Nijeryalı Festus Okey'in gözaltında ölümüne yol açan polis, memuru "kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanacak.
Beyoğlu'nda gözaltındayken polisin silahından çıkan kurşunla öldüğü öne sürülen Nijeryalı Festus Okey davası ilk duruşmada "görevsizlik" kararıyla Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. "Bilinçli taksirle adam öldürmek" suçundan 9 yıla kadar hapisle yargılanan polis memuru, "kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle yargılanacak.
Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde gözaltındayken polisin silahından çıkan kurşunla öldüğü iddia edilen Nijeryalı futbolcu Festus Okey ile ilgili davanın ilk duruşması Beyoğlu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Tutuksuz yargılanan polis memuru C.Y. ve avukatı Vehbi Kahveci'nin hazır bulunduğu duruşmada, Festus Okey'i temsil etmek için Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi'nden Naciye Demir, Ayşenur Demirkale ve Taylan Tanay duruşmaya geldi. Beyoğlu Emniyet Müdürü Tuğrul Pek ve yaklaşık 20 polis de duruşmaya katıldı. Avukat Taylan Tanay, olayla ilgili tarafsız bir soruşturma yürütülmediğini öne sürdü.
Suçtan zarar gören sıfatıyla müdahil olarak davaya katılmak istediklerini belirten Tanay, "Kişiye ve ailesini ulaşılamadığı yerde sivil toplum örgütlerinin katılımı gereklidir" dedi.
Sanık avukatı Vehbi Kahveci ise müvekkilinin Festus Okey'in ailesi kadar üzgün olduğunu ifade ederek, "Ailesine ulaşılamadığı için savunma hakkının bulunmadığı söyleniyor. Oysa Nijerya Büyükelçiliği olaydan haberdardır. Ailesi de bu durumdan haberdardır. Suçtan zarar görme unsurları oluşmadığından taleplerinin reddine karar verilmesini istiyorum" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, bunun üzerine Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi avukatlarının katılma talebi kabul etmezken, sanık C.Y.'nin savunmasına geçildi. Beyoğlu Asayiş Büro Amirliği'nde polis memuru olan C.Y., olay günü görevli olduğunu ve 86-67 kodlu ekipte şef olarak görev yaptığını söyledi.
Çalıştıkları bölge kozmopolit olduğu için özellikle uyuşturucu ticareti konusunda uygulamalar yaptıklarını anlatan Yıldız, "Siyahi şahıslar üzerinde duyarlı çalışmalar yapıyorduk. Tarlabaşı bulvarından Taksim istikametine giderken 2 siyahi şahıs önümüzden geçti. Yavaşlayıp şahıslara dikkatlice baktığımda önde giden kısa boylu şahıs, yani Festus Okey elini hızla cebine soktu. Araçtakilere 'Durup inceleyelim' dedim. Şahısları durdurduk. Polis memuru Mehmet Aldemir, arkada duran ve kolunda yara olan kişiyi aradı. Festus şüpheli olduğu için onu 2 polis memuru aradı. Şahsın cebinde satışa hazır taş diye tabir edilen kokain olduğu görüldü. Genellikle çift iç çamaşırı giydikleri için daha ince araştırma yapmak amacıyla büroya götürmek istedik" ifadelerini kullandı.
C.Y., kullandıkları araç 4 kişilik olduğu için başka bir ekip aracını çağırdıklarını ve olay yerine Osman Kale isimli görevlinin geldiğini kaydederek şöyle konuştu:
"Üzerinden bir şey çıkmayan şahsı Osman ve Mehmet ile beraber büroya yolladım. Ben de Okey'e kelepçe takarak ekip otosuna aldım. Büroya gittiğimizde Festus'u teşhis odası ve avukatların görüşme odası olarak kullanılan odaya aldık. Bizim binamız eski bina olduğundan diğer şahsı da tadilat halindeki nezarete aldırdım. 'Burada arayın' dedim. Festus'un kelepçelerini çıkartarak soyunmasını istedim. Üstünü çıkarttı. İç çamaşırı ile kaldığında onu da çıkarmasını söyledim. Şort gibi ama içinde filesi olan iç çamaşırının içinde 13 tane taş tabir edilen kokain maddesi çıktı. Giyinmesini işaret ettim. Yanımda bulunan polis memuru Erdoğan Tuna'ya poşeti vererek bitişik odadaki grup amirimiz Ömer Akça'ya bilgi vermesini söyledim. Bu sırada şahıs üstünü giyindi. Karşı karşıya geldik. Benim üzerimde kısa kollu tişört vardı. Tabancam belimin sağ tarafındaydı. Erdoğan'ı çağırmak için yan döndüğümde belimin sağında bulunan şahsın ses çıkartarak temasını hissettim. Elimi silaha attım ve kendimi geri çektim. Ben kabzadan tuttum, onun eli horozda kalmıştı. Tam tutuş gerçekleşmedi. Silahı kurtarmak için bu dışarı çekerken bu kez şahıs namlusundan tuttu. Bir adım geri çekilince dizlerinin üstüne yere düştü. Silahın ağzında mermi olduğu için patlamasın diye kabzaya destek vererek sağ işaret parmağımı tetikten ayrı tutarak şahıstan silahı kurtarmak istedim. Ben, ileri geri gevşeterek silahı kurtarmak istedim. Bu esnada silah ateş aldı. Başparmağımı özellikle tetikten uzakta tutuyordum. Tetiği ben çekmedim".
