ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde serbest bırakılmasını talep ettiği ABD uyruklu sözde rahip Andrew Craig Brunson için 35 yıl hapis cezası istenen iddianame İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İzmir’de terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği iddiasıyla tutuklu bulunan Brunson hakkında “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği” gerekçesiyle 15, “devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek” suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Andrew Craig Brunson hakkında hazırlanan iddianamede çarpıcı bilgiler yer aldı. Brunson’un 2008-09 yıllarında mensubu olduğu Yenidoğuş Kilisesi’nden terör örgütü PKK’ya verdiği destekten dolayı kovulduğunu belirten tanık L.K., “1.5 ay yurtdışında kaldı. Amerika’ya gittiğini söylediler. Türkiye’ye geldikten sonra Alsancak’ta Bornova Sokağı’nda yeni bir kilise açtı” dedi. İstanbul ve İzmir’de bazı kiliselerin artık Kürt kilisesi olarak anılmaya başlandığı, İzmir’deki Kürt kilisesinin de Brunson’un açtığı Diriliş Kilisesi olduğu ifade edildi.
Tanık L.K. ifadesinde, Brunson’un Türk düşmanlığına da dikkat çekerek, “Tam bir Türk düşmanı. Kiliselerinde bazı sıralara ‘Türkler oturamaz’ yazdırırdı” beyanında bulundu. Bir başka gizlik tanık da “Özellikle cezaevinden çıkan PKK’lılar, takipten kurtulmak amacıyla kiliselere başvurup ‘Biz Hıristiyan olduk’ diyerek kilisenin sağladığı örtüyle yurtdışına iltica ediyorlardı. Brunson da bu faaliyetin içindeydi” beyanında bulundu.
Brunson hakkında Kürt vatandaşların Hıristiyanlaştırılması ve Türkiye’de sözde bir Kürt devletinin kurulmasına ilişkin yürütülen çalışmaların detaylarına da yer verildi. Gizli tanık şu bilgileri paylaştı: “Diriliş Kilisesi’nin Güneydoğu’da Kürtlere yönelik ayrı bir cemaati vardır. Ayrı bir Kürdistan kurulması ve Kürtlerin layık olduğu Hıristiyanlık diniyle buluşmalarını temin etmek, Diriliş Kilisesi’nin amaçlarından biridir.”
Türkiye’de kilise açmanın yasak olmasından dolayı FETÖ’nün eski Ege Bölgesi imamı firari Bekir Baz’ın tavsiyede bulunmasına ilişkin olarak gizli tanık, “Ramazan kod isimli avukat (Bekir Baz kastedilerek) bunlarla toplantı yaptı ve onlara bu yasağı aşmanın yolunun dernekleşmek olduğunu söyledi. Bunlar da çözümün FETÖ tarafından sağlanacağını düşünerek, kendi aralarında ‘Bizim işimizi bunlar çözer.’ şeklinde konuşuyorlardı” ifadelerini kullandı.
FETÖ’nün darbe girişiminden Brunson’un önceden haberi olduğuna ilişkin delillere değinilen iddianamede, “Dua” kod adlı gizli tanığın ifadeleri de yer aldı. Gizli tanık, depremin önceden bilinmesinin bilimsel anlamda mümkün olmamasına rağmen Brunson ve arkadaşlarının ülkede bir zelzele yaşanacağını söyleyerek, irtibatı bulunan kişilere askerlerin kullandığı özel birtakım hayati idame malzemelerini verdikleri, zelzeleden kasıtlarının askeri darbe girişimi olduğunu belirtti.
Başka bir soruşturmada ifadesi alınan “Ateş” kod adlı gizli tanık ise örgütün şifreli haberleşme programı Eagle’dan Mayıs ya da Haziran 2016’da “Temmuz’da İstanbul’da çok büyük bir deprem olacak, herkes kılık kıyafetine dikkat ederek yatsın” şeklinde mesajlar atıldığı beyanında bulundu.
Tanık L.K, bir gün ayinin sona ermesinin ardından yapılacak 4 saatlik özel bir toplantıyı öğrendiğinde olanları takip ettiğini belirtti. Üst kattaki tuvaletin karşısındaki odaya girdiğinde gördükleri karşısında şaşkına döndüğünü ifade eden L.K, şunları söyledi: “Masa üzerindeki Türkiye haritalarının bazılarının üzerinde elle çizim ve işaretlerin yapılmış olduğunu, sınırların değiştirilmiş olduğunu gördüm. Koliler vardı, merak ederek ağzı kapalı olanlardan birini açtığımda, içerisinde PKK’ya ait yasadışı broşürlerin bulunduğunu gördüm.”
Brunson’un, firari sanıklar FETÖ’nün eski Ege Bölgesi İmamı Bekir Baz ve yardımcısı Murat Safa ile “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçlamasıyla yargılanan avukat Taner Kılıç’la yakın işbirliği yaptığı, Kürt ve Aleviler üzerinden ayrıştırma ve casusluk faaliyeti yürüttüğü belirtilen iddianamede, “Dua” kod adlı gizli tanığın Emre Uslu’nun ABD ile bağlantısına ilişkin paylaştığı bilgilere de yer verildi. İddianamede, Brunson’un fikir birliği yaptığı arkadaşlarından birinin 2011’de tartıştığı Türk vatandaşına, “Polis şefi Emre Uslu ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibidir, onların sahibi de Amerikalılardır” ifadesini kullandığına da değinilerek, Uslu’nun ABD bağlantısı açık şekilde ortaya konuldu.