Şehit MİT mensuplarının ifşa edilmesine ilişkin 6'sı tutuklu, 1'i firari 8 sanık hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamenin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. İlk ifşanın sanık Murat Ağırel, akabinde firari sanık Erk Acarer tarafından sosyal medyadan yapıldığı, ardından şehit MİT mensubunun cenazesine ilişkin haber ve görüntülerin OdaTV'de kullanıldığı kaydedildi. Şehit MİT mensuplarının gizli kalması gereken bilgilerinin bir plan dahilinde, sistematik ve koordineli biçimde Twitter ile gazete ve internet siteleri üzerinden ifşa edildiği ortaya çıktı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca MİT Başkanlığının suç duyurusu üzerine başlatılan MİT mensuplarının ve faaliyetlerinin ifşa edilmesine yönelik soruşturma sonunda, 6'sı tutuklu, 1'i firari 8 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen 50 sayfalık iddianamenin detayları ortaya çıktı.
Altından yine FETÖ çıktı
- İddianamede, sanıklar tarafından, MİT’in yurt dışı görev ve faaliyetlerine ilişkin hususlar ile devletin gizli kalması gereken bilgileri ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun ilgili hükümlerine rağmen, şehit MİT mensuplarının kimlik bilgileri, fotoğrafları ve cenazeye katılan diğer MİT mensuplarının görüntülerinin bir plan dahilinde, sistematik ve koordineli biçimde sosyal medya hesapları ile bazı gazete ve internet siteleri üzerinden ifşa edildiği anlatıldı.
"İlk ifşa eden Murat Ağırel"
- Ağırel'in 22 Şubat'taki ifşa eyleminde MİT mensubu şehitlerin fotoğrafları ve kimlik bilgileri ile birlikte, bilerek ve isteyerek "case officer meslek memuru" teknik ifadesini MİT mensuplarının yurt dışı faaliyetlerini deşifre etmek kastıyla kullandığı vurgulanan iddianamede, bu şekilde şehitlerin MİT mensubu olduklarının ve yürütülen MİT faaliyetinde şehit düştüklerinin ilk olarak Ağırel tarafından sosyal medyada ifşa edildiği, paylaşımda "case officer" vurgusu yapılarak şehitlerin Libya'da yürüttükleri görevler yabancı istihbarat birimlerince de anlaşılacak şekilde bilgi verildiği belirtildi.
Fotoğraflar deşifre edildi
Hakkında birden çok dosya ve bu dosyadan yakalama kararı bulunan Birgün Gazetesi yazarı firari sanık Erk Acarer'in de 22 Şubat tarihinde 3 kez sosyal medyadan paylaştığı mesajlarda şehitlerin MİT Başkanlığındaki görevi boyunca yürüttüğü faaliyetleri ve şehitlerin yürüttüğü faaliyetlerde birlikte görev aldığı diğer MİT mensuplarının faaliyetlerini ifşa etme kastıyla hareket ettiğine dikkat çekilen iddianamede, bu paylaşımların akabinde 23 ve 24 Şubat tarihlerinde, sanıklardan Mehmet Ferhat Çelik'in genel yayın yönetmeni, Aydın Keser'in ise sorumlu yazı işleri müdürü olduğu Yeni Yaşam isimli günlük gazete ve aynı gazetenin internet sitesinde yayınlanan haber içeriklerinde MİT mensuplarının fotoğraflarının ve kimlik bilgilerinin paylaşılıp deşifre edilerek, ilk defa yazılı basında yayımlandığı bildirildi.
Özdağ hakkında fezleke
Soruşturma dosyasına celbedilen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 27. dönem Milletvekili Ümit Özdağ hakkında düzenlenen 9 Mart 2020 tarihli fezleke içeriğine göre, Özdağ'ın 26 Şubat 2020 tarihli basın açıklamasına da yer verilen iddianamede, fezlekeyle Özdağ hakkında 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nun 27/2 ve 5237 Sayılı TCK’nin 53/1-2 maddeleri gereğince soruşturma yapılabilmesi için anayasanın 83. maddesine istinaden dokunulmazlığının kaldırılması talebinde bulunulduğu anımsatıldı.
Cenaze töreninde gizlice çekildi
Bununla birlikte, haber içeriğinde toplam 7 fotoğraf yayımlanmasına rağmen cenaze törenine ait 2 görüntünün üzerine "ODATV.COM" ibaresi eklendiğinin görüldüğü anlatılan iddianamede, "Bu da söz konusu görüntülerin yalnızca Oda Tv isimli internet sitesi tarafından temin edilerek yayımlandığını, başka bir yerde yayımlanması durumunda ilk yayımlayıcı olan Oda Tv isimli internet sitesinden alındığının belli olmasını vurgulamak amacıyla yapıldığını göstermektedir. Cenaze töreninde gizlice çekildiği tespit edilen fotoğraflardaki diğer MİT mensuplarının görüntülerinin, MİT’in görev ve faaliyetleri kapsamında devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklama, yayımlama, yayma ve MİT mensuplarını açık kimlik, görev ve unvanlarıyla birlikte ifşa etme kastıyla yayınlandığı açıktır." denildi.
Görüntüler sanık Ekinci'den temin edilmiş
- Oda Tv isimli internet sitesinin genel yayın yönetmeninin sanık Barış Pehlivan olduğu, haberin bu sanığın bilgisi ve talimatı doğrultusunda yayımlandığı, internet sitesinin sorumlu haber müdürlüğü görevini ise sanık Barış Terkoğlu'nun yaptığı belirtilen iddianamede, bu sanıkların ifadesine de yer verildi.
