Bir dönem Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) mütevelli heyetinde yer alan Erol Şahinkaya'nın ifadesi FETÖ dosyasına girdi. 17-25 Aralık sürecinde yapılan çirkin planları anlatan Şahinkaya, 2012 yılının Eylül veya Ekim ayında paralel devlet yapılanması içerisinde sorumlu şahsiyetlerle ilgili tayinler gerçekleştirildiğini, 2013 Şubat ve Mart ayına kadar büyük bölge toplantısında gündeme ilişkin hususlarda değerlendirmeler yapıldığını anlattı.
17-25 Aralık darbe girişimi öncesi örgütün her birimiyle teyakkuza geçtiğini söyleyen Şahinkaya ifadesinde şunları kaydetti: "Pazartesi günü gerçekleştirilen toplantılarda Bam Teli dinlenirdi ve üzerinde müzakereler yapılırdı. Bu müzakerelerden talimatlar çıkarılır ve bu talimatlara göre hareket edilirdi. 17-25 Aralık sürecinin yaklaşıldığı dönemde toplantılarda üst düzey hususlar konuşulmaya başlandı. Hükümetin politikalarının geçici olduğu, yakın zamanda verilecek talimatla yıkılacağı, yerine kurulacak hükümet kompozisyonları dahi gündemde tutulup gerekirse yeni bir parti kurulacağı dile getirildi.”
"17 Aralık'a yakın günlerde hükümete yönelik kumpas faaliyetinin yol haritasında kullanılacak davaların ipuçları verilerek medyaya servis edildi. Bize ise başta Erdoğan Bayraktar, Bilal Erdoğan, Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Zarraf isimli şahıslar ve konular hakkında tek tek bilgi verildi. Cumhurbaşkanı'nın çocukları üzerinden suça bulaştığı yönünde telkinlerde bulunuldu. Çevrelerimize bu durumu usule uygun bir şekilde anlatmamız için talimat verildi. 25 Aralık 2013 günü Bilal Erdoğan gözaltına alınabilseydi, sosyal paylaşım siteleri aracılığı ile vatandaşı Gezi olaylarındaki gibi Taksim Meydanına toplayıp Recep Tayyip Erdogan'ın Başbakanlıktan istifa etmesi istenecekti. Toplumsal bir hareket gibi görünen bu durumun asıl tertipleyicisinin Paralel Devlet Yapılanması'nın (PDY) olduğu ise gizlenecekti. Beyaz Türk olarak nitelendirdiğim, CHP'li bir dünya görüşüne sahip öz ağabeyim bile internet üzerinden gelen erken alarm ile birlikte Taksim Meydanına indi. Bir gün sonra Zaman Gazetesinin manşetinde bu durumun yanlış alarm olduğu ve beklenilmesi gerektiğini belirten manşet atıldı.”
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Fetullah Gülen için kod isminin Çilingiroğlu olduğunu söyleyen Erol Şahinkaya, "PDY tarafından Deniz Baykal'a kurulduğu bilinen kaset komplosundan sonra CHP'nin Genel Başkanlığına tam teslimiyet ve biat karşılığında getirildi" dedi.
17-25 Aralık sürecinden sonra yapıdan duygusal olarak kopmaya başladığını anlatan Şahinkaya "Ancak bu yapının ne kadar büyük ve tehlikeli olduğunu fark ettiğimden dolayı bir anda değil yavaş yavaş uzaklaşmaya başladım. Mustafa Özcan, benim bulunduğum dönemde yapının Türkiye İmamıydı. Oluşum içerisinde ahlak zafiyeti ve karakter yoksunluğu olduğu düşünülen bir şahıs olması nedeni ile sevilmiyor. Hamdullah Öztürk ile Brezilya imamı iken telefonla görüştüm. Bu şahsın bir dönem TSK İmamı olduğunu duydum" diye konuştu.
Örgütün ileride gerçekletireceği hareket için zemin oluşturmaya çalıştığını ve bunun için konferanslar düzenlendiğini belirten Şahinkaya şöyle devam etti: "Marmara Akademisine konferansa gelerek öğrencilere konuşma yapan Mehmet Baransu'nun özellikle Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoglu, Beşir Atalay, Efkan Ala, Hakan Fidan aleyhinde yanıltıcı, kışkırtıcı bilgiler verdiğine ve üst düzey bürokratlardan bahsederken yezit, firavun, nemrut, katil, baş çalan gibi aşağılayıcı tabirler kullandığına bizzat şahit oldum."