Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, kontörlü-ankesörlü telefonların HTS (telefon trafiği) dökümleri çıkarılırken, söz konusu telefon trafiğine takılan 5 bin civarında asker tespit edildi. Başsavcılığın yaptığı çalışmayla ilk etapta birden fazla kez arama ile şüpheli askerlerin ardışık aranıp aranmadığı kriterleri dikkate alınarak ulaşılan isimlere yönelik operasyonlar düzenlemeye başlanırken, kriptolarla ilgili davalar da açılmaya devam ediyor.
Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan tarafından Jandarma Genel Komutanlığı’nda ankesörlü telefonlarla irtibat sağladığı tespit edilen kriptolara yönelik yürütülen soruşturmada 1000 civarında şüpheli tespit edildi. Soruşturma kapsamında, Ankara genelinde bulunan 155 kontörlü telefonu mercek altına alan Saylan, Şırnak İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay F.K.’nın ismine ulaştı. Gözaltına alındıktan sonra etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak itirafçı olan F.K. hakkında, “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan dava açıldı.
Düzenlenen iddianamede, örgüt içerisinde bulunduğu döneme ilişkin ayrıntılı bilgiler verdiği için adli kontrol şartıyla serbest bırakılan F.K.’nın, Ankara genelinde bulunan 6 tekel büfe, market ve kuru yemiş tarzı iş yerlerinden 22 kez arandığı belirtildi. HTS dökümlerinin incelenmesi sonucu Etimesgut, Altındağ, Yenimahalle ilçelerindeki kontörlü telefonlardan yapıldığı anlaşılan aramaların 25 ile 116 saniye arasında değiştiği tespit edildi. Aynı numaralardan F.K’dan başka asker şüphelilerin de ardışık olarak arandığı ortaya çıkarıldı. Ayrıca kontörlü telefonlardan yapılan aramaların 2013 yılında gerçekleştirildiği belirlendi.
Şüpheli F.K., ifadesinde, örgütle ilk irtibatının ortaokulda olduğunu anlattı. Görev yaptığı il değiştiği zaman kendisinden sorumlu mahrem imanın da değiştiğini söyleyen F.K., mahrem imamların kendisiyle kontörlü telefonlar üzerinden irtibat kurduğunu belirtti. “Bu aramaları çeşitli büfe, market gibi yerlerden yani sabit hattan yapıyorlardı ve çok kısa kesiyorlardı” diyen F.K., sabit hatlar üzerinden iletişime geçileceği konusunda mahrem imamın kendisine talimat verdiğini ve bunun gizliliğe riayet için sistematik olarak uygulandığı belirtti. Şifreleme metotları konusunda Harp Okulu’nda iken talimat aldığını ifade eden F.K., görüşmelere cep telefonu götürmediğini de aktardı.