Ankara'da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde, Türkiye'de Covid-19'a karşı uygulanan Sinovac ve BioNTech aşılarının hastaneye etkisini ortaya çıkarmak için araştırma başlatıldı. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, "Sahada biz aşının çok etkili şekilde hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyacını azalttığını tespit etmiş durumdayız, bunu bu bilimsel veri tabanımızda da açıklamış olacağız" dedi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi, koronavirüsün ülkede yayılmasına karşı yaygın olarak uygulanan Çin'in Sinovac aşısı ile Alman BioNTech aşısının hastanelere yansımasını ortaya çıkarmak için çalışma başlattı. Çalışmayı yürüten Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, DHA'ya açıklama yaptı. Doç. Dr. Savaşçı, Sinovac aşısına ilişkin Şili'de yapılan araştırmada aşının hastaneye yatış oranlarını yüzde 87, yoğun bakıma yatma oranlarını yüzde 90 azalttığının belirlendiğini söyledi. Doç. Dr. Savaşçı, "Biz de hastanemizde çalışma yürütüyoruz. Hem Sinovac aşısı hem de BioNTech aşısında hastaneye, kişilere ve sahaya yansımasını değerlendirecek bir çalışma yürütüyoruz. Kesin sonuçlarını kısa sürede açıklayacağız. 'Aşı bizi ne kadar koruyor' bunu ispatlamış olacağız. Sahada biz aşının çok etkili şekilde hastaneye yatış ve yoğun bakım ihtiyacını azalttığını tespit etmiş durumdayız, bunu bilimsel veri tabanımızda da açıklamış olacağız" dedi.
Doç. Dr. Savaşçı, çalışmayı hastaneye başvuran vakalar üzerinden yürüttüklerini kaydederek, "Bizim polikliniğimize başvuran vaka sayısı üzerinden değerlendiriyoruz. Kliniğe gelenlere aşı olup olmadığı beyan ettiriliyor, hangi tür aşıyı yaptırdığı, bunun kliniğe olan etkileri, yatışa, yoğun bakıma etkileri, ölüme etkileri bu konuları inceliyoruz. Zaten aşının olumlu olarak etkileri var, biz de bunlar sayısal anlamda da ortaya koyacağız" diye konuştu.
Doç. Dr. Savaşçı, kullanılan aşıların canlı olmadığını ve vücuda bir zararlarının bulunmadığını belirterek, "Artık toplum eğitim görmek istiyor, restoranda yemek yemek istiyor, dolayısıyla bizim bu savaşı kazanacağımız tek unsur da aşılanmadır. Aşı ile ilgili olumsuz görüşler de var. Bu aşılar herhangi bir şekilde canlı aşılar değildir. Vücuda, genetik yapımıza zarar verecek etkileri yoktur. Biz burada günlük 2-3 bin civarında aşı yapıyoruz. İstekli halkımız da mevcut; ama aşı sırası geldiği ve risk altında olduğu halde aşılanmayanlar da mevcut. Ne yazık ki aşı yaptırmayan insanlar altta da obezite, hipertansiyon, akciğer hastalıkları varsa yoğun bakıma yatma ihtiyaçları oluyor ve hayatlarını kaybedebiliyorlar. Dolayısıyla bunu mutlaka önemseyelim" diye konuştu.