Bediüzzaman Said-i Nursi'nin talebelerinden Mehmet Fırıncı, "Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş olan ve yine ipleri dış mihrakların elinde bulunan paralel örgüt can havliyle bu iktidarı indirmeye çalışıyor ve bu uğurda önüne kim çıkarsa onunla ittifak etmekte bir beis görmüyor" diyerek, hem kendilerine hem vatanımıza hem dinimize hem de Risale-i Nur'a yazık oluyor açıklaması yaptı.
Bediüzzaman Said-i Nursi'nin talebelerinden Mehmet Fırıncı, yaptığı açıklamada, 1 Kasım Pazar günü yapılacak seçimler öncesi, vatanın ve milletin huzurlu olması için gösterilen her türlü gayreti desteklediğini belirtti.
Said-i Nursi'nin yanında 9 yıl geçirdiğini ve 65 yıldır "Risale-i Nur"larla meşgul olduğunu ifade eden Fırıncı, şöyle konuştu:
"O katiyen asayişe taraftardı. Yani bir tavuğun bile birisinden ürküp de rahatsız olmasına razı olmazdı. Dolayısıyla bizler de Risale-i Nur'dan aldığımız terbiye ve Kur'an'dan süzülen o hakikatlerle daima asayişe ve insanlara hizmete, hayra, güzele taraftar olduk. Yanlış bir şey olursa onun izalesi için müspet şekilde yardım etmeye, devlet kuvvetlerine bu konuda yardımcı olmaya çalıştık. Güya, 'Hizmet yapıyoruz' diye ortaya çıkan bir kısım hareketler, maalesef huzurumuzu bozuyor. Buna katiyen razı değiliz."
Said-i Nursi'nin, açıkça Demokrat Parti'yi desteklediğini, bunu da "Vatan, millet, İslamiyet ve Kur'an hesabına yaptığını ve yapmaya mecbur olduğunu" aktaran Fırıncı, öğrencilerini de bu yönde teşvik ettiğini dile getirdi.
Bugün içerideki ve dışarıdaki kuvvetlerin, AK Parti'yi ne pahasına olursa olsun iktidardan indirmek için ittifak yaptığının açıkça görüldüğünü vurgulayan Fırıncı, "Dünyanın dört bir yanında elini kana bulamış devletler Türkiye'yi AK Parti idaresi altında görmekten hoşlanmıyorlar ve bunu saklamak ihtiyacını da duymuyorlar. Devletin kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş olan ve yine ipleri dış mihrakların elinde bulunan paralel örgüt (Paralel Devlet Yapılanması) can havliyle bu iktidarı indirmeye çalışıyor ve bu uğurda önüne kim çıkarsa onunla ittifak etmekte bir beis görmüyor" dedi.
Fırıncı, Said-i Nursi'nin kendisine zulmedildiği zaman sabrettiğini, kendisine zulmedenlere hakkını helal ettiğini, kendilerine de böyle davranmaları gerektiği hususunda tavsiyede bulunduğunu vurguladı.
Dini hizmet yaptığını söyleyen bu (Paralel Devlet Yapılanması) hareketin milletin iradesiyle iktidara gelmiş hükümet aleyhinde faaliyetlerde bulunmasının kabul edilemez olduğunu aktaran Fırıncı şöyle devam etti:
"Memlekete hizmet eden mevcut idarenin işini zorlaştırmak değil, bütün gücümüzle kolaylaştırmak ve yardımcı olmak durumundayız. Dünyanın hali malum. Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de meseleler bitmiyor. Türkiye'nin kuvvetli olması lazım. Bu da beraber olmakla olur. Devleti zayıflatacak, ona zarar verecek tavırlar içinde olanlar katiyen yanlış yapıyorlar. İşte bu sebeplerden dolayı, Risale-i Nur talebeleri olarak bizler de aynen üstadımızın Halk Partisi'ne karşı Demokratları destekleyişi gibi, AK Parti'yi onun karşısında ittifak etmiş iç ve dış hasımlarına karşı bütün kuvvetimizle müdafaa etmeyi bir vazife biliyoruz."
