Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye rejimi ile siyasi diyalog” tartışmaları için, “Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var; İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur” yorumunu yaptı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin davetine icabetle Lviv’e yaptığı çalışma ziyaretinin, savaşın başlamasının ardından Ukrayna’ya gerçekleştirdiği ilk seyahat olduğunu anımsatan Erdoğan, Zelenski ile yaptığı görüşmelerde ikili ilişkileri tüm veçheleriyle ele aldıklarını söyledi. Yaklaşık altı aydır devam eden savaşın, görüşmelerin ana konusunu teşkil ettiğini dile getiren Erdoğan, “Dayanışmamızın, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine desteğimizin süreceğini kendisiyle bir kez daha paylaştım. Savaşın diplomasi ve müzakereler yoluyla çözümü için elimizden gelen katkıyı sağlamaya devam edeceğimizi de ifade ettim. Aynen Soçi ziyaretimde Sayın Putin’e söylediğim gibi, Sayın Zelenski’ye de aralarındaki görüşmeye ev sahipliği yapabileceğimizi hatırlattım.” diye konuştu.
BM GENEL KURULU FARKLI OLACAK
- Erdoğan özetle şunları söyledi: “Bugüne kadar olduğu gibi Ukrayna’nın yeniden imarı sürecinde de Türkiye’nin yanlarında olacağını ifade ettim. Sayın Zelenski de gerek ülkemizin güçlü desteği gerekse diplomatik çabaları karşısında memnuniyetini dile getirdi. Aynı görüşmeyi Soçi’de, Rusya’da Sayın Putin’le yaptık. Burada da bu şekilde gerçekleştirmiş olduk. İyi de oldu. Guterres de buraya geldi. Guterres bizden sonra Kiev’e geçti. Kiev’de ayrıca çalışmalarına devam ettiler. Tabii bu seneki BM Genel Kurulu biraz farklı olacak. Bu konuda ilgili arkadaşlardan aldığımız bilgiler katılımın daha üst düzeyde olacağı istikametinde. Tabii bunu BM Genel Kurulu’nda göreceğiz. Orada verilecek mesajlar çok çok anlamlı. Gerek Türkiye olarak bizim vereceğimiz gerek diğer ülkelerin vereceği mesajlar çok çok önemli.
ESED’İ YENMEK, YENMEMEK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK
(Suriye meselesi) Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar. Bunların belli bölümünü Ruslarla beraber yaparken belli bölümünü de kendi askerimizle, güvenlik güçlerimizle yürütüyoruz. Hep söylüyorum, demokraside en önemli hasletlerden bir tanesi güçlü muhalefettir. Tabii bizim güçlü bir muhalefetimiz yok. Sıkıntı burada.
İRAN’IN PLANLARINI BİLİYORUZ
- (ABD’nin PKK yardımı) ABD şunu söyleyemez, ‘Ben terörü beslemedim.’ diyemez. Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve koalisyon güçleridir, bunu acımasız yapmışlardır ve hala da yapıyorlar. İşte şu anda Kamışlı’daki kalitesiz petrolü çıkartan teröristler. Peki kim alıyor bunu? Rejim alıyor. Para kaynağı rejimde. Bunlar alıyor. Bütün bu gerçekler ortada. Bir diğer taraftan da sürekli olarak buralarda İran’ın hesapları var. Bu hesaplar da önümüzde. Biz istiyoruz ki buradaki süreci daha fazla uzatmayalım. Bizim Suriye’nin topraklarında gözümüz yok çünkü Suriye’nin halkı bizim kardeşlerimiz. Orada bizim öyle bir derdimiz yok. Onların topraklarının bütünlüğü bizim için önem arz ediyor. Rejim bunun idraki içinde olmalı.