Genel yayın yönetmeni talimat verdi
İddianamede, sanık Barış Terkoğlu'nun ifadesinde, "Sitenin 24 saat aktif olması sebebiyle 7/24 esasıyla girilen her haberi kontrol etme şansının olmadığını, yasa gereği yayımlanan haberlerden sorumlu olduğunu bildiğini, ancak haberin kim tarafından onaylanarak yayına verildiğine dair cevap vermek istemediğini" beyan ettiği, sanık Barış Pehlivan'ın ise "Genel yayın yönetmeni olduğu sitede yer alan haberin yayımlanması talimatının kendisi tarafından verildiğini, haber içeriğinde talimatı doğrultusunda düzenlemeler yapıldığını ve bu nedenle de bahsi geçen haber yönünden içerik sağlayıcı konumunda kendisinin olduğunu" anlattığı kaydedildi.
- Soruşturmaya konu haberi hazırlayan sanık Hülya Kılınç'ın ise "Bahsi geçen haberi kendisinin hazırladığını, haberle ilgili olarak şüpheli Barış Pehlivan ile irtibat kurduğunu, bu haberin yayımlanması ile ilgili olarak haber içeriğini şüpheli Barış Pehlivan'a ilettiğini ve onun da haberi yayınladığını" ifade ettiği anlatılan iddianamede, MİT mensuplarının deşifre edildiği fotoğrafları çeken ve sanık Hülya Kılınç'a gönderen sanık Eren Ekinci'nin de beyanları yer aldı.
Tabut taşırken fotoğraf çekildi
- İddianamede, sanık Hülya Kılınç'ın ifadesinde "cenaze töreninin yapıldığı mahalleye gittiğinde şehidin MİT mensubu olduğunu bilmediğini, bunu birkaç gün sonra medyadan öğrendiğini" söylediği ancak, sanığın mahalleye gidip görüştüğü muhtarın savcılıkça tanık sıfatıyla alınan ifadesinde "Hülya Kılınç'ın mahalleye gelip kendisiyle görüştüğünde şehidin MİT mensubu olduğunu söylediğini, cenazeye herhangi bir çelenk gelip gelmediğini ve cenazede çekilmiş fotoğraf olup olmadığını sorduğunu" anlattığına dikkat çekildi.
"Zaten ifşa olmuş" savunmaları
- "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklamak maksadıyla MİT mensuplarının deşifre edildiği suça konu paylaşımlarda ve aynı amaçla yayımlanan haberlerde yer alan bilgiler ve fotoğraflar, daha önceden ifşa olmuş bilgiler değildir. Oda Tv’de yayımlanan MİT mensuplarının deşifre edildiği soruşturmaya konu haberde de şehit MİT mensubunun cenaze töreninden gizlice çekilen görüntüler elde edilerek ilk defa 'ODATV.COM' baskısıyla yayımlanmış, MİT mensubu şehidin kimlik bilgileri, ailevi bilgileri ve MİT Başkanlığındaki görevine ilişkin bilgilerle birlikte cenazeye katılan diğer MİT mensuplarının görüntülerine yer verildiği tespit edilmiştir.
Suç duyurusunda bulunnuldu
Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının 4 Mart 2020 tarihli suç duyurusu yazısında da 'mezkur haberde paylaşılan cenaze görüntülerinde merhum dışında başka MİT personelinin de fotoğraflarına yer verilerek deşifrelerine yol açıldığı' belirtilmiştir. Şüphelilerin eylemleri zaten ifşa olmuş bilgilerin tekrar paylaşılmasından ibaret sıradan bir eylem olmayıp, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının faaliyetlerinin ve MİT mensuplarının bir plan dahilinde koordineli şekilde deşifre edilmesi, MİT’in görev ve faaliyetleri kapsamında devletin gizli kalması gereken bilgilerinin açıklanması, yayınlanması, yayılması ve MİT mensuplarının açık kimlik, görev ve unvanlarıyla birlikte ifşa edilerek MİT mensuplarının hem kişisel hem de ailelerinin can güvenliklerinin tehlikeye atılması eylemidir."
Anayasaya aykırı
Bununla birlikte 2937 sayılı yasanın 27/3 maddesinde, birinci ve ikinci fıkra kapsamındaki bilgi ve belgelerin yayımlanması, yayılması veya açıklanmasının suç olarak düzenlendiği, MİT Başkanlığının görev ve yetkilerinden doğan faaliyetlerine ve bu faaliyetler kapsamında görev alan personeline ilişkin bilgilerin yayımlanması, yayılması veya açıklanmasının birinci ve ikinci fıkrada belirtilen hükümlerden farklı bir suç olarak tanımlandığı belirtilen iddianamede, nitekim 17 Nisan 2014 tarihli ve 6532 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a yönelik açılan iptal davasına karşı Anayasa Mahkemesinin verdiği karar içeriğinde de "Aynı maddenin dava konusu üçüncü fıkrasında ise denilmek suretiyle bu husus ayrıca bir başlık altında incelenmiş olup ifşa edilmiş olsa dahi Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığının görev ve yetkilerinden doğan faaliyetlerine ve bu faaliyetler kapsamında görev alan personellerine ilişkin bilgilerin yayımlanması, yayılması veya açıklanmasının ayrıca bir suç olarak düzenlenmesinin anayasaya aykırı olmadığına" karar verildiği anımsatıldı.