Örgütlü ifade

Cumhuriyet tarihinin en büyük soru hırsızlığı olarak gösterilen 2010 KPSS davası başladı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün devletin kılcal damarlarına sızmak amacıyla soruları ele geçirdiği ve kendi elemanlarına dağıttığı 2010 KPSS'ye ilişkin, “FETÖ kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmak, resmi belgede sahtecilik ve kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından 54'ü tutuklu 230 kişi yargı önüne çıktı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar ve avukatları ile şikayetçi kurumlar Maliye Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığı'nın avukatları katıldı.

Duruşmada sanıkların kimlik tespiti yapıldı. Mahkeme Başkanı Musa Yeşil'in, ÖSYM eski Başkanı Ünal Yarımağan'ın adres ve kimlik bilgileriyle ilgili soruları üzerine yanındakiler “Hocamızın kulağı ağır işitiyor” bilgisini verdi. Yanındakiler, Yarımağan'ın soruları yanıtlamasına yardımcı oldu. Mahkeme Başkanı, usulen iddianamenin okunması gerektiğine kaydederek, "Zaman kaybetmek istemiyorsanız özetleyeceğiz" dedi. Mutabakat sağlanması üzerine bin 500 sayfalık iddianamenin özeti okundu. Savunmalara geçilmeden önce sanık avukatlarından Hayrettin Açıkgöz söz alarak, mahkemenin "görevsizlik" kararı vermesini istedi. Mahkeme heyeti ise avukatın bu talebini reddetti.

İptal edilen Eğitim Bilimleri sınavında 120 sorunun tamamına doğru yanıt veren, ancak tekrar edilen sınavda 83 doğru yapabilen sanıklardan Dursun Şahin, doğru sayısındaki düşüşü de ilginç bir gerekçeyle savundu. Şahin, “İkinci sınava 1.5 aylık kısa bir süre olmasından dolayı düşüş gerçekleşti” dedi. HTS kayıtları bulunan kişilerle en fazla 4 kere görüştüğünü iddia eden Şahin, diğer 3 şüpheliyle BAZ örtüşmesini de evinin şehir merkezinde olmasına bağladı. Şahin, bazı şüphelilerle arasındaki para alışverişiyle ilgili ise “İş yerinde borç alışverişi yaptığımız kişiler” dedi. Mahkeme Başkanı Yeşil bunun üzerine ise “İş yerinde borç elden alınıp verilir” dedi.

İptal edilen Eğitim Bilimleri testinden 114 soruya doğru yanıt veren, tekrar edilen sınavda ise bu sayıyı 79'a düşüren sanıklardan Hasan Demir'in ise ikinci sınav için çalışmaya vakit bulamadığını söylemesi dikkat çekti. Demir'in, ilk sınava ilişkin “Ortaokul bilgileriyle çözülebilecek soruları çözdüm” demesine üzerine Mahkeme Başkanı Yeşil, “Peki neden ikinci girdiğin sınavda bu başarıyı gösteremedin” sorusunu yöneltti. Demir ise kendini “olağanüstü bir sınavdı” diyerek savundu. Hesabındaki para hareketliliğinin sorulması üzerine Demir, "Arkadaşımdan 400 Lira borç almıştım. 2012'den sonra ödedim" dedi. Sanık Hüseyin Elmas ise MASAK raporunda gözüken para transferinin sebebini, "Elden aldığım 2 bin lirayı banka aracılığıyla ödedim" şeklinde açıkladı. Eğitim Bilimleri sınavının ilkinden 119, ikincisin de 91 doğru yapan Mehmet Akbaş ise, “Sınavın tekrarlanacağı açıklandığında 44 gün vardı ve çok fazla hazırlanma fırsatı bulamadım” şeklinde konuştu.

Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hazırlanan KPSS sorularının sızdırılması iddianamesinde, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'nın hazırladığı rapordan bazı bilgilere de yer verildi. Raporda, FETÖ/PDY, adli, idari ve istihbari kolluk görevi ifa eden ve aynı zamanda güç kullanma yetkisine sahip bir devlet kurumu olması nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğü'ne (EGM) sızarak kontrol altına almaya çalıştığı, kadrolaşmanın belli bir düzeye ulaşmasının ardından da kurumun gücünü operasyonlarına ana aracı olarak kullandığı belirtildi.

Raporda ilgi çeken bilgilerden biri, “fetih okumak” adı altında yapılan uygulamalı sınav çalışmaları oldu. Gruplar halinde sınavlara hazırlanan öğrencilere, sınav merkezlerine yerleştirilen örgüt üyelerince sızdırılan soruların “fetih okumak” adı altında yapılan sınav çalışmasında çözdürüldüğü, aynı soruların 4-5 kez işlenerek ezberletildiği savunuldu. Raporda ayrıca, örgüt içerisinde yer almış fakat daha sonra kopmuş kişilerin ifadelerine dayanarak, devlet kadroları içerisine yerleştirilen yapı içerisindeki kişilerin her terfi sonrası paralel yapının lideri Fetullah Gülen'e bağlılıklarını bildirmek için yanına geldikleri ve ilk maaşlarını bağışladıkları kaydedildi. Kurumlarda üst düzeye ulaşan bu kişilerin Gülen'in talimatlarından ayrılmadığı, buralardan örgüte önemli bir istihbarat akışı sağladıkları da ifade edildi.