Fırıncı, milletin basiretini kullanarak, istikrarı temin etmek için mevcut AK Parti Hükümetini tek başına iktidara getireceğini düşündüğünü belirterek, "Böyle yapmaları lazım. Bunun adeta vazgeçilmez bir şey olduğunu ifade edelim" değerlendirmesinde bulundu.
Müslümanların çeşitli düşüncelere sahip insanlar olarak bin seneden beri Anadolu'da yaşadığını anımsatan Fırıncı, "Başka ırklardan çeşitli milletlerden insanlar elbette var. Bunların hepsi İslam'ın potasında erimiş ve kardeş bilmiş birbirini. Bazıları çıkıp da silahlı hareketlerle şunla bunla hem bu birliği bozmak istiyor hem de kendi ırkından zannettiği kimselere büyük zarar veriyor. Memlekete zarar veriyor. Bilhassa İslam'a büyük zarar veriyor. Milletimizin bunun yanlışlığını görerek reylerini ona göre vermesi lazım diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Paralel Devlet Yapılanması" için, "Bu yapının tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı da ihanet"tir sözlerini onaylayan Fırıncı, bu sözün iki senedir devam eden bir mücadele sonunda söylendiğini dile getirdi.
Fırıncı, Koza İpek Holding önünde cevşen okuyanları da eleştirerek, şunları söyledi:
"İnsan tabii hayrette kalıyor, ne söyleyeceğini bilemiyor bu insanlar için. Bu insanlar herhalde ehli iman insanlar, herhalde değil ehli imandır. Böyle bir yanlışlığa nasıl düşüyorlar, o noktada üzüntülüyüz. Cumhurbaşkanımızın bir tespitidir, elbette tabanda Allah rızasını talep eden ve ona göre yaşayan insanlar da var bu anlayışın içinde. Cumhurbaşkanı onların hakkını da muhafaza etmiş oluyor ama dinin ticari bir şeye girmesine elbette gönlümüz razı olmaz. Dinin kutsiyeti böyle dünyevi maksatlara alet edilmez, alet edilirse dinden hiçbir hisse alınmaz. İhlas da kalmaz samimiyet de kalmaz. Diğer taraftan 17-25 Aralık hadiseleri, şu anda hukuki bir zemine de girmiş bulunuyor. Dolayısıyla söylenecek söz bitmiş artık vakıa ortada."
Fırıncı, "Paralel Devlet Yapılanması"nın Bediüzzaman Said-i Nursi'nin yolunda olmadığını ifade etti.
Said-i Nursi'nin, kendine zulmedenlere de dua ettiğini ve yanlışlıklardan vazgeçmeleri tavsiyesinde bulunduğunu, hukuki müdafaalar yaptığını dile getiren Fırıncı, şunları kaydetti:
"Kendisine en şiddetli şekilde zulmedenlere de 'İnşallah imanlarını kurtarırlar ben de hakkımı helal ediyorum' demiş. Biz kendisini otelin önünde biraz kalabalık toplanarak karşılamıştık. Bize, 'Siz beni menfi harekete alet ettiniz, bu kalabalığı topladınız, alkışlamalar oldu burada, bu menfi harekettir, benim tarzım müspet harekettir. Böyle bir şeye katiyen razı olmam' diye şiddetle kızarak bu konuda iki saate yakın konuşmuştu. Velhasıl bizim tarzımız müspet harekettir, ben Risale-i Nur'dan istifade ettiklerini söyleyen bu arkadaşlara şunu söylüyorum; katiyen bu şeylerden vazgeçsinler, yazık oluyor hem kendilerine hem vatanımıza hem dinimize hem de Risale-i Nur'a yazık oluyor, acıyoruz."
Fırıncı, İslam'da ırkçılık olmadığını vurgulayarak, "Elhamdülillah Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'daki Müslüman kardeşlerimiz meseleyi anladılar diye düşünüyorum ve PKK'nın saldırılarını desteklemediler, müsamaha göstermediler. İslam'da ırkçılık yok, biz iman kardeşiyiz ve diğer insanlara da şefkatle, muhabbetle muamele içindeyiz. Bu hususta onları tebrik etmek lazım, PKK'ya destek vermedikleri için" diye konuştu.