Mahkeme oy çokluğu ile Sierra''ya yönelik cinsel saldırının gerçekleştiğini belirtirken, bu karara şerh koydu.
Sara Sierra''nın Sarayburnu açıklarında öldürülmesine ilişkin İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi''nde görülen dava geçtiğimiz günlerde karara bağlanmıştı. Mahkeme, davaya ilişkin 10 sayfadan oluşan gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda "Sanığın, maktuleyi cinsel saldırıda bulunmak eylemini engellemesi nedeniyle cinsel saldırı suçunu işleyememekten duyduğu infial sonucu öldürdüğü anlaşılmaktadır'' denildi.
Olayın gerçekleşmesinin ardından sanık Tasalı''nın ''maktüleye ait cep telefonunu, iPad'i, maktülenin montunu, pantolonunu, el çantasını aldığı anlaşılmaktadır" denilen gerekçeli kararda, "Sanığın ifadesine göre, aldığı bu eşyaların bir kısmını çöp konteynerine attığı, diğerlerini ise denize attığı anlaşılmaktadır ki, bu durum sonuca etkili görülmemiştir. Sanığın öldürdüğü maktulenin eşyalarını olay mahallinden alarak götürmesi, hırsızlık suçu olarak nitelendirilmiştir" denildi.
"ŞAL VE GİYSİLER ÜZERİNDE MENİ LEKELERİ BULUNDU"
Maktüle Sarai Sierra'nın boğazına sarılı vaziyette bulunan şal ve giysilerinin değişik yerlerinde meni lekelerine rastlandığı ifade edilen gerekçeli kararda, ''Sanığın, ölen kadının ölümünden önce ya da sonra olduğu belirlenemeyen cinsel saldırı eyleminin sübuta erdiğinin (tamamlandığının) anlaşıldığından bu suçtan cezalandırılması gerektiği anlaşılmıştır" denildi.
MAHKEME BAŞKAN: '' CİNSEL SALDIRIDAN BERAAT GEREKİR''
Oy çokluğu ile alınan cinsel saldırı kararına mahkeme başkanı muhalefet şerhi koyarak, Tasalı''nın bu suçtan beraat etmesi gerektiğini ifade etti. Başkan Tevfik Güngören, muhalefet şerhinde, "Sanığın maktuleyi öldürmeden evvel ya da öldürdükten sonra onun vücuduna organını sokmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğu yolunda kesin kanıtlar elde edilememiştir. Sanık aşamalardaki savunmasında, öldürmeden evvel maktuleye cinsel saldırıda bulunmadığı gibi öldürdükten sonra da olay yerinden kaçarak uzaklaştığını belirtmiştir" dedi.
Muhalefet şerhinde, ''Otopsi raporunda maktülenin vulva bölgesi, perine bölgesi, vajen arka forniks, vajen iç mukozası, anal bölge çevresi ve anüs iç mokozasında sperm hücresi görülmediği tespit edildiğine göre sanığın maktüleyi öldürdükten sonra ona cinsel saldırıda bulunmadığının kabulü gerekmektedir" ifadelerine yer verildi. Başkan Güngören, ''Olaydan sonra maktüleye ait şal ve sütyende sanığa ait meni lekeleri olduğu tespit edilmiş ise de, sanığın maktüleyi öldürdükten sonra kendi kendini bizzat tatmin etmesi ve sonuçta inzal (indirme) olması sonucu, sanığın organından çıkan menilerin maktülenin şalına ve sütyenine sıçraması mümkündür. Buna göre, söz konusu meni lekelerinin olaydan sonra sanığın kendi kendisini tatmin etmesi sonucu maktülenin şalına ve sütyenine sıçradığı (bulaştığı) kanaatiyle, sanığa ayrıca cinsel saldırı suçundan ceza verilemeyeceği kanaatinde olduğumdan aksi yöndeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum" dedi.
TASALI ''PİŞMANIM'' DEMİŞTİ
Davanın karar duruşmasında sanık Tasalı, "Ben mağdureye kesinlikle tecavüz etmiş değilim. Olay yerinden korkup kaçarak gittim. Benim olay yerinden götürdüğüm mont maktule ait olmayıp, kendi montumdu. Esasen maktulü öldürme kastında bulunmamaktaydım. Buna göre lehe olan hükümlerin uygulanmasını isterim" demişti.
Davaya ilişkin kararını açıklayan mahkeme heyeti, Ziya Tasalı hakkında 'kasten adam öldürme' ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Ancak mahkeme bu cezayı sanığın duruşmalardaki iyi hali ve eylemden pişmanlık duyması nedeniyle müebbet hapse indirdi. Mahkeme, sanığı 'cinsel saldırı' suçundan 5 yıl 10 ay hapis, 'kişinin ölmesinden yararlanarak hırsızlık' suçundan ise 2 yıl 6 ay hapse çarptırılmasına hükmetti.