Çırağan Caddesi’ndeki çınarların kesilmesi herkesi üzdü. “Yapacak bir şey kalmadı” gerekçesini eleştiren uzmanlar, diğer tarihi ağaçlar için acilen tedbir alınmasını istedi. Orman Fakülteliler Derneği, “İBB, İstanbul’un yeşil mirasını yok eden bir kurum olmamalıdır” açıklamasını yaptı.
Ağaçlardaki söz konusu patojenin (Ceratocystis platani) ilk defa 1945’te Marsilya’da, şu an İtalya, İspanya, İsviçre, İran, Arnavutluk ve Yunanistan’da yayıldığını kaydeden dernek, İstanbul’da da Dolmabahçe, Gülhane Parkı, Emirgan Korusu ve Yıldız Parkı’nda bu hastalığın yüzde 25 oranında yayıldığını duyurdu.
YANLIŞ BUDAMA HASTALIĞI YAYDI
ORFAMDER, Dolmabahçe’deki ağaç ölümlerinin ekosistem bütünlüğünün adım adım bozulmasıyla gerçekleştiğini vurguladı. Bu bozulmanın erken tespit edilemediği, uygulanan başarısız tedavi yöntemlerine ek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) yaptığı bakım budamalarının da hastalığı yaydığı kaydedildi. Ağaçları tehdit eden risklere karşı yıl boyu gözlem, raporlama, koruma ve bakım yapılması gerektiğine dikkat çekildi. Tarihi ağaçların, koruma kurullarının öldürücü izin süreçleri ve belediyelerin budama merkezli yıllık bakım çalışmasıyla yaşatılamayacağı belirtildi.
KESİM KARARINI HUKUKÇU ALDI
Dernek, kesime karar verenlerin ağaç ve ormanla ilişkisi olmadığını da ifade etti:
- “Tarım ve Orman Bakanlığı himayesinde yeni bir süreç başlatılmalı. ‘Bugün nasıl yönetilmeli’ sorusuna cevap bulmalıyız. İstanbul 4 No’lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun kesim kararında yetki-sorumluluk ilişkisi yoktur. Karara imza atan meslek disiplinlerinin (hukukçu, şehir plancısı, peyzaj mimarı, harita mühendisi, mimar, çevre mühendisi) ağaç ve ormanla ilişkisi yoktur. İlgili komisyon üyesi orman mühendisinin de kararda imzası yoktur.”
İstanbul’un marka değerini yok etmeyin
ORFAMDER’in açıklamasında, Dolmabahçe çınarları için geç kalındığı ancak diğer tarihi ağaçlar için hemen adım atılması istendi: “İBB daha önce İstanbul’un yeşil varlığını arttırmaya yönelik yapılan dikey bahçeleri kaldırdığı gibi, bugün de tarihi ağaçları keserek İstanbul’un marka değerini yok eden uygulamalara imza atmaktadır. İBB, İstanbul’un yeşil mirasını radikal karar ve önlemlerle yok eden bir kurum olmamalıdır. Bu hususta, çevreci ve doğaya gönül vermiş her vatandaşın geç kalmadan sesini duyurması gerekmektedir.”