1970’lerde sağ ve sol üzerinden Sünni-Alevi, 1980 ve 1990’larda Türk-Kürt çatışması için çaba harcayan malum çevreler, yakın tarihte ise amaçları için Gezi olayları, 17-25 Aralık yargı-ekonomi kumpası ve son olarak 15 Temmuz hain darbe girişimini FETÖ, PKK gibi örgütler aracılığıyla devreye soktular. Sayısız girişimleri başarısız olan odaklar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte yeniden düğmeye bastı.
Bu çevrelerin ilk oyunu ise, Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecinde uygulamadan kaldırılan ancak Danıştay’ın zamanlaması manidar Öğrenci Andı’nı iptal kararı ile harekete geçti. Ardından Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım’da da aynı odaklar sahneye çıktı. Adıyaman’da Atatürk heykeline tırmanan tiner bağımlısı bir kişi ortaya çıkarken, bu olayı çarşaflı bir kadının Tekirdağ’da Atatürk heykeline balta ile saldırması izledi. Edirne’de düzenlenen 10 Kasım törenleri sırasında yoldan geçen Emine Şahin isimli bir öğrenci Atatürk’e hakaret ettiği için tutuklandı. Olayların kahramanlarının mütedeyyin olarak algılanabilecek kişiler arasından çıkması, laik kesimin damarına basma tezgahı olarak yorumlanıyor.
Şahin’in tutuklanmasının ardından pusuda bekleyen sosyal medya provokatörleri “Atatürk ilah değildir” tahrikini ateşledi. Bu tag’e (etiket) karşı “Atatürk her şeyimizdir” tagı açıldı. Ancak her iki tag’ın da açılış adresinin ABD’nin Californiya eyaleti olması soru işaretlerini daha da büyüttü.
Provokasyonlar zinciri amacına ulaşamadan ortaya çıkarıldı. Cezaevinde Emine Şahin ile görüşen avukatlar tören sırasında yolda yürürken “bu kıyamdır” diye kendi kendine mırıldandığı ve o esnada orada bekleyen polis memurunun müdahale ederek Şahin’le tartıştığı olayın orada bulunan bazı polis memurları tarafından büyütüldüğü belirlendi. Tekirdağ’daki olayda ise kadının psikolojik sorunları olduğu için saldırı olayını gerçekleştirdiği anlaşıldı.
Bu provokatif olayları kimin yaptırdığı merak edilirken, kendini aydın olarak tanımlayan bazı isimler de provokatörlerin tuzağına düştü. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat da bu provokasyona uyarak açıklama yapanlardan biri. Kırıkkanat, “Arkadaşlarıma dedim ki, artık Atatürk ilahım. 10 yıl önce Atatürk’e tapıyorum demezdim, ama artık Atatürk’e tapıyorum dedim. Arkadaşlarım da aynı şekilde dediler ki, “Mine, aynı fikirdeyiz. Çünkü bundan 10 yıl önce biz ilk cumhuriyet döneminin kusurlarını da görüyorduk. Atatürk’ü severdik ama küçük kusurlarını da görürdük. Şimdi ise bir kusur bulana çakacak vaziyetteyiz. Yani artık o kadar kinliyiz” ifadelerini kullandı.