Rabia Naz Vatan'ın ölümünün araştırılması komisyonu uzmanları dinledi

00:1712/12/2019, Perşembe
G: 12/12/2019, Perşembe
AA
Rabia Naz Komisyonu, uzmanları dinledi.
Rabia Naz Komisyonu, uzmanları dinledi.

TBMM'de kurulan Rabia Naz Vatan Başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması Komisyonu, Giresun'un Eynesil ilçesinde Rabia Naz Vatan'ın (11) şüpheli ölümüyle ilgili Adli Tıp Kurumu uzmanlarını dinledi.

Rabia Naz Vatan Başta Olmak Üzere Şüpheli Çocuk Ölümlerinin Araştırılması Komisyonu, AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu başkanlığında toplandı.

Aydoğdu, Araştırma Komisyonunun yargı yeri olmadığına işaret ederek, olayın meydana geldiği andan itibaren bütün bulguları değerlendirdiklerini, kanaat oluşturmaya çalıştıklarını anlattı. Aydoğdu, öte yandan kuvvetler ayrılığına hassasiyet gösterdiklerini vurguladı.

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Ali Rıza Tümer, sunumunda, Rabia Naz'ın babası Şaban Vatan'ın talebi üzerine rapor hazırladıklarını belirtti.

Rabia Naz Vatan'ın vücudunun çeşitli bölgelerinde kemik kırıkları, bacak ve kollarında sıyrıklar ile iç kanaması bulunduğunu kaydeden Tümer, Adli Tıp Kurumu Trabzon Hastanesinin otopsi raporunda da kendilerinin hazırladığı raporda da kırıkların önemli rol oynadığını vurguladı.

Tümer, acile girdiği anda ölü olup olmadığı bilinmeyen Rabia Naz'a 45 dakika canlandırma işlemi yapıldığını, sürenin bu kadar uzun olmasının doktorların küçük bir kız çocuğunu yaşatmak için çaba göstermesinden kaynaklandığını, bu işlem nedeniyle çocuğun vücudunda kanamalar ve lezyonlar oluştuğunu anlattı.



Yüksekten atlama ve trafik kazasında benzer kırıkların oluşabileceğini vurgulayan Tümer, "Omurilik bölgesindeki kırıklar var. Çocuklarda omur ilik kırıkları en fazla trafik kazalarında, ikinci olarak da yüksekten atlamada olur. Çocukluk çağında görünen lumbal kırıklar en çok trafik kazalarında olur. Ayaktaki kırıklar ise trafik kazalarında yüzde 10, yüksekten düşmelerde ise yüzde 3 oranında görülür." diye konuştu.

Topuk kırığının yüksekten düşme, trafik kazası ve ayağın burkulması sonucu meydana gelebileceğine dikkati çeken Tümer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu olayda kemik kırıklarına bakarak bu bir trafik kazası mı yüksekten düşme mi ayrım yapamıyorum. Ancak adli tıpta yüksekten düşme ve yüksekten atlama farklı terimlerdir. Yüksekten atlama için enerji gerekir. Bu vaka kesinlikle yüksekten düşme değil. Apartmanın yüksekliği 17 metre. Olay yerinin fotoğraflarını gördüm. Düşüş sırasında kat edilen mesafe 6 metre. Serbest düşüş olamaz. Savcı, kendi yaptırdığı adli tahkikatta uzmana tespit ettirmiş. Çuvalla bunu tespit ettirmiş. Enerji gerekir, koşmak gerekir. Yükseklik ve atlama mesafesine ilişkin formüller var. Bunun için belirli bir hıza ulaşılması gerekir. Apartmanın maksimum genişliğini düşünerek hesapladık. 7 metreyi 2,2 saniyede koşması lazım. 70 kilogram ağırlığında 150 santimetre boyunda bir kız çocuğunun, tuğlaların bulunduğu ve üzerine uzatılan kiremitle büyütülen engeli de aşarak bu hızda koşması lazım. Bunun hayatın doğal akışına aykırı olduğu görüşüne vardık. Yüksekten düşme kesinlikle olamaz. Rabia Naz'ın ölüm nedeni trafik kazası veya yüksekten atlama olabilir."

Olaya ilişkin fizik raporunun yeterli olmadığını savunan Tümer, savcının adli tahkikatı detaylandırması gerektiğini dile getirdi.

Yüksekten atlama olasılığı düşünüldüğünde binanın başka bir yerinden atlama ihtimalinin de hesaplanması gerektiğini vurgulayan Tümer, atlayış sırasında bırakılan fiziki delillerin de raporda yer almadığını ifade etti.

İntihar vakalarında önemli izler bırakıldığına işaret eden Tümer, "'Rabia Naz'ın ölümü, trafik kazası veya yüksekten atlama nedeniyle oluşmuştur.' denilemez. Hacettepe Üniversitesi olarak raporumuzda bu ölümün trafik kazası nedeniyle olabileceğini yazdık." ifadelerini kullandı.

Komisyona, trafik kazası simülasyonu izleten Tümer, Adli Tıp Kurumu uzmanlarının ölümün yüksekten düşme nedeniyle gerçekleştiği yönündeki raporunu eleştirerek, söz konusu raporun tekrar gözden geçirilmesini önerdi.

Bu aşamadan sonra yapılması gerekenler konusunda komisyona önerilerini sıralayan Tümer, Rabia Naz'ın bulunduğu olay yerinde adli fizik uzmanlarının değerlendirmelerde bulunması, olay yeri simülasyonu yapılması, Rabia Naz Vatan'ın bulunduğu anda üzerinde olan giysilerinin incelenmesi, olay tarihindeki ambulans ve devlet hastanesi doktorlarının ifadesi ile yapılan tetkik ve grafilerin incelenmesi gerektiğini vurguladı.

Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Tümer, Rabia Naz'ın kaldırıldığı hastanede yapılan işlemler konusunda kimsenin bilgi sahibi olmadığını belirtti.

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü'nün "Rabia Naz Vatan'ın ölümünün üzerinden 1,5 yıl geçtiği. Mezarının açılarak incelenmesi, olayın oluş şekline ilişkin bir kanıya varmamızı sağlar mı?" sorusu üzerine de Tümer, "Mezarın açılması çok büyük beklentilerle yapılan bir iş ve sonucunda da hiçbir şey çıkmayabilir. Ama Türkiye'nin gündemine oturmuş bu olayda yarın 'keşke yapılsaydı' dememek için açılabilir. İnceleme yapılabilir. Bu, küçücük bir soru işaretine bile cevap verecekse yapılabilir. Buna savcı karar vermeli." yanıtını verdi.

Tümer, Rabia Naz'ın binadan atladıktan sonra bulunduğu yerden 15 metre sürünerek, olayın tanıklarının kendisini bulduğu yere geldiği yönündeki iddianın sorulması üzerine de "Yaralanmanın şiddetini ve kan miktarını bilirsek bunun cevabını veririz. Ama bu olayda bu yönde bulgular yok. Sürünme işlemi sırasında kollarını kullanabilir ama bacaklarını o kırıklarla kullanamaz." dedi.

Başka bir soru üzerine de Tümer, Rabia Naz'ın düştüğü iddia edilen binadan bir çuval kullanılarak yapılan deneyin doğru olmadığını, bu tür bir çalışmanın ancak hayatını kaybeden kişiyle fiziksel olarak benzer bir maket kullanılarak yapılırsa doğru sonuç verebileceğini vurguladı.

Hazırladıkları raporun bir uzman mütalaası olduğunu vurgulayan Tümer, bu nedenle sadece ölüm nedenine ilişkin görüş beyan ettiklerini, bunun dışındaki önerilere yer vermediklerini söyledi.

Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Yalçın Büyük ise yüksekten düşme nedeniyle gerçekleşen ölümlerin genellikle intihar kaynaklı olduğunu ancak bunun istisnalarının da bulunduğunu belirtti.

Yüksekten düşme sonucunda meydana gelen yaralanmalarda kişinin yaşı, giysilerinin durumu, vücut ağırlığının önemli olduğunu anlatan Büyük, düşmenin tarzına göre oluşabilecek yaralanma ve kırıkların da farklılık gösterdiğini dile getirdi.

Vakalardaki dış muayene bulgularının her zaman iç muayenenin ağırlığını yansıtmayacağına işaret eden Büyük, topuk kemiği, ayak bilekleri ve uzun kemiklerdeki kırıkların, yüksekten düşme ve atlama sonucunda oluşabildiklerine dikkati çekti. Büyük, bu durumlarda kanamaların da gözlenebileceğini ifade etti.

Olay yeri incelemesi ve otopsi bulgularının birleştirilmesiyle bir kişinin ölüm nedeninin belirlenebileceğini vurgulayan Büyük, araçla yaralanmalarda diz altında kırıklar görüldüğünü, bu çarpma sırasında radyatöre ve fara ait izlerin de tespit edilebildiğini anlattı.

Büyük, insanların en büyük dürtüsünün "hayatta kalma" olduğunu ifade ederek, olağanüstü koşullarda insanların yapabileceklerinin sınırının tahmin edilemeyeceğinin altını çizdi.

Bir konuda karar verirken, gördükleri vakalar ve deneyimleriyle hareket ettiklerini dile getiren Büyük, Trabzon'da yapılan otopsinin iyi bir çalışma olduğunu ve patolojik bulguların tarif edildiği bu otopside, cinsel istismar bulgusuna rastlanmadığını da kaydetti.

Aynı otopside ateş düşürücü ve canlandırmada kullanılan ilaçlar dışında toksik madde olmadığının görüldüğünü anlatan Büyük, otopsi raporunda kırıklar nedeniyle ölümün gerçekleştiğinin belirtildiğini aktardı.

Büyük, savcı talebiyle konunun Adli Tıp Kurumunda ihtisas kurulunda ele alındığını ve Rabia Naz'ın vücudundaki bazı izlerin, canlandırmaya yönelik işlemler nedeniyle meydana geldiğine karar verildiğini bildirerek, kurulun yüksekten düşmeye bağlı spesifik bulgular olduğu, trafik kazasına bağlı bulgular olmadığı yönünde mütalaada bulunduğunu söyledi.

Adli Tıp Kurumundan Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz da Rabia Naz'ın topuklarında kırıklar bulunduğunu, bu nedenle olayın yüksekten düşmeden kaynaklandığını düşündüğünü ifade etti.

Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Prof. Dr. Büyük, Adli Tıp Kurumunda yüksekten düşmenin fizik mekaniğini inceleyecek bir birim bulunmadığını kaydetti.

Adli Tıp Kurumundaki ekibin 10 binlerce otopsi görmüş tecrübeli uzmanlardan oluştuğuna dikkati çeken Büyük, Üst Kurul'da tekrar değerlendirdikleri bu konuda oy birliğiyle aynı görüşe ulaştıklarını bildirdi.

Rabia Naz'ın düştüğü yerden sürünerek, tanıkların onu gördüğü yere geldiği yönündeki iddianın mümkün olabileceğini de belirten Büyük, çocuğun buraya taşınmış olabileceğini de dile getirdi.

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Adli Tıp Kurumu raporunu eleştirerek, binanın eğimi, atlayış mesafesi, rüzgarın direnci gibi veriler bilinmeden, eksik bilgilere rağmen ölümün "yüksekten düşme" sonucunda gerçekleştiği kanısına varılmasının doğru olmadığını belirtti.

Kerestecioğlu'nun, Adli Tıp Kurumunun mahkemeye yönelik tavsiyede bulunup bulunmadığını sorması üzerine de Büyük, kurumun görev tanımında bunun yer almadığını belirtti.

Kurumun, ölümün düşme sonucunda olduğu yönündeki görüşünün oluşmasında etkili olan verilerin bazılarının gerçeği yansıtmadığını belirten CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, bu verilerden yola çıkılarak verilen bir kararın geçerliliğinin sorgulanması gerektiğini ifade etti.

Doç. Dr. Büyük, başka bir soru üzerine de Trabzon'da yapılan otopsinin, standartlara uygun olarak gerçekleştirildiğini söyledi.

Otopsi sırasında görüntü kaydı alınmadığını ancak vakanın skopiden geçirildiğini bildiren Büyük, "Rabia Naz'ın topuklarındaki yaralanma, trafik kazasında meydana gelmez. Bu yüksekten düşmeyle oluşur." diye konuştu.

AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir'in, "Bu trafik kazası vakası olsaydı, babanın siyah Doblo iddiası var, vücutta ilk bulgusu ne olurdu?" sorusuna karşılık Büyük, "Aracın tampon boyuyla uyumlu olarak vücudun o bölgesinde travma olmasını beklerdik, topuk bölgesinde kırık beklemezdik. Trafik kazasında daha ciddi iç organ lezyonları ve kırıklar beklerdik. Bu çocukta bunlar yok." yanıtını verdi.

Prof. Dr. Tümer ise "'Topuk kemiği kırığı kesinlikle yüksek düşmeden oluşur' denilemez. Topuk kırıkları yüksekten düşme nedeniyle de olur ama yüzde 100 bundan olmaz. Literatürde buldum. Trafik kazasında yüzde 11 oranında topuk kırığı saptanmış." diye konuştu.

Prof. Dr. Kaygusuz da bilirkişiliğin ihtimaller ve hakim kanaat üzerinden yapıldığını, kendisinin de dosyayı okuduğunda yüksekten düşme kanaatine sahip olduğunu ifade etti.

Giresun'un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı bulunan Rabia Naz Vatan, kaldırıldığı hastanede yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.

#Cengiz Aydoğdu
#Ali Rıza Tümer
#Rabia Naz Vatan