Polis memuru C.Y., bir anda meydana gelen olayın ardından yaralanan Okey'i vakit kaybetmeden hastaneye kendisinin götürdüğünü anlattı. C.Y., hastaneye gittiklerinde Festus Okey'in üzerinde gömleğinin bulunduğunu, Okey'i hastaneye bizzat kendisinin götürdüğünü anlatarak, Okey'in ameliyathaneye giderken de gömlek ve fanilasının üzerinde olduğunu ancak daha sonra giysilere ne olduğunu bilmediğini belirtti. C.Y., kimsenin hayatına kastetmek ve ceza vermek gibi bir düşüncesi olmadığını vurgulayarak, "Ben de çok üzgünüm. Kanunlar çerçevesinde görev yapıyoruz. Kanunların bize verdiği yetkiler çerçevesinde hizmet etmeye çalışıyoruz" diye konuştu.
C.Y., avukatının neden namlu ucunda mermi ile gezdiğini sorması üzerine de, çalıştığı bölgede bir polis memuru arkadaşının bıçakla yaralandığını, ekip araçlarına bomba atıldığını, yine taş ve şişelerle araçlara saldırı olduğunu ifade etti. C.Y., bu nedenlerle suçsuz vatandaşların can güvenliği ve kendi can güvenlikleri için silahını bu şekilde taşıdığını söyledi.
13 yıldır polis olduğunu söyleyen C.Y., "Kimseye şahsi kin ve garezde bulunmadım. Görevimi gerektiği gibi yerine getirdim" dedi.
Festus Okey'in kayıp gömlek ve fanilasını bulmak için hastaneye giden 3 polis memuru tanık olarak dinlendi. Festus Okey'e ait kayıp gömlek ve fanilanın bulunması için görevlendirildiklerini anlatan polis memurları, "Hastanede gün boyu görevliler ile araştırma yaptık. Ancak gömlek ve fanilayı bulamadık. Hastanenin güvenlik kameralarını inceledik. Okey'in hastaneye ve acile giriş-çıkış yaptığı sırada üzerinde gömlek ve fanilasının bulunduğu tespit edildi. Bu görüntüler ise CD'ye kaydedilerek hastaneden alındı" ifadelerini kullandı.
Ardından görüşünü belirtmek için söz alan Cumhuriyet Savcısı, C.Y. hakkında "bilinçli taksirle ölüme neden olma" suçundan kamu davası açıldığını belirterek, "Bugün yapılan yargılamada sanığın savunması, kısmen dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı ile Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Daire Başkanlığının 10 Eylül 2007 tarihli raporunda, Festus Okey'in kanında alkol ve uyuşturucu bulunmadığı, ateşli silah yaralanmasının bitişik atış mesafesi dışında yapıldığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin 'kasten adam öldürme' sonucu oluştuğu nazara alınarak sanık yönünden daha teminatlı ve güvenli mahkeme olan ve delillerin değerlendirilmesinin bu mahkemede değerlendirilmesi gerektiği nazara alınarak mahkememizin görevsizliğine, sanığın Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 81, 21/2, 53/1-2 maddeleri gereğince yargılandırılması ve cezalandırılmasının Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılmasını, sanığın suç vasfı göz önüne alınarak şimdilik tutuksuz yargılanmasına karar verilmesi talep olunur" diye konuştu. Mütalaaya karşı beyanı sorulan C.Y., takdirin mahkemede olduğunu söyledi.
Sanığın savunması, dosya içeriği ve Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi raporu göz önüne alınarak sanığın eyleminin TCK'daki "kasten adam öldürme" suçunu öngören 81. maddeye dönüşme ihtimali bulunduğu, "kasten adam öldürme" veya "taksirle adam öldürme" niteliğinde olup olmayacağının takdir ve değerlendirmesinin Ağır Ceza Mahkemesi'ne ait olduğunu belirten mahkeme "görevsizlik" kararı verdi. Sanığın TCK 81, 21/2, 53/1-2 maddeleri gereğince yargılanması için dosyanın yetkili ve görevli Beyoğlu Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verildi. C.Y. "kasten adam öldürmek" suçundan müebbet hapis istemiyle Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanacak.