Gezi olayları tutuklusu Osman Kavala bahanesiyle 10 ülkenin Ankara büyükelçisi diplomatik teamülleri aşarak Türkiye karşıtlığında buluştu. ABD’nin başını çektiği 10 büyükelçi, Kavala’nın yargılama sürecine ilişkin Türk yargısına ayar vermeye çalışıldı, Kavala’nın serbest bırakılması çağrısı yapıldı. Türkiye karşıtlığında örgütlenen büyükelçiler, ortak bildiri yayınlamalarının hemen ardından Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
Toplu olarak yapılan çağrı uyarınca 10 büyükelçi dün sabah saat 10.00’da Dışişleri Bakanlığı’na geldi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, büyükelçileri aynı anda kabul etti. Sözlü olarak uyarılan büyükelçilere Türkiye’nin tepkisi iletildi. Kabule ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yayınlanan ortak bildirinin diplomatik teamüllere aykırı olduğu vurgulandı, şu ifadelere yer verildi:
“Bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir. Adı geçenlere, Anayasa’mızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye’nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilen Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, büyükelçilere, Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalmaları uyarısı da yapıldı.
Diplomatların yabancı bir ülkede çalışmasını düzenleyen Viyana Sözleşmesi’nin 41. maddesi 1. fırkası uyarınca, kabul eden devletin kanun ve nizamlarına riayet etmek, ayrıcalıklarına ve bağımsızlıklarına halel getirmeksizin büyükelçilerin görevi olarak görülüyor. Yine anılan devletin içişlerine karışmamak da büyükelçilerin görevi olarak tanımlanıyor.
Dünyanın farklı ülkelerinde iç savaşları ve darbeleri CIA adına organize eden George Soros’un yakın çalışma arkadaşı Osman Kavala, Türkiye’de kurduğu onlarca dernek, maaşa bağladığı yüzlerce isimle adeta ajanlık ağı kurdu. Ülkemizde ayrılıkçı hareketleri finanse eden Anadolu Kültür Derneği’nin kurucusu da olan Kavala, HDP üzerinde etkili isimler arasında yer alıyor.
Kavala, Gezi olayları ile bağlantılı suçlamalar nedeniyle 18 Ekim 2017’de gözaltına alındı, 1 Kasım 2017’de tutuklandı. 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Kavala’nın 18 Şubat 2020’de beraat ve tahliyesine karar verdi. Ancak aynı gün 15 Temmuz darbe girişimi davasından hakkında gözaltı kararı çıkarılan Kavala, Silivri Cezaevi’nden çıkmadan “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tekrar tutuklandı.
Kavala hakkında, daha sonra 9 Mart 2020’de de casusluk suçlamasıyla tutuklama kararı verildi. Bu süreçte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala’nın “makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve AYM’nin bireysel başvurusunu makul sürede incelememesi” gerekçeleriyle hak ihlâli gerçekleştiğini belirterek, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istedi. Anayasa Mahkemesi 29 Aralık 2020’de Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu gündemine aldı ve “kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlâl edilmediğine” karar verdi. 2021’de Kavala’nın davası, Gezi Davası ve Çarşı Grubu davaları ile birleştirildi. “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’’ suçundan 2 yıllık tutukluluk süresini dolduran Kavala, “casusluk” suçlaması nedeniyle halen cezaevinde bulunuyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM’in Kavala kararının uygulamaması halinde Türkiye’ye ihlal prosedürü başlatacağını açıklamıştı.
Batılı büyükelçilerin Kavala davasına örgütlü eylemleri ilk değil. Şubat ayında da Kavala’nın ikinci duruşması öncesinde Estonya, Finlandiya, Almanya, Lüksemburg, Litvanya, Hollanda, İsveç ve İngiltere’nin İnsan Hakları Büyükelçileri bildiri yayınlamıştı. Bildiride Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve insan haklarına yönelik endişenin ifade edildiği bildiride, Osman Kavala’nın “derhal” serbest bırakılması çağrısı yapılmıştı.