Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa'da göçmen karşıtlığı, İslamofobi, Hristiyanofobi, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün yanı sıra antisemitizmin de yükseldiğine işaret ederek, "Radikal partilerin söylemi ile Sebastian Kurz'un söylemi arasında hiçbir farkı yok. İslamofobik, yabancı düşmanı ve anti göçmen. Bunlar çok rahatsızlık verici şeyler" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa'da göçmen karşıtlığı, İslamofobi, Hristiyanofobi, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün yanı sıra antisemitizmin de yükseldiğine işaret ederek, "Radikal partilerin söylemi ile Sebastian Kurz'un söylemi arasında hiçbir farkı yok. İslamofobik, yabancı düşmanı ve anti göçmen. Bunlar çok rahatsızlık verici şeyler." dedi.
TRT World'ün güncel, kültürel, politik, ekonomik ve sosyal çıkmazlara çözümler aramak amacıyla bu yıl ilk kez İstanbul'da "Belirsizlik çağında değişime ilham olmak" temasıyla gerçekleştirdiği "TRT World Forum"da, "Hepimiz Aynı Gemideyiz: İnsani Krizlerin Çözümü İçin Bölgesel İşbirliği" başlıklı özel bir oturum düzenlendi.
Sunucu Adnan Nawaz'ın moderatörlüğünü yaptığı özel oturuma, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve eski İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero katıldı.
Çavuşoğlu, TRT World'e, böylesine önemli bir foruma ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, bugün dünyanın birçok zorlukla karşı karşıya kaldığına dikkati çekti. Çavuşoğlu, "Sadece Avrupalı toplumlar değil, dünyanın farklı bölgelerindeki toplumlarda benzer sorunlarla karşılaşmakta." ifadesini kullandı.
Bu sorunların küresel olduğunu ve odaklanması gereken konuların çatışmaların engellenmesi, terörizle ortak mücadele ile bu sorunların sonuçlarına daha fazla önem verilmesi olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Bugün rakamlara baktığınız zaman 65 milyon insan, güç kullanılarak yerinden edilmiş durumda. Bunların 25 milyonu birçok değişik ülkede mülteci durumunda." diye konuştu.
Çavuoğlu, aynı zamanda çok sayıda insanın da kayıp durumda olduğunu ve 2004 yılında Balkanlarda bu konu hakkında bir rapor hazırladığını anımsatarak, Avrupa'da bugün 10 bine yakın Suriyeli çocuğun kayıp olduğunu ve bulunamadığını belirtti.
Tüm bu sorunların çözülmesi için ülkelerin birbirini desteklemesi, daha iyi bir iş birliği sağlaması ve dayanışma içinde olması gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye'nin artık savaşlardan kaçan sığınmacılar için bir durak ve sığınak haline geldiğini kaydetti.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin bundan dolayı takdir edildiğini ama destek alamadığının altını çizerek, "İş birliği görmüyoruz. Yükün paylaşıldığını görmüyoruz ve yeterince dayanışma görmüyoruz." diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin (AB) Suriyeli sığınmacılara destek olmak için 3 milyar avro vermeyi taahhüt ettiğini ancak şu ana kadar sadece 880 milyon avro verildiğini belirten Çavuşoğlu, "Parayı Türkiye'ye transfer ederken şartlar koyuyorlar.'' ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriyeli mültecilerin entegrasyonu için büyük bir çaba gösterdiğine ve buna rağmen yapılacak çok iş olduğuna dikkati çekerek, "Entegrasyon politikası Avrupa'da bir başarısızlıktır. Bunu itiraf etmemiz lazım." değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'da bugün göçmen karşıtlığının İslamofobinin, Hristiyanofobinin, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlüğün yanı sıra antisemitizmin yükseldiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Peki kim bu trendi tersine çevirecek? Politikacılar mı? Hangi politikacı? Radikal partilerden bir şey bekliyor musunuz? Yoksa merkezi partilerden mi bir şey bekliyorsunuz? Sebastian Kurz'tan bir şey bekliyor musunuz? Onun partisi güya merkez sağ ama kampanyadaki söylemine baktığınız zaman, radikal partilerin söylemi ile Sebastian Kurz'un söylemi arasında hiçbir farkı yok. İslamofobik, yabancı düşmanı ve anti göçmen. Bunlar çok rahatsızlık verici şeyler."
