Türkiye’yi hava savunmasız bırakmak isteyen Amerika, Rus hava savunma sistemi S-400 alımını engellemek üzere son hamlesini yaptı. S-400 füzelerinin üreticisi şirketleri kara listeye almaya hazırlanan Amerikan Senatosu’nun onaylaması beklenen bu karar, Türkiye’nin satın alma sürecini etkileyen bir karar olmasa da dolaylı olumsuz etkiler oluşturacak. Amerika, elindeki bu kozla kara listedeki bir süredir uyguladığı gizli ambargoları açıktan ve resmi ambargo sürecine dönüştürebilecek.
Amerikan seçimlerine müdahale ettiği gerekçesiyle Rusya’ya yeni yaptırım öngören tasarıyı onaylayan Amerikan Senatosu, bu doğrultuda hazırlanan kara listeyi önümüzdeki günlerde görüşecek. Kongre üyelerinin Trump’a yönelik Rusya ile yakın ilişki içerisinde olduğu suçlamaları karşısında tasarının Senato’da onaylanmasına kesin gözüyle bakılıyor. Bu haliyle normal görülen süreç, ABD yönetiminin sepete S-400 füzelerinin üreticisi şirketleri de koymasıyla birlikte Amerika’da büyük rahatsızlık yaratan Türkiye-Rusya işbirliğine ciddi bir müdahale aracı olarak işletilecek. Kara liste içine alınan firmalar arasındaki Rusya devlet silah şirketi Rosoboronexport ve Almaz-Antey şirketleri, hazır alım için kapora dahi veren Türkiye’ye S-400 sevkiyatına hazırlanıyorlardı. Kara listede S-400 üreticilerinin yanısıra Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), Rusya Dış İstihbarat Servisi (SVR) ve Rusya Askeri İstihbaratı (GRU) da bulunuyor. Bu doğrultuda karar sadece S-400 için imzalanan anlaşmayı değil, Rusya ile savunma ve istihbarat alanında yapılan işbirliğini de hedef alıyor.
Listenin Senato’da onaylanmasının ardından kara listedeki kurum ve şirketlerle iş yapan üçüncü kişilere, bağlantılarını koparmaları için 3 aylık geçiş süreci verilecek. Amerika’nın kara liste kararı Türkiye’yi bağlayıcı bir karar değil. Kararın bağlayıcı olabilmesi için Birleşmiş Milletler gibi Türkiye’nin üyesi bulunduğu kurumlar nezdinde alınması gerekiyor. Ancak halihazırda Amerika, müttefiklerinin de kara listedeki kuruluşlarla işbirliği yapmalarını engelliyor. Bu doğrultuda Amerika, bu kozu kullanarak Türkiye’ye gizli uyguladığı ambargoları resmi ambargolara dönüştürebileceği gibi, Türkiye’nin S-400 alımında ısrarcı olması halinde kara listedeki şirketlerle çalıştığı için cezalandırma yoluna da gidebilecek. Karara uymaması halinde Türkiye’nin cezalandırılacağı mesajını da ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, “Yaptırım listesinin, Rusya ile savunma ve istihbarat alanında işbirliği yapan müttefiklerin etkilenebileceği kaygısıyla geciktirildiği” açıklamasıyla vermiş durumda.
Amerika’nın “kara liste” tasarısı doğrultusundaki gelişmeleri yakından izleyen Türkiye, kendi sistemini üretme konusunda ise kararlı. Türkiye, S-400 anlaşmasının imzalandığı süreçte, NATO üyesi olarak milli sistemini ortak üretimle karşılamak üzere de NATO müttefikleri Fransa ve İtalya ile işbirliği anlaşması imzaladı. Gerek Avrupalı müttefikler, gerekse ASELSAN tarafından devam eden Hisar füze sistemleri üzerindeki çalışmaların hızlandırılması suretiyle Türkiye’nin uzun menzilli savunma ihtiyacını hızla karşılaması gerektiği belirtiliyor.
Amerika, aynı oyunu yıllar önce Çin füzesi için de devreye sokmuştu. Türkiye’nin, uzun menzilli savunma füzesi ihalesini Çinli CPMİEC kazanırken, ihalenin Çin’e bırakılmasını önlemek için Amerika türlü engellemelere başvurmuştu. Türkiye’nin Çin ile anlaşma imzalamasının hemen ardından Amerikalı askeri yetkililer bu füzenin NATO hava ağına entegre edilemeyeceği konusunda Türkiye’ye baskı yapmaya başlamış, Türkiye, Amerika’nın bu tezi karşısında, Yunanistan’ın S-300 füzelerinin NATO’ya entegre olduğu ve NATO görevleri yaptığını masaya koymuştu. Amerikalılar ısrarcı olunca bu kez Türkiye, Çin füzesinin gerekirse NATO’ya entegre edilmeyeceğini ve milli hava ağında kullanılacağını vurgulamış ancak bu da Amerikan müttefiklerimizi ikna etmeye yetmemişti. Amerika’nın Çin füzesi alımını engellemek için son hamlesi yine “kara liste” olmuştu. Amerika, Türkiye’ye, Çinli CPMİEC’in “kara para aklama suçu işlediği, eğer bu firmayla anlaşma yapılırsa Türkiye’nin de bu doğrultuda sorgulanabileceği, hatta cezalandırılabileceği” tehdidini savurmuştu.