Sevakin Adası’na ilişkin Osmanlı Devleti’nin yüzlerce yıl önceki icraatları, tarihi belgelerde ortaya çıktı. Osmanlı Arşivi’ndeki yazışmalar, Sevakin’in hiç ihmal edilmediğini, adanın emniyet ve huzuruna ne denli önem verildiğini ispatlar nitelikte.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Sudan temasında gündeme gelen Sevakin Adası’na ilişkin Osmanlı Devleti’nin yüzlerce yıl önceki icraatları, tarihi belgelerde ortaya çıktı. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğündeki Osmanlı Arşivi’nde yer alan belgelerde, 1517’den 1882’ye kadar Habeşistan’a görevlendirilen Osmanlı paşalarının, Sevakin Adası’nda o dönemki faaliyetlerine ilişkin bilgilere ulaşıldı. Aralarında 16. yüzyıla ait “Habeş Beylerbeyine hüküm” başlığını taşıyan belge dikkat çekti.
1571 tarihli belgede yerel kabilelerin Sevakin’e saldırdığı, ancak bölgede huzurun sağlandığına dair bilgi yer alıyor. Tarihi belge, Osmanlı hakimiyeti süresince bölgede emniyet ve huzurun sağlanmasına verilen önemi gözler önüne seriyor. 1854 tarihli belgede ise tamire ihtiyacı olan Savakin Kaymakamlık Konağı ve mahallelere ilişkin bilgi aktarılıyor. Bu belge de Osmanlı’nın Sevakin’i hiçbir zaman ihmal etmediğini gösteriyor. 1864 tarihli başka bir belgede ise Mısır’dan Sevakin ve Musavva iskelelerine uzanan tren yoluna ilişkin bilgi yer alıyor.
Sevakin Adası’nın tarihi geçmişine ilişkin bilgi veren tarihçi Prof. Dr. Osman Köse, Osmanlı’nın bölgeye yerleşmesinden sonra Sevakin’in huzurlu bir liman şehri vasfıyla asırlarca tüccar ve ziyaretçilerin uğrak yeri olduğunu ifade etti. Adanın Lozan Antlaşması’nda resmen Mısır’a verildiğini belirten Köse, 1956’da Sudan Mısır’dan ayrılınca Sevakin’in de Sudan’a bırakıldığını söyledi. Köse, “Afrika’ya açılan kapı” olarak nitelediği Sevakin Adası’nın Türkler için tarihi önem ve değere sahip olduğunu kaydetti.
Sudan, Somali ve Afrika’nın diğer bölgeleri ile siyasi ve ticari ilişkilerin gelişmesi çerçevesinde adanın geçmiş tarihlerdeki rolünü tekrar ifa edebileceğini belirten Prof. Dr. Köse, şunları söyledi: “Sevakin bundan sonraki misyonuyla, Türkiye ve Afrika arasındaki ilişkilerin gelişiminde tekrar büyük rol oynayabilir. Kızıldeniz kıyısında turizm ve ticareti ile yeni bir merkezin ortaya çıkmasına vesile olabilir. Gelişen Türkiye ve güçlenen Türkiye-Afrika ilişkileri ile ticaret ve turizm yönleriyle Sevakin’i daha çok duyacağız.”