Çavuşoğlu, Avrupa'da medyanın da bu konuda olumsuz bir rol oynadığına dikkati çekerek, "Medya, Avrupa'da politikacılardan ve politik partilerden daha beter bir durumda." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Avrupa'da bir lider eksikliğinin olduğunu ve bunun durumu daha da zor bir hale getirdiğinin altını çizerek, terörizm ile mücadelenin küresel bir sorun olduğunu ve terörizmle etkili bir şekilde mücadele etmek için "iyi terörist-kötü terörist" ayrımından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.
Terör örgütü YPG yüzünden yaşadıkları yerleri terk ederek Türkiye'ye gelmiş 300 bin ve Avrupa'ya gitmiş 100 bin Suriyeli Kürt olduğuna dikkati çeken Çavuşoğlu, YPG'nin bir terör örgütü olduğunu ve Kürtlerin bu terör örgütünün politika ve ideolojilerini paylaşmadığını söyledi.
Çavuşoğlu, "Bu YPG bizim müttefiklerimizden, koalisyondan ve daha çok tabii ABD'den destek alıyor ama başka ülkeler de var yardım eden. Peki biz terörizmi nasıl yeneceğiz?" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin girişimci ve insani bir dış politika benimsediğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin dünya genelindeki sorunların çözmek için arabuluculuk alanında da büyük gayretler gösterdiğini dile getirdi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Birleşmiş Milletlerdeki Arabuluculuk Dostlar Grubunun eş başkanı olduğuna dikkati çekerek, "Biz bu arabuluculuk girişimine çok çok önem veriyoruz." dedi.
Bu alanda yeni mekanizmaların oluşturulması gerektiğini belirten Çavuşoğlu, Türkiye'nin bu konudaki çabalarının süreceğini kaydetti.
Yakın zamanda Türkiye'nin Sırbıstan'ı İstanbul'da ortak bir ticaret ofisi açma konusunda ikna ettiği anda, Batı Avrupa'dan Türkiye'ye yönelik eleştirilerin geldiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "Batı Balkanları, Türkiye ve Batı arasında bir rekabet alanı olarak görüyorlar." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin amacının bölgeye istikrar getirmek olduğunu vurgulayarak, "Ben bir NATO müttefikiyim. Beni neden rakip olarak görüyorsun orada?" ifadelerini kullandı.
Ukrayna'nın bugün bu yanlış bakışın bedelini ödediğini dile getiren Çavuşoğlu, Ukrayna'nın da Rusya ve Avrupa arasında rakip bir ülke olarak görüldüğünü ve bugün Ukrayna'nın unutulduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin her zaman yüzü Avrupa'ya dönük bir ülke olduğunu belirterek, "Türkiye bu kıtanın bir parçası. Yani sevseniz de sevmeseniz de biz bu kıtanın dışında değiliz." dedi.
Türkiye ve Avrupa arasında ticari ilişkilerin yanı sıra çok ortak değer olduğunu ve bu değerlerin paylaşıldığını dile getiren Çavuşoğlu, "AB bizim üye olmadığımız tek kurum." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin sadece Avrupa'ya odaklanamayacağını belirten Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yüzümüzü İslam dünyasına çevirmemiz lazım. Oradada birlik lazım. Afrika, Latin Amerika, Körfez bölgesi, Orta Asya. Orta Asya'nın birliği bölgenin istikrarı için çok önemli. Hatta onunda ötesinde ASEAN'dan mesela bir statü alacağız. Bunlar mükemmelen dengelenebilir bizim açımızdan."
Çavuşoğlu, bu bağlamda Türkiye'nin dış politikasına yöneltilen eleştirileri ve soruları anlamadığını dile getirerek, "Türkiye'nin dış politikası neden bu diğer alanlarla ilgili sorgulanıyor?" dedi.
Diğer ülkelerin de dünyanın farklı bölgelerinde çıkarları gereği bulunduğunu ve bunun sorgulanmadığını vurgulayarak, "Siz oraya gittiğinizde ben sizi sorguluyor muyum? Hayır. O zaman siz niye beni sorguluyorsunuz?" diye konuştu.
Çavuşoğlu, AB üyeliğinin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu ama AB için Türkiye'nin üyeliğinin aynı şekilde görülmediğinin ve bunu bir sorun olduğunun altını çizerek, "16 yıldır elimizden geleni yapıyoruz ama Türk halkının bu süreci artık neden desteklemediğini anlamamız lazım. Çünkü büyük bir hayal kırıklığı ve kızgınlık var." değerlendirmesinde bulundu.