İPLİKLE DE OLSA BAĞI KOPARMAYIN
(Şam’la yeni dönem olur mu?) Şunu bir defa bilmemiz, kabullenmemiz gerekir. Devletler arasında hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var, ‘İplikle de olsa bağı koparmayın, o bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.’ Şimdi biz mesela bölgede Mısır’la alt düzeyde, bakanlarımız seviyesinde temaslarımızı devam ettiriyoruz. Bu ilişkiler durup dururken olmuyor. Diplomasiyi tamamen devre dışı bırakamazsınız. Diplomasiye ne denli ihtiyacımız olduğunu bütün dünya gördü. Biz her zaman çözümün parçası olduk. Suriye sorununu çözmekle ilgili elimizi taşın altına biz koyduk. Hedefimiz, bölgesel barış oldu, ülkemizi bu krizin ağır tehditlerinden risklerinden korumak oldu.”
Zaporijya bir tehdit unsuru
- Avrupa’nın en büyük nükleer enerji santrali Zaporijya’daki gelişmelere değinen Erdoğan, ciddi bir tehdidin söz konusu olduğunu belirtti. Birinci derecede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun bu işin yakın takibinde olması gerektiğini vurgulayan Erdoğan,“Zelenski bizden şunu özellikle istedi, Rusya’nın buradaki bütün mayın ve benzeri döşemeleri söküp alması ve bu hususun süratle ürkütücü olmaktan çıkması çünkü bir tehdit unsuru. ‘Çernobil’i yaşamak istemiyoruz.’ derken biraz da onu kastettim. Bu konuyu Sayın Putin’le de görüşüp, dünya barışı için önemli bir adım olarak bu konuda Rusya da üzerine düşeni yapmalıdır diye bunu kendisinden özellikle isteyeceğiz” dedi.
Mısır halkıyla dargın olmamız mümkün değil
Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İsrail’le normalleşme süreci sorulan Erdoğan şunları kaydetti: Yani siyasetin gereği bu. Mesela Mısır’la şu anda üst düzeyde, istenilen yerde değil ama biz şimdi Mısır’la da arkadaşlarla alt düzeyde yani bakanlar seviyesinde bu işi sürdürelim ve ardından da temenni ederiz ki üst düzeyde de bu adımı en güzel şekilde atalım. Çünkü Mısır halkı bizim kardeşlerimiz. Bizim Mısır halkıyla dargın olmamız mümkün değil. Onun için de bir an önce orayla da bu barışı bizim temin etmemiz gerekiyor. Suriye ile daha ileri seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor. Bu adımları atmak suretiyle, tüm bölgede yani İslam dünyasının bizim komşularımızla olan bu bölgesinde inşallah birçok oyunu biz bozarız.”
Tek derdimiz piyasayı balanse etmek
- Ekonomik gelişmelere ve Tarım Kredi marketlerinde başlatılan indirime dikkat çeken Erdoğan şunları kaydetti: “Öncelikle Tarım Kredi Kooperatiflerinin attığı bu adımla biz vatandaşımıza uygun fiyatlı ürünleri ulaştırırken bir yandan da birilerini terbiye ediyoruz. Zaten bu Tarım Kredi marketlerindeki olayla, diğer zincir marketler fiyatları hemen indirmeye başladılar, başlayacaklar. Bizim derdimiz zaten para kazanmak değil. Burada tek derdimiz piyasayı balanse etmek, vatandaşa ucuz, kaliteli ürün yetiştirmek.”
Herzog’la görüştü
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile telefonda iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin en üst seviyeye çıkarılmasını ele aldı. İki liderin, “iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin en üst seviyeye çıkarılması, karşılıklı büyükelçi, başkonsolosların atanması ve İsrail’den Türkiye’ye uçuşlarının devam etmesi” konularını ele aldığı aktarıldı. İki cumhurbaşkanının, “gelişmeleri memnuniyetle karşıladığı ve ilişkilerin tüm alanlarda ilerletilmesi konusundaki ümitlerini dile getirdiği” kaydedildi. İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un görüşmede, “Ukrayna’dan tahıl ve gıda maddelerinin güvenli sevk edilmesini sağlayacak tahıl koridoru anlaşmasına önemli katkısı ve Rusya, Ukrayna liderleriyle yaptığı görüşmeler için Erdoğan’a teşekkür ettiği” vurgulandı.