuda raporlar yazmıştır” dedi. Hollandalı bir oryantalistin, Kur'an'ı Kerim'i değiştirmek mümkün değil, hadisleri değiştirerek başlayalım dediğini aktaran İnançer, “Bu konuda başarılı oldular. Artık hadisleri inkar eden pek çok profesör var. İslam batıl ile karıştırılarak tahrif edilmeye çalışıldı. Makam ve mevki kazanmak için dini istismar ettiler ama başaramadılar” diye konuştu.
Hz. Peygamber devrinden beri Yahudi ve Hristiyanların İslam'a müdahale ederek dini bozma eğiliminde bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, “Özellikle 18'inci yüzyıldan itibaren bu olay Avrupa'nın daha çok gündemine girdi. Başta Almanya ve Hollanda olmak üzere oryantalizmin yayılmasıyla birlikte İslam'ın genel bünyesine zarar verilmeye başlandı. 19,20 ve 21'inci yüzyılda Hz. Peygamberin sünnetinin nasıl ortadan kaldırılacağı yönünde çalışmalar yapıldı" dedi. Ağırakça, “Çok ciddi ilim adamları yetiştirmişler bu kişileri de İslami eserleri neşretmeye yöneltmişler. Bu kişiler sanki İslam'a hizmet ediyor gibi görünüyor. Daha sonraki süreçte hadisi ve sünneti yok etmek için Martin Luther King tarzında İslam'ı içerden yıkmaya çalıştılar. Hinduizm, Pragmatizm gibi unsurları İslam içine dahil etmeye çalıştılar. 20'inci yüzyıla gelindiğinde ise Fethullah Gülen de bunlardan bir tanesi oldu. Hz. Peygamberi kamyona bindirmesi, onlar ders yaparlarken, 'Hz Ayşe size çay dağıtıyor' diyerek etraflarındaki insanları kendisine inandırmaya çalıştı. Hz Ayşe'den başka kendilerine hizmetçi bulamadılar. Öte yandan Fethullah Gülen de kendisini direkt Allah'la görüşen, vahiy alan ve Mehdi olduğuna, insanları inandırdı” açıklamalarında bulundu.
